Çizgi filmler, çocukların ve birçok yetişkinin eğlenerek izlediği programlar. Çocukların hayal gücünü geliştirirken yetişkinlere de rahatlama imkânı sunar. Her ne kadar birkaç yıl öncesiyle başlamak üzere izlediğim çizgi film sayısında gözle görülür bir azalma yaşasam da diğer yanım onlarsız yapamıyor. Ancak küçükken sırf beğendiğim çizgi filmi izlemek için hafta sonlarının erken saatlerinde kalkıp televizyon başına koştuğum o programlar, yeni sürümleri yayınlandıkça daha da çok özlem duygusu uyandırıyor bende. Bunlardan birisi de “Powerpuff Girls” idi. Amerika’da 1990’lı yıllara damgasını vuran çizgi film bir idol haline gelmiş ve hatta ilerleyen zamanlarda Japonya’da bir anime halinde bile ekranlarda karşımıza çıkmıştı.
Küçük, sevimli kızlar oluşturmak üzere yoğunlaştığı bir deneyinde Profesör’ün, Mojo adında maymunu itmesi sonucu kızları yaratmak için oluşturduğu karışımın içine Kimyasal X’in dökmesi ve bunun sonucunda oluşan üç süper güçlü kız çocuğunun hikâyesi anlatılmaktadır çizgi filmde. Kafaları ve gözleri kocaman, burnu ve kulakları olmayan Blossom, Bubbles ve Buttercup adlı karakterlerin, gerek kendi aralarında, gerek Profesör’le, gerek okulda gelişen diyalog ve ilişkileri ile, gerekse de suçlularla ya da canavarlarla olan savaşları ve diyalogları komik, ders verici ve iyi davranışları öğütleyen, hatta bazı bölümlerinde tarih ve matematiği özendiren şekilde yansıtan bir program. Şimdi uzun yıllar önce beğenerek izlediğim ancak şimdilerde yayınlanan yeni bölümleriyle beni hayal kırıklığına uğratan bu çizgi filmin zaman içindeki değişimini gözler önüne sermek istiyorum.
Craig McCracken tarafından yapımcılığı üstlenilen çizgi film, 1992 yılında yaratıldığında adı Whoopass Stew idi. Oldukça saldırgan karakterler olarak gözüktükleri açıkça belli. Yapımcı da bunun farkında olacak ki çizgi filmi ilk önce adından başlamak üzere birçok konuda değiştirmiş.
“Şeker, baharat ve iyi olan her şey…” ifadesiyle başlayan çizgi filmin 1998 ve 2006 yılları arasında yayınlanan bölümleri oldukça geniş bir kitleye hitap etti. Fikrimi belirtmek gerekirse bunun nedeninin küçük kızların büyük güçlere sahip olarak dünyayı kurtarmalarından ziyade filmde yer alan her bir karakterin içinde bulunduğu alt metin. Çocukken bunu birçoğumuz fark edemiyoruz ancak karakterlerin yapılışı birtakım amaçlar taşıyor. Öncelikle çizgi filmin başkahramanları olan Blossom, Bubbles ve Buttercup her bir insan değerini varoluşsal bir eksende karşımıza çıkarıyor. Grubun lideri olan Blossom, öz bilinci ve saygınlığı temsil ediyor. Problemlerin üstesinden pratik çözümlerle gelen, zeki, etik değerlere karşı duyarlı diğer bir deyişle “iyi olan her şey”. Bubbles bireyin içindeki saflığı ve alt benliği temsil ediyor. İyi niyetle hareket ettiğimizde her şeyin üstesinden gelebileceğimizi gösteriyor. Buttercup ise sosyolojik anlamda toplum tarafından baskı gören, farklılığı etkisiz hale getirmeye çalışan çevreye tepkiyi ifade ediyor.
Karakterlerin altında yatan gerçekler ve her bir bölümde ayrı bir karakterlerin mücadelesini izlemek ister istemez izleyiciyi kendisine bağlıyordu. İzleyici kendini görüyordu karakterlerde. Ancak 2016 yılında yayınlanmaya tekrar başlayan Powerpuff Girls: Reboot’ta karakterlerin izleyiciye ulaştırdıkları mesajlar bir kenara atılarak değişen ve giderek daha yapmacık hale gelen hayatlara uyum sağlama amacı güdülmeye başlanmış. Öyle ki dünyayı kurtarmak için çeşitli tehlikeler atlatan kızların yerine “twerk” yapan, moda yarışmalarına katılan, popüler olmaya çalışan, her an “selfie” çekilen karakterler gelmiş.
Toparlamak gerekirse, tarih içinde değişen toplum yapısı beraberinde birçok şeyi değiştiriyor. Bunlardan birisi de zamanında hayal gücümüzü süsleyen ve sembolik ögeleri hazmetmize yardımcı olan çizgi filmlerin yerini toplumun değişen özelliklerini izleyiciye empoze eden çizgi filmlerin alması. Çocukluğumuzun bir kenarında güzel anlar bırakan bu yapıtların zaman geçtikçe bu hale gelmesi endişelendiriyor, endişelendirmeli de…
Bayram
“sosyolojik anlamda toplum tarafından baskı gören, farklılığı etkisiz hale getirmeye çalışan çevreye tepki”
Bu kısmı tam anlayamadım açıkçası