IMG-20130304-WA0001

Geçtiğimiz Perşembe akşamı, Bilkent Senfoni Orkestrası’nın GazeteBilkent Kültür-Sanat birimi için yolladığı davet ile UNICEF yararına düzenlenen Duo Carmesi konserine katılma fırsatı buldum. BSO’nun alışık olduğumuz senfonik konserlerinden farklı olarak bu konser, iki piyanodan oluşan bir piyano resitali biçimindeydi. Duo Carmesi piyano ikilisini oluşturan piyanistler Nurlan Bağırov ve Çiğdem Çilesiz, iki piyano için düzenlenmiş Astor Piazzola tangoları çaldılar UNICEF yararına bir araya gelmiş dinleyicilere.

Piyanistlerin, eserlerin ve izlenimlerimin ayrıntılarına girmeden önce bu resitalin düzenlenme amacını açıklayayım. UNICEF Türkiye Milli Komistesi’nin “Okul Öncesi Eğitimin Güçlendirilmesi Projesi” yararına, Duo Carmesi ve UNICEF destekçilerinin katkılarıyla düzenlenmiş bir konser bu. Tüm geliri bu projenin fonuna aktarılacak ve umarım sanatın yardım kuruluşlarına katkı amaçlı kullanıldığı bu tarz konserler bundan sonra da devam edecek.

Bu güzel projeye sanatlarıyla destek veren yardımsever piyanistler Nurlan Bağırov ve Çiğdem Çilesiz ise yolları Bilkent Müzik Hazırlık Okulu’ndan geçmiş, Bilkent Üniversitesi Müzik Bölümü lisans programından mezun olmuş, çok değerli piyano eğitmenleriyle çalışmış, ulusal ve uluslararası yarışmalarda Bilkent’in gurur kaynağı olmuş ve halihazırda Bilkent Müzik Hazırlık Okulu’nda piyano dersleri veren, genç ve başarılarını her platformda kanıtlamış sanatçılar. 2012 yılında kurdukları Duo Carmesi ile çalışmalarını birlikte sürdürmekte, yurt içi ve yurt dışında çok sayıda konser vermekteler.

Bu akşamın arka planda yer alan asıl kaynağı, öncüsü ise bestelediği tangolarla bu müzik türünü tüm dünyaya sevdirmiş Astor Piazzola şüphesiz. 1921’de Arjantin’de dünyaya gelen, babasının rehin dükkanından aldığı bandoneonu çalmayı kendi kendine öğrenen, Buenos Aires’te başladığı müzikal çalışmalarını Fransız hükumetinden aldığı bursla Paris’te sürdüren, özellikle 1970’lerden itibaren bestelediği tangolarla kendini kitlelere duyuran, tango bestecisi dendiğinde akla gelen ilk isim olmayı başarabilmiş değerli müzisyen Piazzola’nın bestelediği ve Pablo Ziegler’in iki piyano için düzenlediği besteleri dinledik bu güzel akşamda. Merak edenler için, programda yer verilen eserler sırasıyla şu şekilde: Verano Porteno, Buenos Aires Hora Cero, Le Grand Tango, Milonga del Angel, La Muerte del Angel, Tangata, Fuga y Misterio, Soledad, Michelangelo 70, Adios Nonino ve -bir klasik olarak- elbette Libertango.

Kendi beğenimi belirtmem gerekirse, klasik olan her şeyden derin haz duyduğum gibi, burada da yine Libertango benim için bir numaradaydı. Bunun dışında, icra edilen tüm eserler birbirinden kıymetli olmakla birlikte bana en çok dokunan diğer iki eser La Muerte del Angel ve Tangata oldu. Bu iki eser hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum. La Muerte del Angel (Meleğin Ölümü) üç sesli füg stilinde yazılmış, hikayesi kötü adamlar ve melek arasında geçen kavga üzerine kurulmuş bir eser. Parça meleğin ölümüyle sonlanıyor ve bu ani ölüm, müzikal yapıya glissando (kaydırma) aracılığıyla aktarılıyor. Benim en sevdiğim kısım, bu eserin başında adeta bir düello gibi iki piyanonun karşılıklı atıştığı ve bu çarpışan ezgilerin hikayedeki kavgayı somutlaştırdığı kısım oldu. Diğer eser ise Tangata (Tango ve Sonat). Üç bölümlü süit olarak yazılmış ve Piazzola müziklerini balelerinde ilk kullanan koreograf olan Oscar Araiz’e ithaf edilmiş bu eserde en sevdiğim bölüm, önceki bölümlerin motiflerinin özetlendiği final bölümüydü.

Bunlara ek olarak benim naçizane birkaç yorumum olacak. Öncelikle tango delisi biri olarak söylüyorum ki tango müzikleri çalınan bu güzel akşam, yalnız iki piyanodan oluşan bir resital biçiminde değil; keman, bandoneon gibi tangonun diğer özgün aletlerinin de yer verildiği daha renkli bir orkestrayla süslü biçimde olsa daha çok ilgi toplayabilirdi. Bundan başka, bu konser UNICEF yararına bir etkinlik olduğu için müzikalite bozulmadan, işe birazcık daha görsellik katılabilir, sahnede bir çift tango yapabilirdi. Bu şekilde bu etkinlik daha çok kişiye hitap edip, tangoyu daha çok sevmelerine katkıda bulunabilirdi.

NOT: GazeteBilkent- Bilkent Senfoni Orkestrası işbirliğini sağlayan Yelda Cavgan ve editörümüz Emirhan Erdoğan’a, bu güzel projeye ön ayak olan UNICEF Türkiye Milli Komitesi’ne ve sanatlarıyla bu akşama destek veren piyanistler Nurlan Bağırov ile Çiğdem Çilesiz’e sonsuz teşekkürler…

Leave a Reply