II. Basil: Bulgarların En Büyük Kâbusu – II

II.Basil’in başarılarının anlatıldığı bu ikinci kısımda, tahta geliş sürecinin ardından yaşananlar anlatılacaktır.

Artık karşımızda daha tecrübeli, daha güçlü ve daha zeki bir II.Basil olacaktır. Basil’in hayatı 989 yılında yeni bir döneme girecektir. Bu yeni dönem II.Basil’in komutanlık becerisi ve tecrübesiyle yaptıklarını kapsamaktadır. II.Basil, 990 yılında üçüncü Bulgar seferine çıkar ve Samuel tarafından işgal edilen Bizans topraklarını hiçbir direnişle karşı karşıya gelmeden ele geçirir. Lakin, daha ilerleyemeden, doğudan gelen haberler II.Basil’in saldırıyı durdurmasına neden olur. Fatimiler’in doğuda Bizans ordusunu bozguna uğratıp Halep’i kuşattıkları haberi Bizans İmparatorluğu’nun odağını batıdan doğuya çevirmesine sebep olur çünkü Halep’in düşmesinin ardından sıradaki hedefin Antakya olduğu düşünülmekteydi. Bazı kaynaklara göre Konstantinople’a dönen imparator, yaklaşık 40 bin kişilik bir orduyla 991 yılının başında doğuya doğru hareket eder ve tam 16 gün sonunda Halep’e varılır. Bu Bizans tarihi açısından rekor sayılabilecek bir sefer süresidir. Bizans tarihinin en büyük ve öldürücü ordusuyla Halep’e gelen II.Basil, Fatimileri Halep ve Suriye’den kovalar.

Doğudaki problemin bitirilmesinin ardından II.Basil yeni hedefini, Anadolu’da güçlenmeye başlayan ve ileride imparatorluk için büyük bir tehdit oluşturabilecek olan aristokrat ailelerini yok etmek olarak belirler. İlk olarak Kapadokya’da yaşayan ailelerden başlayan II.Basil kısa bir sürede Anadolu’yu aristokrat ve zengin ailelerden temizler. Bu temizlikte, bir bakıma II.Basil’in 13 yıl boyunca isyancılara karşı olan mücadelesinin intikamını o isyancıların destekçilerini yok ederek alır.

battle_kleidion

Görsel 1: II.Basil’in yönettiği Bizans ordusu Bulgarları yenerken.

Anadolu ve doğudaki düzen sağlandıktan sonra, II.Basil, asıl hedefi olan Bulgarlara tekrar yönelir. 996 yılında gelindiğinde Selanik, Bulgar Kralı Samuel tarafından ele geçirilir. Samuel’in Selanik valisini idam ettirmesi ve Yunan (Hellas) Temasını yağmalamasının ardından 997 yılında genç komutan Nikeferos Uranus, Samuel’i Selanik’ten kovar. Lakin, Bulgar tehlikesi bitmez ve Bulgarlar bazı Bizans kalelerini yağmalayıp ele geçirmeye devam ederler. 999 yılına gelindiğinde II.Basil batıya hareket eder. Hazırladığı plan doğrultusunda, 1004 yılına kadar Bizans, sistematik bir biçimde Bulgar tehlikesini yok etmeye başlar. Lakin, Samuel direnişine devam etmekte kararlıdır. Hızlı baskınlarla Bizans bölgesini taciz eden Bulgarlar, 1014 yılına kadar ayakta kalmayı başarırlar. 1014 yılında Bulgar ordusu Seres’te bulunan dar bir geçitte tuzak hazırlarlar. Bu tuzağa karşı, Bizans’ın başarılı komutanlarından Nikeforus Xiphias’ın fikri üzerine gece elit askerlerden seçilmiş bir birlik Bulgar ordusunun arkasına sızar ve  14 Temmuz 1014 tarihinde başlayan savaşın  hemen başında Bulgar ordusu iki taraftan sıkıştırılarak yenilgiye uğratılır. Sayıların tarihi kaynaklarda biraz abartı olarak düşünülmesine rağmen yine o kaynaklara göre yaklaşık 14 bin kişi, II.Basil tarafından 100’er kişilik gruplara ayrılır. 99 kişi kör edilir. Kalan 1 kişi ise o grubu Bulgar krallığına geri götürebilsin diye kör edilmez. Krallığa dönen 14 bin kişilik bu orduyu gören Samuel yine tarihi kaynaklara göre kalp krizi geçirip ölür. Bu olayın ardından da II.Basil için “Boulgaroktonos” yani Bulgar-Kıran lakabı yakıştırılır.

Bizans tarihinin görüp görebileceği en güçlü ve büyük orduyu kumanda eden ve bu orduyla başarıdan başarıya koşan II.Basil, şanslı tahta çıkış sürecine tecrübesi ve askeri dehasını ekleyerek hem batı da hem de doğuda düşmanlarının en büyük korkusu haline gelmiştir. Yine de Bizans’ın tarihsel sürecini incelerken verilen bazı istatistik verilerin tarihsel gerçekliğine şüpheyle yaklaşmamız doğru olabilir. Benzer şekilde yine altını çizmek gerekir ki Bizans tarihinde karşılaşılan ani ölümlerin de yine şüpheli bir tarafı vardır. Ne olursa olsun belki biraz üzerinde oynanmış Bizans tarihi, II.Basil gibi heyecan verici, korkutucu ve güçlü imparatorları konu almıştır.

 

 

 

Kaynakça:

Görsel 1: http://www.burnpit.us/sites/burnpit/files/blog-image/battle_kleidion.jpg

Dikici, Radi. (Mayıs.2007). Şu Bizim Bizans. Remzi Kitabevi.

Gregory, Timothy. A History Of Byzantium. Blackwell Publishing. 2005.

Leave a Reply