“Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” sözü aristokratik kesim ve halk arasındaki derin farkı ortaya koymasıyla, şüphesiz Fransız İhtilali’nin sembolü haline gelmiştir. Fransız halkının açlık ve kıtlıkla mücadele ettiği bir dönemde, dönemin kraliçesi Marie Antoinette tarafından söylendiği düşünülen bu sözler; ilk bakışta ,ben de dahil olmak üzere birçok kişiyi kraliçenin duyarsızlığı ve pervasızlığı konusunda hayrete düşürmüş olsa da; sanılanın aksine, sözlerin ; kraliçenin bizzat kendisine ait olduğuna dair ortada herhangi bir kanıt bulunamamıştır. Asırları etkileyen bu sözlerin ,esasen Marie Antoinette’nin yaşamından önce söylenmiş olduğu, Jan Jacques Rousse ‘nun “İtiraflar” adlı otobiyografisinde ortaya konmaktaydı. Rousse’nun ,dönemin prensesi Maria Therese’in ekmek bulma sıkıntısı yaşayan halka yöneltmiş olduğu bu sözlerden esinlenerek yazmış olduğu mektuplar, Marie Antoinette daha doğmadan önce yazılmıştı. Ayrıca Marie Antoinette’nin halkın yaşamakta olduğu kıtlık süreciyle ilgili:
“Kendi bahtsızlıklarına rağmen, bizlere böylesine iyi davranan bu insanları gördükçe, onların mutluluğu için kesinlikle daha sık çalışmamız gerektiğini düşünüyorum.”
Şeklindeki bu sözlerinin; ülkesinin durumundan bihaber olan bir kraliçe tarafından sarf edilmesi, bizlere pek de olası gelmemekteydi. Peki, bir zamanlar yarattığı moda akımlarıyla özdeşleşen ve hatta Paris’in moda denilince akla ilk gelen şehirlerden biri olmasını sağlayan bu gözde kraliçe nasıl oluyordu da çevresine karşı duyduğu “sözde” ilgisizliğini yansıtan bu sözlerle anılıyordu? Bir zamanlar ona tapmakta olan bu halk nasıl oluyordu da ona karşı bu denli nefret besleyebiliyordu?
Henüz 14 yaşındayken ,Fransa’nın gelecek kralıyla gerçekleştirmiş olduğu evliliğinin; onu olumsuz etkilemesi ve çok genç yaşta kraliçe olmasının verdiği tecrübesizlik üzerine; dönem koşullarında lüks denilebilecek harcamalarda bulunuyor olmasıyla halkın dikkatini çekmesi şüphesiz bu etkenlerden biriydi. Kraliçe her hareketinin izleniyor oluşunun verdiği bunaltıyı :
Rujumu tüm dünyanın gözleri önünde sürüyor , ellerimi tüm dünyanın gözleri önünde yıkıyorum.
sözleriyle ifade ediyor ve bu bıkkınlığıyla, sonu gelmeyen eğlenceler ve harcamalar sayesinde başa çıkabiliyordu. Fransız İhtilali’nin içten içe palazlandığı ve ülke ekonomisinin bir türlü düzelmediği bu dönemlerde, kendi adına almış olduğu Chateau de Saint Claud adlı şato, kadınların kendilerine ait mülk sahibi olamayacakları bir dönemde toplum tarafından yoğun eleştirilere maruz bırakılmıştı. Gün geçtikçe daha çok düşman edinmekte olan Antoinette, çok geçmeden bu düşmanlar tarafından düzenlenen çeşitli komploların da merkezi haline gelmişti.
Halkın içinde kor gibi yanmakta olan isyan ateşi sonunda patlak vermiş, Fransız Monarşisinin sembolü haline gelen Bastille Hapishanesi ele geçirilmiş ve ardından kraliyet ailesi tutsak edilmişti. Bu esaret, kral 16. Louis’in vatan hainliği suçuyla idam edilmesi ve 9 ay sonra da kraliçenin yargı sürecine girmesiyle sona ermişti. Kraliçe bu yargı sürecinde çeşitli suçlamalara ve ithamlara maruz bırakılmıştı. Bunlardan en çok ses getireni şüphesiz kraliçenin oğullarından biriyle ensest bir ilişki yaşadığı doğrultusundaydı.
Kendisine yöneltilen bu suçlamayı yanıtsız bırakan kraliçe daha sonra söylemiş olduğu
Eğer yanıt vermediysem bu, bir anneye yapılan böyle bir suçlamayı doğanın kendisinin bile yanıtlayamayacağındandır.
sözleriyle tarihe damgasını vurmuştur. Birçok kişi tarafından Fransa’nın siyasi geleceğini tehlikeye attığı ve Avusturya’nın yararı adına birtakım çalışmalarda bulunduğu düşünülse de kraliçenin; siyasi donanımdan yoksun olmasıyla birlikte kralın talebi doğrultusunda siyasi ilişkilere katılması engellenmişti. Yani böyle bir siyasi bilgiye sahip olsa dahi yeterli otoriteye sahip olmayışı devlet yönetiminde ona pek de söz hakkı tanımıyordu. Ancak kraliçenin varlığı yeni doğacak olan hükumet sistemine tehdit teşkil ediyordu. Çünkü kraliçe monarşik düzenin yegâne temsilcisiydi. Bu doğrultuda kraliçe bazı asılsız suçlamalarla yargılandı ve giyotine mahkum edildi.
Kraliçe’nin monarşiyi sembolize edişi ve kraliçenin ölümüyle monarşinin sona ermesi tarih sahnesinde yerini almış; ve böylece Marie Antoinette kısa zamanda Fransız İhtilali’nin sembolü haline gelmişti…
Kaynakça
O’Brien, C. H. (2016). Marie-Antoinette. Salem Press Biographical Encyclopedia
http://www.bbc.co.uk/history/historic_figures/louis_xvi.shtml
https://www.youtube.com/watch?v=h4Z8yWVFZZE The truth about Marie Antoinette
https://www.youtube.com/watch?v=9ZHu4ni2OWA Marie Antoinette’s History
http://www.smithsonianmag.com/history/marie-antoinette-134629573/
Nur
Vay be! Bu sözün nerden geldiğini merak etmiştim hep, teşekkürler…