Kırtasiye ziyaretleriniz planladığınızdan uzun mu sürüyor? Siz de “Bir silgi alıp çıkacağım” diyerek girdiğiniz dükkândan elleriniz poşetlerle dolu olarak mı ayrılıyorsunuz? “Aslında ihtiyacım yoktu ama o an ne oldu anlamadım, bir de baktım almışım”, sık kullandığınız cümleler arasında mı? O halde gözünüz aydın! Seul, benim için olduğu gibi, sizin için tam anlamıyla bir cennet! Birbirinden şirin tasarımları ve sayısız ürün çeşitliliğiyle Kore kırtasiyelerinin rengârenk dünyasına girip de büyülenmemek imkânsız!
Kırtasiye ürünleri, okulda ve işte olduğu kadar gündelik hayatlarımızda da en temel ihtiyaçların başında geliyor, ama halkın bu ürünlere bakış açısını ve tüketim alışkanlıklarını yönetmek üreticilerin elinde. Güney Kore’de, görünen o ki, kırtasiye araç gereçleri de, diğer sektörlerle paralel şekilde, halkın şirinlik tutkusuna uygun bir şekilde tasarlanıp satışa sunuluyor. Oldukça meşakkatli bir sınav sistemine sahip bu ülkede, öğrencilere çalışma motivasyonu kazandırmak ve çalışanlara verimli bir çalışma ortamı sağlamak çok önemli. Bu yüzden, “Böyle defterim olsa benim de ders çalışasım gelir” cümlesini sık sık kurduran Kore ürünleri bu amaca hizmet etmek konusunda gerçekten çok başarılı.
Unutmadan, kırtasiye malzemesi kapsamına yalnızca defter, kalem ya da dosyalar değil, kahve fincanından sırt çantasına günlük yaşama ilişkin her tür nesne dâhil! En pahalısından en ucuzuna, Türkiye’de çocuklara uygun olduğu düşünülebilecek tasarımlar, Korelilerin en gözde tercihleri arasında! Hello Kitty desenli klavye harflerinden Pamuk Prenses ya da Kırmızı Başlıklı Kız temalı mektup kâğıtlarına ve hanbok (geleneksel Kore giysisi) şeklindeki yapıştırmalara kadar her ufak detay düşünülmüş ve özenle tasarlanmış! Ülkemizde daha çok çocukların, hatta sadece kız çocuklarının ilgi alanına girdiği düşünülen bu tip zevkler, Kore’de genç yaşlı herkesçe paylaşılıyor. Öte yandan, cinsiyet konusunda da belli sınırlardan söz etmek güç.
“Her şeyin bu kadar renkli ve desenli olmasına gerek yok, işimi görsün yeter” diye düşünenlerdenseniz, yine sorun değil! Türkiye’de 15 Lira’dan ucuza bulamayacağınız Kore malı defterlerin daha ince, sade ve kullanışlılarını 1000 Won’a (yaklaşık 1 dolar) kolayca bulmak mümkün. Türkiye’de bulma konusunda en çok sıkıntı çektiğim mektup kâğıdı-zarf takımları ise birbirinden şirin modellerle her yerde! Yokluktan bolluğa düşmenin verdiği baş dönmesiyle ne yapacağınıza karar vermek ise size kalmış; ancak sizi temin ederim bu şartlarda sakin kalmak hiç de kolay değil!
Bu birbirinden şirin malzemelerle alışverişi tamamladıktan sonra yapılacak şey ise Koreliler’in sıklıkla tercih ettiği gibi sessiz bir kafede oturup ders çalışmak. (Kore’de kafede ders çalışma alışkanlıkları üzerine ayrı bir yazı kaleme almak da mümkün.) Hal böyleyken Koreliler’in birbirlerini teşvik etmek için çokça söyledikleri bir sözle bitirelim; “화이팅!” (fighting!/kolay gelsin, mücadeleye devam!)
Gaye
Ellerine sağlık muhteşem bir yazı olmuş. Hem Kore hem kırtasiye sever olunca şipşak okuyuverdim. Keşke daha uzun olsaydı :) Kafelerde ders çalışmakla ilgilide upuzun bir yazı bekliyorum… 화이팅! :)
dilek
bende almak istiyorum bunları özellikle kırtasiye malzemelerine bayılıyorum.ama türkiyede hemde sinoptayım nasıl olacak(((::::