Yitirilmiş Medeniyet Endülüs II: Emevi Emirliği’nin Kuruluşu ve Kaos Yılları

turkcetarih.com

kaynak: turkcetarih.com

 

Şam’daki Emevi egemenliği sonlanmasına karşın, Abbasilerin Kuzey Afrika’da güçlü bir otorite kurması büyük zaman ve efor gerektiriyordu. Hal böyle olunca Endülüs’te kurulan Bağımsız Emevi Emirliği için bir Abbasi tehlikesi mevcut değildi. Çiçeği burnunda bir devletin böyle bir tehlikeden izole olması da kuruluş aşamasında büyük fayda sağlamıştır. Böyle bir dönemde Abdurrahman emirliğini ilan etmesine karşın ülke içerisinde tam bir otoriteye sahip olamadığı gibi etnik gruplar arası kutuplaşma ve çatışma gibi büyük bir problem ile de başbaşaydı. Bu heterojen sosyal yapı üzerinde bir denge kurmak Abdurrahman’ı bir hayli zorlayacaktır.

 

Dönemin sosyolojik yapısı incelendiğinde;

  • Araplar sayıları az olmalarına rağmen üstün konumdaydılar fakat iç rekabetler sebebiyle bir birliktelik oluşturamamışlardı.
  • Berberiler sayıca en kalabalık grubu oluşturuyordu fakat Araplar tarafından ikinci sınıf yurttaş muamelesi görmeleri toplumsal huzursuzluğa sebep oluyordu.
  • Diğer bir Müslüman grup ise dinlerini değiştirip Müslüman olan Yerli Müvelledler idi.  (Zaman içerisinde bu zümre sosyal yapıda üstünlük kazanmıştır.)
  • Kendi dinlerini muhafaza eden Hristiyanlara ise Müsta’ribler denmiştir. Ancak bu zümrenin büyük bir kısmı Arap egemenliğini tanımış, Arapça konuşup Arap adetlerini yaşamaya başlamışlardır.
  • Vizigot hakimiyeti aldığında büyük zulümler gören  ve ticari hayatı şekillendiren Yahudiler ise Müslüman idaresinden memnundular.

 

Toplumun Müslüman çoğunluğu içerisinde sürekli bir memnuniyetsizliğin varlığı sosyal çatışmaları doğuruyor ve ardı arkası kesilmeyen birçok isyan baş gösteriyordu. Bu zümrelerin ortak paydası olan İslam dinini bütünleştirici bir unsur olarak kullanamayan Emir Abdurahman aldığı askeri tedbirler ile otoriteyi kendi elinde topladı. Aynı zamanda tarihin her döneminde işe yaradığı gibi grupları kendi içlerinde ayrıştırdı ve bazılarını kendi yanına çekti. Böylece muhalif sesleri kolay bir şekilde susturma imkanı buldu. Bu iç meselelerin yanında ülkenin kuzeydoğusunda Frenk saldırıları görülmüş ancak onlar da ülkelerinde çıkan iç karışıklıklar sebebiyle geri çekilmek zorunda kalmıştır.

Diğer bir taraftan ilme ve eğitime büyük önem veren emir İspanya’nın büyük şehirlerine kütüphaneler inşa ettirir. Ayrıca sarayında içinde alimlerin, şairlerin de bulunduğu aydınlardan oluşan bir danışma heyeti oluşturmuştur. İspanya sahillerine birçok liman inşa ettiren Abdurrahman ülkenin içlerine birçok yol ve su kanalı açtırmış, ziraate de verdiği önem neticesinde çorak topraklar yeşillenmiştir. Abdurrahman öldüğünde (788) vefatından önce tüm ileri gelenlerin önünde veliaht tayin ettiği oğlu Hişam’a iç karışıklıkları asgariye inmiş, gücü düşmanları tarafından kabul edilen bir devlet bırakmıştır.

Kardeşlerinin taht üzerindeki iddiaları sonucu çıkan isyanları bastırmakla uğraşan Hişam, ayrıca kuzeyde fetih hareketlerine de devam etmiş, çıktığı seferlerden bir çok ganimet ile beraber geri dönmüştür. Diğer bir taraftan ulemaya yakın ilgi göstermesi bu grubun siyasi hayattaki etkisini hissedilir derecede arttırmıştır. Ancak bu nüfuz artışı oğlu Hakem döneminde önemli problemlere sebebiyet verecektir.

