Not: Yazımı, eklediğim müzik eşliğinde okumanızı tavsiye ederim (sayfanın sonuna bakınız).
“Ben tür yönetmeniyim. Sindrella’yı film yapsam, insanlar at arabasında ceset ararlar.”
– Alfred Hitchcock
Sinema her insanın kendinden parçalar bulabileceği ve zengin lezzetlerle harmanlanmış bir havuz niteliği taşımaktadır. Geçmişle günümüzü harmanlayan ya da kült özellikleriyle akıllarda yer edinmeyi başarmış yüzlerce film, estetik zevkimizin doyurulmasında önemli bir rol üstlenmektedir. Her bireyin çeşitli ilgi alanlarına sahip olması ve hayata farklı açılardan bakmalarının getirdiği çeşitlilik sinema alanında da kendini göstermiş, birçok farklı türün ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu türler arasında, önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi, favorim olan gerilim filmleri benim için vazgeçilmezler arasında yer almaktadır. Gerilim tarzı seyirciyi bazı ruh hallerine girmeye teşvik eder; yüksek seviyede beklenti veya ümit etme, kararsızlık, anksiyete, endişe, heyecan, gerginlik ve dehşet gibi duyguların kısa süre içerisinde hissedilmesini sağlar. Özellikle gerilim alanında klasikleşmiş ve başarıları büyük kesimlerce kabul görmüş kült filmlerin tadı her zaman ayrı olmaktadır. Gerilim türünde özellikle psikolojik gerilim alanında başarılı eserlere imza atmış Alfred Hitchcock’un da sözünde belirttiği gibi gerilim farklı bir bakış açısından doğan ögelerle beslenerek sıradan bir olaya gizemli bir anlam yükleyebilir.
Gerilim filmleri hakkında inceleme yapma fikrim, “Split” (Parçalanmış) filminin fragramanını görmemle oluştu diyebilirim. Filmin konusu beni oldukça etkiledi ve gazetemizde yayınlanan “Parçalanmış: Yirmi Dört Kişi Bir Adam” yazısını okuduktan sonra filme olan merakım artmasına rağmen henüz izleme fırsatı bulamadım. Filmin yönetmeni M. Night Syhamalan‘ın ismi bana özellikle “I see dead people” repliğiyle hafızalara kazınmış “Sixth Sense” (Altıncı His) filmini çağrıştırdı. Yönetmenin en ünlü yapımlarından biri olan film, psikolojik gerilim türünde gösteriliyor olsa da içerdiği fantastik ögeler nedeniyle fantastik gerilim başlığı altında bahsetmek istedim. “Sixth Sense” filmindeki ölü insanlarla bağlantılı olarak izlediğim bir başka başarılı yapım olan “The Others” (Diğerleri) filminden de gerilim türü meraklıları için bahsedeceğim. Bir sonraki yazımda da kült filmlerin önemli kahramanları olan psikopat ve sosyopat karakterlere değineceğim.
Hani bazen boşluğa düşermiş gibi hissedersin ya… Ama aslında olduğun yerde duruyorsundur. Hani bazen ensendeki tüyler kalkar ya ve kollarındaki küçük tüyler de. İşte bunu onlar yapıyor. Kızdıkları zaman bizi ürpertiyorlar.
Kariyerinde önemli başarılara imza atmış, alanında oldukça ünlü bir psikolog ve sorunlarıyla kendi kendine başa çıkmaya çalışan içine kapanık bir çocuk. Gizemli hikaye Dr. Malcolm Crowe’nin evine izinsiz giren eski bir hastasının geçirdiği sinir krizi sırasında Crowe’u silahla vurmasıyla başlıyor. Trajik şekilde başlayan hikaye Dr. Crowe’un randevusuna geç kaldığı küçük Cole ile iletişime geçmeye çalışmasıyla ivme kazanmaya başlıyor. Problemlerinden annesine bile bahsedemeyen Cole, yaşadığı olağanüstü olaylar ve evinde hatta kendi odasında gördüğü ürkütücü görünüşlü insanlar nedeniyle oldukça zor günler geçirirken, Dr. Crowe kendisini karanlıktan çekip çıkarmak isteyen bir kurtarıcı rolünü üstleniyor. İlk kez Dr. Crowe’a söylediği büyük sırrın doktorun hayatındaki dönüm noktalarından biri olacağını ancak filmin son dakikalarına doğru özümseyebiliyoruz. Bu özel yeteneğini nasıl kullanabileceğini küçük çocuğa öğretmeye çalışan doktor, kendi kayıtlarından edindiği olağanüstü bilgileri sindirmeye çalışırken diğer yandan da özel hayatındaki problemler hakkında çaba sarf etmek zorunda kalıyor.
