4-5 Ekim Cuma, Cumartesi günlerindeki XX. Sezon Açılış Konserleri’nin ardından 11 Ekim Cuma günü Bilkent Senfoni Orkestrası, İdil Biret’i ağırladı. Usta sanatçıyı dinleme fırsatını kaçırmak istemeyenler, çok az boşluklar göze çarpsa da II.Balkon dahil salonun tamamını doldurmuşlardı.
Konserin programı ise şöyleydi.
L. van Beethoven | Leonore Uvertürü No.1, Op.138
L. van Beethoven | Piyano Konçertosu No.4, Sol majör, Op.58
D. Shostakovich | Senfoni No.10, Mi minör, Op.93
Giriş parçası olan Leonore uvertürü, Beethoven’in tek operası olan ve dört ayrı uvertürü bulunan Fidelio’nun 1805’deki ilk sahnelenmesi için yazılan ancak içeriği yetersiz bulunduğu için kullanılmayan ilk versiyonudur. Hiç kullanılmadığı için unutulan eser Beethoven’ın ölümünden sonra bulunmuş ve Beethoven’in son eser numarası olan Op.138 numarası ile Viyana’da yayınlanmıştır. Yazıldığı dönemde popüler olan Cherubini ve Mozart’ın uvertürleriyle benzerlik taşımaktadır. Leonore uvertürü ismini vali tarafından haksız yere hapse atılan kocasını kurtarmak için Fidelio adında bir erkek kılığında hapishanede çalışmaya başlayan kadın baş kahramandan almaktadır.
Giriş parçasının orkestra tarafından icrasının ardından alkışlar eşliğinde İdil Biret sahneye geldi, piyanonun başına geçti ve yılların tecrübesinin getirdiği müthiş ustalıkla Dördüncü Piyano Konçertosu’nu icra etmeye, Işın Metin’in yönetimindeki orkestra da ona eşlik etmeye başladı. Mozart gibi usta bir piyanist olan Beethoven piyano konçertolarına büyük önem vermesiyle bilinir. Dördüncü konçerto’yu öncekilerden ayıran en önemli özelliği ise ifadesel yenilikleridir. Bunlardan ilki solistin orkestral serim bölümünden sonra belirmek yerine konçertoyu bizzat başlatmasıdır. Eserin bir diğer özelliği ise Beethoven’in etrafında yaşananlara isyanını ve en önemlisi sağırlığından dolayı yaşadığı acıları olduğu gibi dinleyicilere aktarmak için kullandığı ani tempo ve ruh hali değişimleridir. Eserin Beethoven’a özgü bir diğer özelliği ise aynı dönemde yazılan Appassionata ve Beşinci Senfoni ile aynı ritmik motife (bir sekizlik sus – üç sekizlik nota) sahip olmasıdır. Eserden sonra dinleyicilerin yoğun alkışları üzerine sanatçı iki kere bis yaptı ve yoğun alkışlar eşliğinde dinleyenlere veda etti. Konser arasında albümlerini imzalayan ve dinleyicilerle sohbet eden İdil Biret sıcakkanlılığıyla hafızalarda yer etti.
Konserin son bölümünde Shostakovich’in 10. Senfoni’si icra edildi. 1905’deki Kanlı Pazar’dan bir yıl sonra doğan sanatçı başlangıçta sempati duyduğu Stalin rejimine karşı zamanla eleştirel bir tutum benimsemiştir. 10. Senfoni, 1953 yılında yazılan ve Stalin’in ölümünü kutlayan bir eserdir; ikinci bölümde Stalin’in müzikal bir portresini çizer. Yaylılarla başlayan, klarnet ve flüt ile devam eden uzun ilk bölümden sonra Stalin portresi olan Scherzo başladı ve üçüncü bölüm sanatçının ismindeki DSCH harflerinin Alman sisteminde karşılık geldiği re-mi bemol-do-si natural motifinin tekrarıyla devam etti. Komedi, trajedi ve yerginin iç içe geçtiği final bölümü ile eser son buldu.
11 Ekim akşamı gerçekleşen bu konser, uzun bayram tatilinden hemen önceki güzel bir cuma akşamını daha da güzelleştirdi. Seçilen eserler ve orkestranın icradaki performansı harikuladeydi. Tabii ki İdil Biret gibi bir üstadı canlı dinlemiş olmak da bu geceyi özel kılan en önemli unsurdu. Bilkent Senfoni Orkestrası’nın XX. Dönem Konserleri bayram tatilinden sonra 25 Ekim Cuma günü Gürer Aykal yönetimindeki konserle devam edecek.