Spain_Andalusia_Cordoba_BW_2015-10-27_13-54-14

Hişam babasının inşaatını başlattığı Kurtuba Ulu Camii’ni tamamlamıştır. İlerleyen dönemlerde diğer hükümdarlar tarafından genişletilen bu yapı ilk yapıldığı zaman ender bulunan değerli mermerleri, süslü kapıları ve yüksek kubbeleri ve sütunları ile müthiş bir yapı iken ilerleyen vakitlerde Hristiyan işgali ile beraber tahribe uğramış ve eski güzelliğini kaybetmiştir. Bugün Cordoba Katedrali olarak kullanılmaktadır. kaynak: wikipedia.org

Hakemin Fransa kralı Alfonso ile sulh yapması üzerine bir kısım ulema kendisine cephe almış hatta rivayete göre bir Cuma günü öldürülmesi için bir plan yapmıştır. Ancak bunu haber alan Hakem muhalif tavır sergileyen pek çok ileri geleni Tuleytula’ya davet eder ve o gece birçok şüpheliyi idam ettirir.

Hakem’den sonra tahta geçen oğlu II. Abdurrahman döneminde ülkede refahın arttığı ve merkezi otoritenin güçlendiği görülmekteydi. Ancak kaba kuvvetle sürdürülen bir otorite elbet bir gün varlığını yitirecekti ve öyle de oldu. Sonraki 60 yıl içerisinde görülen olaylar bu iyileşmenin aldatıcı olduğunu gösterecek, ülke yeniden eski kaotik günlerine dönecektir. Çünkü o dönemin genel durumu içerisinde idareye karşı her memnuniyetsizlik şiddet ile ifade ediliyor, hal böyle olunca toplumsal düzen sürekli sekteye uğruyordu. Toplumsal düzenin bozulmasına paralel olarak da merkezi otorite periferilerde zayıflamaya başlamış, hatta öyle ki devlet otoritesi sadece başkent Kurtuba’da hissedilir hale gelmiştir. Böyle bir ortamda periferilerdeki ileri gelenler  kendi bağımsızlığını iddia etmek istemiş ve ülkenin bütünlüğü adına tehlike çanları çalmaya başlamıştır. Sonuç olarak merkezi idareye şeklen bağlı ya da bağımsız sayısı yirmiyi aşkın küçük devletçikler kurulmuştur.

alchetron.com resim

İbni Hafsun kaynak: alchetron.com

Bu ayrılıkçı hareketler arasında en tehlikeli olanı müvelled lider İbni Hafsun’un girişimidir. İbni Hafsun’a karşı yürütülen iç savaş sonucu merkezi otorite iyice zayıflamakta, dışarıda da kuzeyde Leon Krallığı, güneyde ise Fatimi Devleti iki önemli tehlike olarak görünmektedir. Bu karanlık atmosferde, tarihler 912 yılını gösterdiğinde 21 yaşındaki III. Abdurrahman tahta geçer ve ilerleyen vakitlerde tüm problemlerden sıyrılıp Endülüs’ü içine düştüğü bu krizden kurtaracaktır.

Devam Edecek…

 

 

 

 

Kaynakça

Özdemir, Mehmet. “Endülüs.” Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, TDV. Yayınları, İstanbul (1995).

Paşa, Ziya. “Endülüs Tarihi.” Selis Yayınları, İstanbul (2012).

Watt, W. “Montgomety–Pierre Cachia.” Endülüs Tarihi, trc., Cumhur Ersin Adıgüzel–Qiyas Şükürov, Küre Yayınları, İstanbul (2012).

Öne çıkan görsel için kaynak: thousandwonders.net

 

Leave a Reply

1 comment

  1. İzzeddin

    Hakikaten Endülüs devleti günümüz dünyası için çok önemli bir örnek. Endülüsün sosyal hayatı çok iyi şekilde aydınlatılması lazım.