Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan bu yana yapamadığı bir şeyi yapıyor; sivil anayasa hazırlıyor. Anayasa değişikliği evveli olan bir tartışma fakat yine de karar alıcıların sivil bir anayasa hazırlıyor olmalarının önemini vurgulamak isterim. Osmanlının son zamanlarından bu yana, askeri müdahalelere, sivil toplumun yok sayılmasına alışmış bir halkın seçilmişleri; yok saydıkları kesimleri göz önünde bulundurma sözü vererek bir anayasa hazırlıyor. Herkesi, önce bu durumun ciddiyetini anlamaya davet ediyorum.
Paketin tek bir odak noktası yok fakat Başbakan Erdoğan’ın yaptığı açıklamada en çok vurgunun medyanın ilgilendiği maddelere yöneltildiğini görüyoruz. Bu durumu doğru bulmuyorum; ortada Alevileri, başörtülüleri, Kürtleri daha çok ilgilendiren bir açılım süreci olsa da, yapılan yanlış habercilik yüzünden paketin içeriğindeki başka önemli noktaları kaçırıyoruz. Bu maddelerden bazılarını sizinle paylaşmak istiyorum.
Paketi Açmak;
Siyasal partilere üye olmakla ilgili sınırlama kaldırıldı, artık oy kullanabilen herkes partilere de üye olabilecek. Pakette, toplu gösteri yapılabilmesi için izin verilen zaman dilimleri genişletildi; açık ve kapalı alanlar için ayrı ayrı düzenlemeler yapıldı. Seçim barajı zaten tartışılan bir konuydu, pakette bir sonuca bağlanmadı ama bağlanması temenni edildi. Farklı dil ve lehçelerde seçim propagandası yapılmasının önünün açılması bence en kıymetli maddelerden birisiydi. Çok dilli ve anadil tartışmaları yaşayan bir toplum için ve demokratikleşme sürecinin tamamlanması için seçim propagandalarının farklı dil ve lehçelerde yapılmasına izin verilmesi önemli bir adımdı.
Ayrımcılıkla mücadele, yaşam tarzına saygı, nefret suçuna ağır ceza verilmesi, klavyelere özgürlük ve kişisel verilerin güvence altına alınması, Türkiye’nin konuşmakta geç kaldığı ve bu yüzden ciddi mağduriyetlerin yaşandığı konular. Pakette yer aldığı ölçüde değişiklikler yapılsa bile, toplumun bu konularda daha bilinçli hale gelmesi için epeyce yolumuz var ama anayasal değişiklik gelecek adına umudu arttırıyor. Teoride bu uygulamaların hepsi, çok yönlü reformlar barındırıyor ama kağıt üzerinde değişiklik yapmak bir yana; önemli olan bahsi geçen konularda uygulamaları köklü bir şekilde hayata geçirip, toplumun farklı kesimlerinin memnuniyetsizliklerini yok etmek.
Paketin en sansasyonel maddelerine gelince, Aleviler pakette beklentilerini kesinlikle bulamadılar; anadilde eğitim sadece özel okullarda serbest bırakılınca doğal tepkiler oluştu. Paketin en çarpıcı maddesi hiç şüphesiz
başörtülülerin kamuda çalışabilmesinin önünü açan, kılık kıyafet yönetmeliğini değiştiren maddeydi. Tesev’in başörtüsü problemi üzerine yayınlanan yazısına göre, Türkiye’de kadınların yarısından fazlası başörtülü. Başörtülülerin, liseye, üniversiteye alınmaması; özel sektörde sıkıntılara maruz bırakılması ve kamu kuruluşlarında çalışmalarına izin verilmemesi, herhangi bir toplumda kabul edilebilir değil ve tarihin hiçbir zamanında bu kadar büyük bir kitle insan, sosyal hayattan, eğitimden ve siyasetten yasal yollarla soyutlanmamış, siyahiler hariç. Bu nedenle, bu değişiklik, büyük bir kaybı, mutsuzluğu yok ediyor ve olması gerekeni yapıyor.
Paket, bir seri değişikliğin başlangıcı, verilen tepkiler daha geniş ve güncellenmiş paketleri doğurabilir ama temelsiz eleştiriler Türkiye siyasetini sadece geriye götürür.