21 ARALIK: EN UZUN GECEYE VEDA KUTLAMALARI

GENEL ANLAMDA

Yeni yıl, günümüzdeki anlamıyla olmasa da tarih boyunca her zaman değişik biçimlerde kutlanmıştır. Günümüzde yeni yıl daha sembolik bir anlama bürünmüş olsa da, eski çağlarda doğadaki değişimlere odaklı ve tamamen somut bir anlamı vardır. Kış Gündönümü, tarihi m.ö. 10.200 yılına kadar giden ve Güneş’in tekrar gelişini, günlerin uzayışını kutlamak ve de tanrılara şükran sunmak amacıyla gerçekleştiren en eski festivallerin öznesidir. En kısa gündüzün ve en uzun gecenin yaşandığı bu gün, Kuzey Yarım Küre’de 20-23 Aralık arasına denk gelmektedir. Binlerce yıllık bir tarihe sahip olması ve hemen hemen dünyanın her bir yanında çeşitli kutlamalara rastlanması tesadüf değildir. Eski insanlar için en önemli olan şeyin, Güneş’in, yeniden ışığını arttırmaya başladığı, karanlık ve uzun gecelerin geride kaldığının simgesidir çünkü. Ritüellerin çoğu ateş ve ışık temelli olup en uzun geceden korunma ve Güneş’i onurlandırma amacı taşır. Yıllar içinde Kış Gündönümü çeşitli şekillere bürünmüştür ve Hristiyanlığın yayılmasıyla birlikte Noel olarak anılmaya başlanmıştır. Çoğu Pagan kültürü gibi Kış Gündönümü de kendini Hristiyanlıkta göstermektedir.

DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDA KIŞ GÜNDÖNÜMÜ

İnsanların Kış Gündönümü’ne binlerce yıldır büyük önem verdiğini ve kutlamalarla karşıladığını söylemiştik. Fakat bu kutlamalar sadece bireysel olmuyordu, insanlar büyük festivaller düzenliyor ve kış dönümünü topluca izlemek için büyük yapılar inşa ediyordu. Bu yapılarda Aralık’ın ortasından başlayarak dini ritüeller yapıyor, kurban veriliyor ve uzun sofralarda ziyafetler düzenliyorlardı. İnsanlar bir araya gelerek en uzun geceyi beraber yaşıyor ve güneşi hep beraber karşılıyorlardı. İlk yapılar Taş Devri’nin sonlarında ve Neolitik Çağ’ın başlarında ortaya çıkmaya başladı. Başlıcaları;

-Newgrange Anıtı 

Newgrange

İrlanda’da bulunan bu yapı, Stonehenge’den bile daha eski bir mezar anıtıdır. Sadece Kış Gündönümü’nde, Güneş doğarken mezar odasını Güneş ışıkları doldurur ve duvarlarındaki tüm taşlar bu ışığı yansıtır. Yapıldığı dönemde, ölen kişiyi Güneş’in ilk ışıklarıyla onurlandırma amacıyla yapıldığı düşünülmektedir. 21 Aralık’ın ölümden(karanlıktan) yaşama(aydınlığa) geçişi simgelediği düşünülürse, insanın ölümden sonraki hayatıyla, doğanın yeniden canlanması arasında bağ kurulabilir.

 

-Maeshowe Anıtı 

Maeshowe

İskoçya’da yer alan bu tümseğin, zamanında tıpkı Newgrange Anıtı gibi bir mezar odası olarak inşa edildiği fakat sonraları, eski insanlarca Kış Gündönümü’nün habercisi olarak kullanılığı söylenmektedir. Tıpkı bir takvim görevi gören bu yapıda, 21 Aralık geldiğinde Güneş ışınları içteki mezar odasını doldurmaya başlıyordu. Oda tam anlamıyla ışıkla dolduğunda insanlar günü anlayabiliyor ve Kış Gündönümü’nün geldiğini fark ediyorlardı. Sembolik anlamlara da sahip olan bu yapıda, ışığın girişi yeni bir yılın başlangıcı ve karanlığın dağılması da eskinin ölümü olarak anlaşılıyordu. Yeni yıl ve temizlenme inancı, ancak ışıkla birlikte elde edilebilen kutsanmalar olarak görülüyordu. Günümüzde hala her kış dönümünde internette güneşin odayı aydınlatması izlenebilmektedir. https://youtu.be/9L2UJmetx-

 

-Stonehenge Anıtı

Neo-Druid Kutlamları, Stonehenge

Güneş’in hareketlerine göre inşa edilmiş bu anıt İngiltere’de bulunmaktadır. Her ne kadar Yaz Dönümü ve ekinokslarda da kutlamalar olsa da, en önemli kutlama Kış Gündönümüdür. Kış Gündönümü sırasında Druidler, Paganlar ve çeşitli okültçülerin ritüeller yaptığı ve gelecek yıla ithafen adaklarda bulunulduğu düşünülmektedir. Bu yapının en önemli özelliği de çevresinde bulunan çok sayıda sığır kemiği sayesinde büyük ziyafetlerin yapıldığı ve kutlamaların şiddeti hakkında kesin bilgiler sunmasıdır. Günümüzde hayli popüler bir nokta haline gelmesiyle hala 21 Aralık büyük bir biçimde kutlanılmakta ve dünyanın her yerinden insanlar bu anı deneyimlemek için gelmektedir.