Oldukça klasikleşmiş, Bruce Willis ve Haley Joel Osment‘ın başarılı performanslarıyla lezzetini artırmış 1999 yapımı olan Altıncı His, izlemesi oldukça keyifli ve farklı ruh hallerini art arda tadabileceğiniz bir yapım olma özelliği taşıyor. Gerilim türünün amacı olan farklı duyguları hissettirmeyi layıkıyla yerine getiren film, zaman zaman acıma, ürperti, sevgi, merhamet ve öfke gibi hisleri izleyiciye yaşatmakta oldukça başarılı. Altıncı His filmine çeşitli yapımlarda göndermeler de mevcut. Hayaletlerin ve insanların yollarının kesiştiği bu kült filmi izlemenizi şiddetle öneririm.
Bazen yaşayanların dünyasıyla ölülerin dünyası birbirine karışır.
Değinmek istediğim diğer film ise Nicole Kidman‘ın başarılı yapımlarından “The Others”. Daha önce adını duymadığım ve kuzenimin tavsiyesi üzerine izlediğim film, sürpriz sonlu filmler arasında benim için takdiri hak eden yapımlar arasında yer aldı. İkinci Dünya Savaşı etkileri henüz sona ermemiş bir toplum içeriğinde, askerdeki eşinin bir gün sağlıklı bir şekilde evine döneceği ümidini ayakta tutmaya çalışırken iki çocuğuyla yeni bir düzen kurmaya çalışan Grace’in hikayesiyle başlıyor Diğerleri. Grace’in otoriter tutumuyla film oldukça sıradan bir Amerikan ailesi açılışı yapıyor. Hizmetçi arayışına giren Grace’in kapısını çalan bir ailenin tüm düzenlerini sonsuza kadar değiştireceğinin farkında olmayan Grace’i oldukça zor günler bekliyor. Çocuklarının hastalığı nedeniyle tüm perdelerin gün boyunca kapalı durması ve çocukların gün ışığından korunması gerekirken bir gün tüm perdelerin ortadan kaybolmasıyla filmin temposu oldukça artıyor. Fantastik ögelerin yedirildiği filmde can alıcı ruh çağırma seansına kadar gerçeklik kavramımızın nasıl alt üst olabileceğini fark edemiyoruz.
2001 yapımı olan “The Others” filminde en çok dikkatimi çeken imge ve gerçekten de döneminde yaygın olan “Post Mortem” (Ölü Fotoğrafçılığı) oldu. Fotoğrafçılığın henüz yaygınlaşmaya başladığı ve oldukça lüks sayıldığı 19. yüzyılın sonlarında, özellikle Avrupa ülkelerinde görülen; kimi zaman salgın hastalıklar, kimi zaman savaşlar nedeniyle genç yaşta ölümlerin arttığı bu dönemde ölülerin hazırlanarak defin öncesi fotoğraflarının çekilmesi ve hatıra amaçlı saklanması işlemi Post Mortem olarak adlandırılmış. Filmde kurgusal örnekleri bulunsa da araştırmalarım sonucu gerçek örneklerine de rastladım ve bugüne kadar gördüğüm en rahatsız edici aynı zamanda ürkütücü fotoğraflar olduğunu söyleyebilirim.
Farklı açılardan işlenen hayalet hikayeleri nedeniyle fantastik gerilim türü altında yer verdiğim ama psikolojik gerilim unsurlarını da başarıyla işlemiş Altıncı His ve Diğerleri filmleri izlenmeyi ve üzerinde düşünülmeyi hak eden yapımlar olma özelliğini taşıyorlar. Gerilim türünün popüler ögeleri olan hayaletlerle gerçekliğin kesişme noktalarının başarıyla aktarıldığı filmlere saygı duruşunda bulunuyorum. Gerilimin “psikopat” yüzünde görüşmek üzere…
KAYNAKÇA
https://tr.wikipedia.org/wiki/Gerilim_(t%C3%BCr)
https://tr.wikipedia.org/wiki/Alt%C4%B1nc%C4%B1_His_(film)
https://onedio.com/haber/post-mortem-olu-fotografciligi-55-olu-hatirasi-328485
http://www.imdb.com/title/tt0230600/