Amerikan tiyatrosunun en çok bilineni olan Broadway Tiyatrosu bu ayın başlarında oyunların devamı ile ilgili bir açıklama yaptı. Yapılan önceki açıklamada oyunların eylül ayında sahneye döneceği konuşuluyordu fakat yeni koronavirüs verileri sonucunda Broadway, oyunların en erken 2021 ocak ayında seyirciyle buluşabileceği haberini verdi. Bu, Amerikan tiyatroları için neredeyse bir yıllık bir duraklama demekti.
12 Mart 2020’den beri seyirciyle buluşamayan oyuncular, figüranlar ve sahne arkasındaki herkes huzursuz durumda. Broadway her ne kadar büyük yapımları ve oyuncuları ile bilinse de çözümlerin hiç de kolay bulunamadığı bu zamanda çalışanlar geçim sıkıntısı yaşıyor. Çoğunun New York gibi pahalı bir şehirde yaşıyor olmaları da onlara hiç yardımcı olmuyor. Devletin işsizlik süresince verdiği haftalık rakam düşük ve şimdiki haberlere göre bu ayın sonunda bu uygulama da kalkacak.
Bu kötü haberlerin üzerine, beni çok mutlu eden bir haberi sizinle paylaşmak istiyorum. Kendimi bildim bileli Tony Ödülleri’ni kaçırmayan biri olarak 74. Tony Ödülleri’nin çevrimiçi gerçekleşeceğini duymak beni çok mutlu etti. 1947’den beri gerçekleşen bu ödül töreninde Broadway’in yaratıcıları ve sanatçıları ödüllendiriliyor. Normal koşullarda haziran ayının başlarında gerçekleşmesi bekleniyordu fakat içinde bulunduğumuz durum nedeniyle, henüz tam tarihi bilinmemekle birlikte, ödül töreninin sonbahar aylarında yapılması bekleniyor. Yıllardır beni en çok heyecanlandıran şey sunucuların açıklandığı o gün olmuştur. Bu senenin sunucusunun da kim olacağını çok merak etmekle beraber size bana kalırsa sunucu olduğu yıllarda açılış törenleriyle tüm töreni kurtarmış olan Neil Patrick Harris’i hatırlatmak istiyor ve 2013 senesinin açılış töreninin bağlantısını da hemen alta bırakıyorum.
Günümüze dönmek gerekirse, dünya çapında birçok tiyatronun, sahneyi çevrimiçi ortama taşıma girişimlerine tanık olduk. Bazı tiyatrolar eski oyunlarının kamera görüntülerini YouTube gibi platformlara yükledi, bazıları ise ücretli platformlar üzerinden bilet alan seyircilerine gösterim yaptı. Bunlar tiyatroları ayakta tutmak için ve daha fazla seyirci çekmek için muhteşem girişimler olsa da tiyatro ortamının insanı gerçek hayattan koparışını gerçek hayatta taklit etmek zor bir işti. Bana kalırsa, tiyatro telefonunun yanında bile olduğunu unutarak, etrafındakilere dikkat bile etmeden izlediğin, seni içine çeken, canlı insanlarla canlı bir sahnede olmaktır. Bu dijital ortamlarda pek de mümkün değil, bu yüzden bu dönemin bir an önce bitmesini ve tiyatroların seyircilerine kavuşmalarını umuyorum.
Yazımı Türk tiyatrosunun yaşadıklarından da kısaca bahsederek bitirmek istiyorum. Ülkemizdeki sanatçılar da aynı zorluklardan geçiyorlar. 1 Temmuz’dan sonra tiyatro ve sinemalar için olan kısıtlamaların bazıları kaldırılmış olsa da, kışın şimdi oynadıkları açık hava tiyatrolarını bırakıp salonlara girmek zorunda kalacak olan tiyatrolar ve seyirciler için tehlike devam edecek. Devlet Tiyatroları’nın altında çalışanlar daha güvenli bir bölgede gibi görünseler de onlar da ertesi ay ne olacağını bilemiyorlar.
Aynı zamanda özel tiyatroların kendilerini su üstünde tutma çabaları sürüyor. Eğer siz de bir tiyatro severseniz, takip ettiğiniz özel tiyatroların internet sayfalarını ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Sayfaların çoğunda yardım bağlantılarıyla birlikte onlara yardım etmek için neler yapabileceğiniz hakkında farklı bilgiler de bulabilirsiniz. Bu noktada sorumluluk seyircinin üzerine düşüyor, özel bir tiyatronun normal şartlarda bile geliri giderine eşitken, onları ayakta tutmak şimdi daha da zor.
Tiyatroların seyircilerine kavuşabilmeleri için, sağlıkla kalın.