Bilkent Senfoni Orkestrası ve günümüzün en iyi klasik müzik sanatçılarından biri olan Guy Braunstein, Vivaldi ve Brahms’ın mükemmel eserleriyle 18 Ekim akşamımızı unutulmaz bir sonbahar gecesine çevirdi. Biletlerin bir hafta kala tükendiği açıklanan konser gerçekten de tüm izleyicilerin beklentilerini karşıladı.
A. Vivaldi | Dört Mevsim. Op.8
İtalyan barok klasik müzik bestecisi Antonio Vivaldi 18. yüzyılın tam anlamıyla bir müzik dehasıdır. Toplamda 500’den fazla konçertosu olduğu varsayılan sanatçının özellikle keman konçertoları onun dehasını ve hırsını müziğe nasıl taşıdığının bir kanıtı niteliğindedir. İtalyan Barok müziğini en yüksek noktaya taşıyacak nitelikte eserlere imza atan Vivaldi 1725 yılında Amsterdam’da yayınladığı 12 adet konçertoyla büyük ses getirmiştir. vivaldi’nin Op.8 “II cimento dell’armonia e dell’ inventione” yani armoni ve kontrpuanın çekişmesi adıyla yayınlanan konçertonun ilk dört konçertosu ise mevsimleri tavsir etmektedir. Klasik müzikle ilgili olmayanların dahi bildiği “Dört Mevsim” konçertosu her mevsimi ayrı ayrı anlatan şiirlere göre bestelenmiştir. “Dört Mevsim” konçertosu bugün de en çok seslendirilen ve en ünlü olan klasik müzik eserlerinden biridir. Bu eseri hem Bilkent Senfoni Orkestrası’nın hem de Guy Braunstein’ın deneyimleriyle en güzel şekilde dinlediğimizi söyleyebilirim.
Konserin başında hepimizin bir şekilde alışık olduğu “Dört Mevsim” konçertosunun ilki “İlkbahar”ın ezgileri duyulmaya başlandı. Viyolonsel ve viyoladansa kemanın etkin olduğu konçertoda aslında en etkileyici kısımları Guy Branstein’ın yetenekli müziğiyle biraz daha içselleştirdik. Konçertonun bu kısmının müzikal hale gelmesin sağlayan şiirin bir parçası şu şekilde:
“Bahar geldi.
Kuşlar baharın dönüşünü şarkılarla kutluyor.
Şırıl şırıl akan dereleri, okşuyor meltemler.”
Allegro başlayıp Allegro biten “İlkbahar” kısmının ortalarında Andante’den de daha ağır dokunuşlarla Largo bir parça kendini gösterir. Sırasıyla “Yaz”, “Sonbahar” ve “Kış” parçalarında da önce hızlı ve keyifli giden daha sonra hafifleyip tekrar yükselen dokunuşlar kendini gösterir. Aynı mevsimler gibi birbirleri arasında hem zıtlıkları hem de bir o kadar uyumu barındıran 4 konçertonun bence en güzeli “Sonbahar”dı. Sanki diğerlerinden daha farklı bir anlam yüklenmiş gibi olan sesler insana hem hüznü hem de gülümsemeyi bir arada yaşattı. “Sonbahar” konçertosunun müzikale dönüştürüldüğü dizeler ise şu şekilde:
“Köy mutlulukla,
dans ve şarkılarla,
Bereketli ürünü kutlar.
Baküs’ten tat alanlar,
Bir yerlerde uykuya dalar.
Şarkı ve danslar bitmiştir.
Hava sakin ve güzeldir.”
Vivaldi’nin “Dört Mevsim” konçertosuyla birlikte çembalo enstrümanını yakından dinleme fırsatı da elde ettik. Guy Branstein’ın kemanı ve Elif Önal Çubukçu’nun çembalosu uyum içinde dinleyicileri mest ederken etkilenmemek elde değildi.
Araya girerken dinleyiciler öyle bir müzikal memnuniyet içerisindeydi ki, defalarca alkışlayıp Guy Braunstein’ın daha ikinci yarı başlamadan Brahms çalmasını sağladı.
J. Brahms | Yaylı Çalgılar Altılısı No.1. Si bemol majör. Op.18
İkinci yarı sadece şeflik görevini üstlenen Guy Braunstein, Almanya’da Rolandseck Festivali’nin Müzik Direktörlüğü görevini sürdürmekte, genç ve başarılı bir sanatçı olarak Dünya’nın en önemli orkestralarıyla sahne almakta.
Bambaşka bir formu müzik dünyasına kazandıran Brahms’ın Si bemol Altılısı eseri yaylıların tümünün kullanıldığı eşsiz bir müzikal niteliğindedir. Yoav Talmi‘nin düzenlediği haliyle dinlediğimiz eser bana hiç yaşamadığım bambaşka bir tecrübe kazandırdı. Piyano çalan ve klasik müziğin de genelde piyano kısmıyla ilgilenen biri olarak ilk defa yaylıların beni bu kadar etkilediğini söyleyebilirim. Hem keman, hem viyola, hem viyolonsel hem de kontrbasın uyum içinde ilerlediği bir müzik ziyafeti gibiydi. Tüm yaylıların aynı anda bu kadar uyumlu olabileceğini açıkçası hayal dahi edememiştim. Özellikle zaman zaman viyolaya bir ses daha fazla ağırlık verilmesi, sanki hem beni hem de bütün dinleyicileri bambaşka duygulara sürükledi.
Guy Braunstein’ın özenle şeflik etmesinden mi kaynaklanıyordu bilmiyorum ama; ikinci yarıda gerçekten “Dört Mevsim”den bile daha fazla etkileyen bir müzik şöleni yaşadık.
Gelecek Program:
25 Ekim Cumartesi 20:00 | Bilkent Konser Salonu
Cumhuriyet Bayramı Konseri
Christoph Mathias Mueller, şef
Valeriy Sokolov, keman
F. Köksal | Imaginary Spaces for Chamber Orchestra
P.I. Tchaikovsky | Keman Konçertosu, Re majör, Op.35
P.I. Tchaikovsky | Senfoni No.3, Re majör, Op.29
Biletlere ulaşmak için:
http://www.mybilet.com/event/16759/bilkent-senfoni-orkestrasi-ndash-25-x-cumhuriyet-bayrami-konseri/
Gülnihal Özcan
Yorumun için teşekkür ediyorum Ozan. Gerçekten de bizleri etkileyen çok güzel bir konserdi.