Çok uzun yıllardır gelen ve asla yıkılmayan bir tabu vardır tüm dünyada. ‘Kadın işi erkek işi’ kadınların yeri evleri; en temel vazifeleri ise çocuklarını büyütmeleri ve ev işlerini yapmalarıdır. Erkekler ise çarkı çekip çeviren suyu getirir aslında; ailesi için para kazanır, evine, çocuklarına ve eşine bakar. Bununla da yükümlüdür aslında değil mi?
Bakın bizden çok tanıdık bir örnek. Bizim kız isteme merasimimizden bir kesit hatırlayalım.
Kızın babası: Oğlumuz ne işle meşguller.
Damadın babası: Efendim oğlumun kendi dükkânı var kendi yağında kavrulur.
Kızın babası: Efendi iyi güzel diyorsun da oğlunuz kızıma bakabilecek mi? Onu rahat ettirebilecek mi? Aylık geliri ne kadar? Sigortası var mı? Evi var mı? Arabası var mı?
…
Babaya bakın, gören de vergi dairesi genel müdürü zanneder.
Hal böyle ve düşünce yapısı da bu denli sabit olunca ben de; bakalım gerçekten oğlumuzun kızımıza bakmasına gerek var mı yoksa kızımız kendi kendine bakabilir mi bir görelim dedim. Aile ekonomisine kadının katkısını, çalışan kadın nüfusu ve kadınların gelirleri konusunda küçük çaplı bir araştırma yaptım.
Şaşırtıcı Rakamlar
Dünyada bir yılda gerçekleşen yaklaşık 32 trilyon dolarlık harcamanın 20 trilyon doları kadınlara ait. Bu da Çin ve Hindistan’ın pazar tüketiminin iki katına eşit. Yani bu rakamlar dünya pazarında ki büyük bir kısmın kadınlara ait olduğunu gösteriyor. Ancak bizim ülkemize baktığımız zaman, kadınlar hep gizli kahramanlar olmuşlardır. Çalışma oranları ve okur-yazar oranları düşünüldüğünde, rakamlar hiç de yüz güldürmedi ve hala da çok değiştiği söylenemez.
- Türkiye’de kadınların yüzde 9.8’i okur yazar değil, yüzde 3.6’sı diplomasız okur, yüzde 33.6’sı ilkokul mezunu, yüzde 13.6’sı ortaokul mezunu, yüzde 30.4’ü lise mezunu ve yüzde 9’u ise üniversite mezunu
- Türkiye’de kadınların yüzde 22’si istihdam ediliyor.
- Çalışan kadınlardan ise her 100 kişiden 75’i kayıt dışı olarak çalışıyor.
- Çalışma diyoruz ama hangi alandaki bir çalışmadan söz ediyoruz. Konu Türkiye olunca şüphesiz ki en çok paya sahip olan sektör tarım. Ve yüzde 49’u ücret ya da yevmiye karşılığında, yüzde 38’i ise ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor.
Söz Artık Bende
21. yüzyılda kadınların evdeki ve iş hayatındaki söz hakkı ciddi oranda arttı. Türk Sanayici ve İş adamları Vakfı (TÜSİAV) tarafından ailede bütçeyi kimin yönettiği ve daha çok kimin sözünün geçtiğine ilişkin yapılan bir araştırma “evin reisi erkektir” klişesini tartışmaya açtı. Araştırmaya göre kadınlar; evin bütçesini yönetmek, tatile gidilecek yeri belirlemek, satın alınacak eve karar vermek ve televizyon kumandasına sahip olmak gibi konularda erkeklerden daha fazla söz sahibi durumunda. Barclays Wealth raporuna göre dünya çapındaki harcamaların %80’inde son kararı kadınlar veriyor. 2014 yılında kadınların yönettiği Gayri Safi Milli Hasıla, Hindistan ve Çin’in toplam GSMH’sinden büyük olacak. Aynı zamanda da özel sektörde yönetimin yüzde 15’lik kısmı kadın patronların elinde. Bu da yılda yaklaşık 13 trilyon dolarlık bir ciroya denk geliyor. Fena para değil aslında…
Peki, Ya Çocuklar
Rakamları verdik, iyi güzel konuştuk; ama yıllardır evde oturan annelerimiz şimdi yönetici koltuklarında otururken, o çocuklar nasıl doğacak? Cevap basit aslında. Doğamayacak çünkü: ‘’Çocuk da yaparım kariyer de’’ kısmı büyük bir kandırmaca. Gerçek hayatta maalesef işler o şekilde yürümüyor. Kadının iş gücüne katılımı dünyanın hemen her yerinde artıyor. Çin ve Vietnam gibi gelişen ülkelerde kadınların yüzde 80’i çalışıyor. Kadının iş yaşamında aktif olmaya başladığı 1950’lerden bu yana ailelerdeki çocuk sayısı kademeli olarak azaldı. Bizim ülkemizde adeta bir ant gibi tekrarlanan en az üç çocuk politikamıza ters düşüyor bu durum. Doğal olarak da Türkiye, kadının ekonomide ki payı hakkında yapılan tüm araştırmalarda ve anketlerde en arkadan gelerek bekçiliği kimselere bırakmıyor.
Benim Limitim Senin Limitini Döver
Belli bir zamandır ekonomimizin ve bizlerin göz bebeği olan kredi kartlarının da bir cinsiyeti var aslında. Bu konuda araştırılmış, anketler yapılmış. Kadınlarla erkeklerin kredi kartı kullanım eğilimleri, borçlarını zamanında ödeme sorumlulukları da cinsiyetlerine göre değişmekte. Araştırma düşük finansal okuryazarlığa sahip kadın ve erkekler arasında yapılan karşılaştırmada, erkeklerin %23, kadınların ise %29’unun kredi kartı borcunu geç yatırdığını ve faiz ödediğini gösteriyor.
İşte Sonuç
Financial Finanse’in araştırması her iki kadından birinin finansal eğitime ihtiyacı olduğunu bildiğini ve bunu sağlamaya çalıştığını gösteriyor. Bence bu eğitimi alabilmeliler de. Evin parasını kazanan kişi kadın olmasa bile, o parayı yöneten kişi kadın. Ve bu evlerin mutluluğu için kadınlar daha iyi finansal okuryazarlar olmalılar. Finansal bilinç kazanan kadınlar sadece daha mutlu ailelerin değil, daha fazla refah sahibi bir Türkiye’nin de temeli olacak.
Belki bu sayede ekonomi daha çok kadının ilgisini çeker hale gelir, takip edilir ve okunur. Belki de okumaya biz kadınlardan başlamalısınızdır.