Steroidlerle ilgili 3. ve 4. yazımızda sporcular arasında sık tercih edilen steroid ve steroid benzeri ürünlerden birkaçını inceleyeceğiz.
Anadrol: Oral yolla vücuda alınan kuvvetli bir steroid türüdür. Kiloda ve güçte artış yaratır, 1990’larda Amerika da çok popüler olan anadrol, karaciğeri çok yorduğunun tespit edilmesi, bazı kullanıcılarda tansiyona sebep olması ve saç dökmesi yapması sebebiyle ününü kaybetmiştir. Karaciğeri yorması sebebiyle ciltte de akne ve kızarıklık oluşturmaktadır. Kullanımı bırakıldığı zaman, güç ve kilo kaybında ani düşüş yarattığı böylece sporcuların depresyona girdikleri gözlemlenmiştir.
Anapolon 50: Anadrolün çok yakın bir türevidir. Oral steroidler içinde belki de en zararlı fakat en etkili ve en çok kullanılan steroid olarak anapolon gösterilmektedir. Aslında çeşitli anemi hastalıklarının tedavisinde, doktor kontrolü ile özenle hazırlanmış dozajlar halinde tüketilen anapolonun yüksek andojenik etkisi sebebiyle kullanım hızı giderek artmıştır. Gözle görülecek seviyede hacim ve güç artışı sağlar. Kullanımın ilk iki haftasının sonunda 6-7 kiloya kadar kilo aldırmakta ve bunun yanı sıra kasların çok fazla su tutmasını sağlayarak hacimli görünmesini sağlamaktadır. Yan etkilerine baktığımızda ise yoğun kullanımı sonucunda karaciğer kanserine kadar giden vakalar görülmektedir. Vücutta aromatize olarak, yani östrojen hormonu gibi etki yaratarak, erkeklerde kadınsılaşmaya sebebiyet verebilir. Kullanımı halinde önlem amaçlı başka yan ilaçlarında kullanılması gereklidir.En hızlı sonuç veren, anabolik-androjenik steroid, anapolon olmasına karşın vücut geliştirme sporu ile hobi olarak uğraşanların veya spora yeni başlamış kişilerin gerçekten uzak durması gereken bir üründür.
Clenbuterol: Bu ürün astım hastalığının tedavisinde kullanılan bir ilaçtır ve enjekte, damla ve oral olarak vücuda alınması mümkündür. Vücuda steroidler gibi etki etmemekte, vücuttaki yağın yoğun bir şekilde yakılmasını sağlamaktadır. Pozitiflerine baktığımızda, hem yağ yakıp hem büyüme hormonunun salınmasını arttırdığı için vücutta gözle görülecek değişiklikler yaratmaktadır. Böylece yan etkileri steroidlere nazaran az olan bu ürün, sporcular tarafından definasyon dönemlerinde tercih edilmektedir. Yan etkileri ise elde titreme, kalp ritminde bozukluk yaratma, baş ağrısı, stres, uykusuzluk gibi etkilerdir.
Deca-Durabolin: Andojenik etkisi düşük olmakla beraber anabolik etkisi en yüksek hormonlardan biridir. Vücuttaki protein sentezini ciddi miktarda arttırarak kaslanma sürecini hızlandırır ayrıca tendonları geliştirerek ağrıların azalmasına yardımcı olur. En etkili kullanımı dianabol ve testosteron ile kombine şekilde kullanılmasıyla olur. Karaciğeri diğerleri kadar yormamasına(sebebi oral değil enjekte şekilde vücuda alınmasıdır) rağmen uzun süre vücuttan atılamaması sebebiyle doping kontrollerinde sorun yaratmaktadır. Akne, aşırı cinsel istek gibi yan etkileri de görülür.
Dianabol: Yine oral olarak kullanılan dianabol tabletlerinin yan etkileri de, pozitif etkileri de anapolona benzer fakat iki yönden de daha basit halidir. Kısacası anapolondan daha az zararlı, daha az etkili fakat onun doğrultusunda etkileri olan bir ilaçtır. Genellikle sporcular, kür arasında vücudun formunu devam ettirmesi için veya daha sıklıkla; enjekteli kürlerin başlangıcında kick start ürünü olarak kullanmaktadır. Yine anapolon gibi androjenik etkilerinin bulunması, kadınsılaşmaya sebebiyet verdiği için nolvadex ve proviron gibi, bu yan etkileri nötrleyici ilaçlarında beraberinde kullanılması gerekir. Bazı sporcularda saldırganlık ve sinir yarattığı gözlemlenmiştir.
Ephedrine: Yağ yakıcı özelliği vardır. Yarışmalardan önce yağsız ve kaslarda hatlı bir görünüm ortaya çıkarmak için tercih edilir. Nabız ve vücut ısısını arttırarak yağ yakım hızını arttırır. Kafein ve aspirin ile kullanılmasıyla etkisi daha da artar. Yağ yakıcı olması sebebiyle, kalp ritminde değişiklik, uykusuzluk, ellerde titreme, iştahsızlık, baş ağrısı gibi yan etkileri bulunmaktadır.
Yazı dizisinin önceki bölümleri;