 

Kış Dönümü’nün Eski Kültürlerde Kutlanışı

Her kültür bu zamanı değişik biçimlerde ve çeşitli adetlerle kutlamıştır. Benzerliklere örnek olarak sıkça tekrarlanan ateş ve ışık elementleri, büyük ziyafetler ve adaklar örnek verilebilir. Farkılıklara gelecek olursak birkaç kültürün Kış Gündönümü’nü kutlama biçiminden ve yaptıkları ritüellerden bahsederek göstermek daha doğru olacaktır.

 

Yule Kralı

Yule, İskandinavyalıların kutladığı Kış Gündönümü biçimidir ve belki de günümüz Noel simgelerinin çoğunun da ilk defa kendini
gösterdiği bayamdır. Babalar ve oğullarının kışın başında ormana gidip en büyük kütüğü araması ve eve getirip ateşe atıp yanmasını beklemesi adetlerinden biridir. Ateş yanarken kütük kül oluncaya kadar ziyafetler sürer ve hatta çıkan her kıvılcımın gelecek yıl doğacak çocuk sayısı kadar olacağına inanırlardı. Yine ormana gidip en sağlıklı ağacı eve getirip süslemek de adetleri arasındaydı ve güneş tekrar gelene kadar onları koruduğuna inanıyorlardı. Hristiyanlığın yayılmasıyla birlikte bu adetler küçük değişikliklerle Noel’de tekrarlanmaya başlandı. Mesela kütüklerin kül olmasına kadar süren ziyafetlerin yerini, kalan küllerin eve serpiştirilmesiyle korunma sağlayacağı inancı aldı.

Roma’da Saturnalia Kutlamaları

 

Saturnalia ise Antik Roma’da kutlanan ve tanrı Saturn adına, ki kendisi tarımın ve bereketin tanrısıydı ,düzenlenen bir festivaldi. Tamamen zevke yönelik olan kutlamalarda cinsellik, yemek ve eğlence ön plandaydı. Aynı zamanda sosyal düzen bir haftalığına ters yüz ediliyor; efendiler köle, köleler ise efendi oluyordu. Üst düzey Romalılar ise ayın 25’inde tanrı Mithra’nın doğum gününü kutluyordu. Çoğu Romalı’ya göre en kutsal gün sayılan bu gün, ışığın tanrısı olan Mithra’ya adaklar ve dualar içeriyordu. Aynı doğum tarihinin Hz. İsa’nın da doğum tarihi olarak belirlenmesi Noel’e olan etkilerinden biridir.

 

Güney YK Kutlamaları

 

Inta Raymi, Güney Yarım Küre’de kutlanan Kış Gündönümü’ne bir örnektir. İnkalar tarafından kutlanan bu bayram, Güneş Festivali olarak da adlandırılır ve Güneş Tanrısı’na adanmıştır. Kış Gündönümü’nden üç gün önce kutlamalar başlar ve son gün Güneş’in doğuşu tüm insanlarca beraber izlenir; altın kupalarda içkiler içilir ve büyük ateşler yakılırdı. Günümüzde hala aynı coşkuyla kutlanmaktadır

 

 

Shab-e Yalda, İranlıların en uzun gece anlamına gelen ve Kış Gündönümü’ne verdikleri isimdir. Kutlamalar yeni yıla dair iyi dileklerin yanında en uzun geceden ve getirdiği kötülüklerden de korunmak için bir yakarma niteliği taşımaktadır. inİsanlar bir araya karanlıktan korunmak için gelir, büyük ateşler yakar ve şiirler okuyarak en uzun gecenin bitmesini beklerdi. Tanrı Mithra’ya yakarmaları tüm gece sürer ve güneş doğana kadar birileri muhakkak uyanık kalarak diğerlerini korurdu. Aynı zamanda bizim kültürümüze de geçen nar parçalama adetini de bereket getirsin diye yaparlardı.

İran Bereket Sofrası

İran Bereket Sofrası

 

En Son

Kış Gündönümü, geçmişten günümüze her kültürden insanlarca coşkuyla kutlanan; insanlık için belki de en önemli günlerden biridir. Yeni yılın gelmesi, mevsimlerin değişmesi ve insanların yaşamı tekrar hatırlaması gibi sebeplerle her zaman da kutlanmaya devam edecektir. İsimler değişse de, kutlama ritüelleri farklılık gösterse de, tüm kültürlerde ortak olan inanç aynıdır: Kış Gündönümü’yle karanlığı kovmak ve ışığın gelişini kutsamak. Her kültürün binlerce yıldır dolu sofralarla, rengarenk ışıklarla, iyilik dualarıya ve sevdikleriyle geçirmeye çalıştığı bu özel gün; yeni bir hayatın başlangıcını simgeler ve insanlığın yenilenme ihtiyacına hizmet eder. Günümüzde de hala aynı coşkusuyla kutlanmaya devam etmekte ve gelip geçen tüm kültürlerin adetlerinden izler taşımaktadır.

 

Kaynakça

1-Ray, T. P. “The winter solstice phenomenon at Newgrange, Ireland: accident or design?.” Nature 337.6205 (1989): 343.

2-Hijmans, Steven. “Sol Invictus, the winter solstice, and the origins of Christmas.” Mouseion: Journal of the Classical Association of Canada 3.3 (2003): 377-398.

Leave a Reply