“Filmler hiçbir zaman unutmadığımız rüyalardır.” – Mitzi Fabelman
Fabelmanlar, Steven Spielberg’in son derece başarıyla kurgulanmış kendi çalışmasına ve sanatçıların çocukluk acılarını nasıl ve neden dağlayıp gençliklerini yeniden yazdıklarına dair çarpıcı bir eleştirel içgörüyü sunuyor. Bu filmde genç Spielberg, 1950’lerin New Jersey’sinde, Cecil B DeMille’in The Greatest Show on Earth filmini izledikten sonra sinemanın çarpıcı büyüsüne kapılan küçük bir çocuk olan Sammy Fabelman olarak yeniden doğuyor. Küçük Sammy 2.Dünya savaşının izlerinin görüldüğü bir dönemde, Yahudi bir ailenin evinde bir oyuncak tren seti ve 8 mm’lik bir kamerayla takıntılı bir şekilde sinemaya ilgi duymaya başlıyor. Filmin çoğu gerçek bir hayat hikayesine, kısmen Spielberg’in otobiyografisine dayanıyor. Kısacası, Fabelmanlar, Spielberg’in kendi ailesinden ve yetiştirilme tarzından esinlenilmiş yarı otobiyografik bir hikaye. Film, Denizin Dişleri’nden (Jaws) Schindler’in Listesi’ne (Schindler’s List) sayısız klasiğe hayat veren film yapımcısının bu tutkusuna dair kurgulanmış bir hikayeyi anlatıyor.
Fabelmanlar, 20. yüzyılın ortalarında çeşitli şehirlerde yaşayan orta sınıf bir Yahudi aile, film ise yetenek ve mutluluğun gizemlerinin yanı sıra sanatsal dürtüler ve bireysel sorumlulukların arasındaki çatışmaya odaklanıyor. Fakat film yalnızca yetenekli bir insanın nasıl başarılı olduğunu anlatmıyor; aynı zamanda evliliğin, ebeveyn olmanın, ve çocukluğun zorluklarını da işliyor. Sanatçılar için harika bir film, sanat için fedakarlık yapma azmini işliyor. Aynı zamanda kendilerine tamamen ifade edemediğini düşündüğü için daralmış hisseden insanları anlatıyor. Hayallerin peşinden gitmenin dışında bir şey yapmayan bir adamın hikayesi esasında.
Son yıllarda yönetmenler sinemaya olan tutkularına dair filmler çekmeye başladı. Bu furyada Spielberg’in girişiminin oldukça başarılı olduğunu söyleyebilirim. Spielberg’in sinema dilindeki eşsiz uzmanlığını kanıtlayan bir film olmuş. Filmin ilerleyişi, duyguların seyirciye aktarımı, görüntü, kurgu, oyunculuklar, yönetmenlik… Oldukça rafine ve iyi hazırlanmış. Bu başarıyı taçsız bırakmayarak Fabelmanlar bu yıl 95’incisi gerçekleşecek Oscar Ödülleri’nde yedi dalda aday oldu. Spielberg’e yapımcı olarak rekor bir, on ikinci En İyi Film adaylığı sağlıyor.
Aklımı kurcalayan ise Spielberg’in yetiştirilme tarzı sahiden bu kadar ilginç mi yoksa Spielberg hikaye anlatmakta öylesine başarılı ve herkesin hayatını ilginç gösterecek kadar iyi mi? Emin değilim! :)
Kaynakça: