Maria Theresa Walburga Amalia Christina… İlk başta kulağa Latince bir atasözü gibi gelse de, bu kelimeler bütünü ünlü Habsburg Hanedanı soyundan gelen Avusturya Arşidüşesi, Macaristan ve Bohemya kraliçesi, ve Kutsal Roma-Germen İmparatoriçesi olan Maria Theresa’nın asıl isminden başka bir şey değil. Peki Maria Theresa dendiğinde biraz olsun Avrupa tarihiyle haşır neşir olmuş insanların aklına, niçin aynı isimle anılan diğer kraliçeler değil de 1717-1780 yılları arasında yaşamış olan bu kadın gelmektedir? Cevabı bütün sıfatları bir yana, Maria Theresa’nın hem bir kadın hem de bir siyasetçi olarak Avrupa tarihine yön veren karar ve eylemlerinde gizli.
[box_light]Kadın-Erkek Eşitliğine Doğru Asil Bir Adım[/box_light]
Maria Theresa, babası Kutsal Roma-Germen İmparatoru VI. Charles’ın çocuklarından en büyüğüydü. Kutsal Roma-Germen İmparatoru VI. Charles’ın yasal eşi Elizabeth’ten (Elisabeth Brunswick-Wolfenbüttel) hiçbir erkek evladı yoktu. Ne var ki babası 1713’te kız evlatların da tahtta yasal veraset hakkı olabileceği durumları düzenleyen ve Türkçe’ye Veraset Yasası diye geçen ama asıl adı “Pragmatic Sanction of 1713” olan düzenlemeyi yaptı. Düzenleme başta Habsburg Hanedanı’nın Avrupa’nın pek çok devletinde üyeleri olduğu için, sonra da VI. Charles tüm Avrupa’da tanınmasını sağladığı için geçerli olmuştur. Her ne kadar bu değişimin yapılış sebebi kadın haklarından ziyade soyun devamı olsa da, tahtta yasal hakkının oluşu o zamanın soylu sınıfı kadınları için önemli bir adımdır.
[box_light]Belden Aşağı Vurarak Toprak Kazanmak ya da Bir Kadının Egemenliği Sorgulanıyor[/box_light]
Veraset yasasıyla sunulan ve korunan haklar, başta Bavyera ve Saksonya olmak üzere kimi devletler tarafından inkâr politikasıyla karşılaşmış ve bu yolla Maria Theresa’nın yönetici olarak meşruluğu sorgulanmıştır. Kraliçenin büyük hasmı Prusya Kralı II. Friedrich, Maria Theresa’nın veraset meselesini de bahane ederek 1740 yılının Aralık ayında Silezya topraklarını işgal etmiştir. Silezya toprakları Prusya’ya kalmış olsa da, eşinin 1748’de Kutsal Roma İmparatoru seçilmesiyle, Maria Theresa’nın imparatoriçe olarak meşruluğu babasının getirdiği veraset düzenlemesinden bağımsız olarak meşruluk kazanmıştır.
[box_light]7 Yıl Savaşı ya da Amerikan Devrimi’ne Önemli Bir Katkı da Avusturya’dan[/box_light]
1756-1763 yılları arasında gerçekleşen, Avusturya ve Prusya’nın Orta Avrupa’daki toprak üstünlüğünü kazanma amacıyla, İngiltere ve Fransa’nın da sömürge faaliyetleri sebebiyle rakip oldukları savaş 7 Yıl Savaşı adını almıştır. Bu savaşta Avusturya, Fransa ve Rusya; İngiltere ile Prusya’ya karşı müttefik olmuşlardır. Bu yıpratıcı savaşlar sonucunda Fransa, Rusya ve İngiltere’nin borca batmaları ve halktan gani gani vergi toplamaları devrimler çağının en büyük itici gücü olmuştur.
[box_light]Yerel Reformlar ve Modernleşme[/box_light]
Maria Theresa’nın bir yönetici olarak en başarılı yanının, yetenekli insanları diğerlerinden ayırt ederek yetenekli oldukları kademelerde harikalar yaratmalarına izin vermesi olduğu söylenir. Kont Friedrich Wilhelm Haugwitz danışmanlığında büyük bir ordu kurulması, Hollandalı fizikçi Gerard van Swieten yardımıyla üniversitelerde ders kitaplarının değiştirilip yenilenmesi veya Dışişleri Bakanı Wenzel Anton von Kaunitz’in barışçıl bir dış politika yolunda güttüğü siyaset düşünüldüğünde Maria Theresa’nın gerçekten de “yetenekleri keşfetmek konusunda yetenekli” olduğu söylenebilir.
[box_light]Uluslararası İlişkilerde Barışçıl Yaklaşım: Evlilik[/box_light]
Maria Theresa 13 Mayıs 1717 ile 29 Kasım 1780 arasında yaşadı ve 63 yıllık yaşamının 23 yaşından sonraki 40 yılını hükümdar olarak geçirdi. 1736’da evlendiği Lorraine Hanedanı’ndan Francis Stephen ile 1765 yılında Francis Stephen ölene kadar evli kaldı ve onu devletin finansal işlerinden sorumlu tuttu. Çiftin üçü bebekken ölen toplam 16 çocuğu olmuştur, bu çocuklardan en bilineni Fransız Devrimi gerçekleştiğinde infaz edilen ve müsrifliğiyle bilinen Marie Antoinette’tir.
Maria Theresa 40 yıllık hükümdarlığı süresince pek çok dış sorunla karşılaşmıştır. En başta gelen sorun geniş toprakların korunması ve savunulmasına yönelikti. Maria Theresa’nın bu konudaki yaklaşımı ise oldukça dikkat çekici: evlilik. Tüm çocuklarına stratejik evlilikler yaptıran Maria Theresa, bu yolla sayısız savaştan sıyrılmayı başarmıştır. Maria Theresa’nın evlilik konusuna yönelik tarihçilerin sık sık bahsettiği bir sözü dahi vardır:
“Diğer devletler savaşabilirler ama sen şanslı Avusturya, sen evlenirsin!”
Literatüre “Habsburgların en insancılı” olarak adını yazdıran Maria Theresa, şüphesiz gerek politikacı kimliğiyle gerekse kadın kimliğiyle 18. yüzyılın ötesinde, hatta çağının değerlerine meydan okuyan bir figürdür.
[box_light]Kaynakça[/box_light]
Pick, Robert. “Maria Theresa: Holy Roman empress”. Encyclopædia Britannica.
Pick, Robert. Empress Maria Theresa: the earlier years, 1717-1757. New York: Harper & Row, 1966.
İlkiz Taşdelen
Yazılarını okumadan önce emin olduğum iki konu var.Birincisi bu yazıdan da yeni bir şey öğrenme fırsatım olacak ikincisi de bir kez daha kalemine hayran kalacağım.Unutmadan son olarak da yeni yazını büyük bir heyecan ile beklediğim.Tüm bunlar için,bilgi dağarcığıma katkıların için çok teşekkür ederim.Gazete Bilkent senin gibi bir yazara sahip olduğu için çok şanslı.Okurun bol,yolun açık olsun.