Girit’ten Dünyaya Yayılan Ses: Ross Daly

RossDaly_03Size ilginç bir müzisyenden bahsedeceğim. Öyle bir müzisyen ki, İrlanda’dan kalkıp kendi ruhuna hitap edecek müzik türü bulma amacıyla çıktığı yolculuklarda gönlünü Girit’e kaptıran; Doğu, Balkan ve Anadolu müziğinin inceliğinde huzur bulmuş, yıllarca bu konuda eğitim almış ve vermiş bir üstat. Kendi memleketimizde yetiştirdiğimiz kaç müzisyen, bizim müzik kültürümüzü yaşatmayı –en azından hakkıyla tanımayı, tanıtmayı- denedi bilemiyorum. Deneyenler de, popüler kültürün yeterince esir aldığı kimliğimize müziğimizi de eklemek istemedikleri için; hiçbir zaman hak ettikleri yerde olamadılar. Televizyonlarda onları göremesek de, radyolarda onların eserlerini duyamasak da şükür ki; hala eski müzik kültürümüzü sayelerinde tanıyabileceğimiz ve sevebileceğimiz insanlar var. İşte onlardan biri; Doğu enstrümanları virtüözü Ross Daly.

İrlanda’da doğdu demiştik. Müziğe olan eğilimi ise piyano sanatçısı olan annesi sayesinde başlamış, farklı ülkelere gidip oralarda farklı enstrümanlar ve müzik kültürleri görmesi ve onlara ilgi duyması ile devam etmiş. Özellikle telli çalgılara ilgi duymuş, o konuda kendini geliştirmiş. Yetmişli yıllarda Girit’e yerleşmiş. Yörenin yerel yaylısı olan ‘Iyra’ (Girit kemençesi)’nın virtüözü olup, Ege’nin güzel ezgilerini bu denli başarıyla aktarmasına şaşmamak gerek.  Doğu enstrümanları demişken Ross; Iyra dışında tarhu, rebab, kabak kemane, yaylı tanbur, tanbur, lavta (lute), buzuki, ud, tar, dutar, afrika harbı, keman, çello, sordina, sarangi, bulgari, kopuz, bağlama, cura ve belki de bilmediğimiz birkaç adet daha çalabiliyor. 

Eserlerinden bazılarına göz atalım. ‘Hatif’; ”sesi duyulan, fakat kendisi görülmeyen” demekmiş. Bir şarkıya verilebilecek en anlamlı isim olmalı. Çünkü müzik; sesi duyulan, fakat kendisi görülmeyen bir ruhla tanıştırır bizi her seferinde. Görmeyiz, hüzünleniriz. Duyarız, umut ederiz. Şarkı hem bende böyle bir etki bırakmasıyla, hem de Ross Daly ile tanışmama vesile olan eser olmasıyla ayrı bir öneme sahip. En önemlisi de; özlediğimiz eski melodi ve enstrümanları, kültürümüzde var olduğunu hissettiğimiz ama bir türlü adını koyamadığımız, gitgide uzaklaştığımızı hissettiğimiz o hissi bizlerle buluşturmasıdır.

‘Pervane’, beni etkileyen diğer bir eseri. Başlarda tekrarlanan yavaş melodiler, Şem-ü Pervane (Mum ile Kelebek) ‘nin Aşkı hikayesinde kelebeğin mumun etrafında dönüp durması; sonralardan hızlanan melodi, kelebeğin muma cesaretle yaklaşması; sondaki tekrar eden yavaş melodiler ise, kelebeğin mumun ateşinde tutuşup can vermesi olarak yorumlanır.

Sizlere bahsetmek istediğim son eser ise, Klasik Türk Müziği’nin güzel eserlerinden Çeçen Kızı’nın Ross Daly’nin parmaklarında yorum bulmuş halidir.

Ross Daly ve eserleri, elbette bir yazıda anlaşılamayacak kadar derindir. O yüzden sizlere, internetten daha çok eserini dinleyip müziğindeki inceliği hissetmenizi tavsiye ediyorum.

 

[box_light]

Kaynakça:

 http://birkatre.blogspot.com.tr/2009/08/ross-daly-cicek-dag.html

[/box_light]

 

Leave a Reply