1 Kasım 2015 Pazar günü, Türkiye Cumhuriyeti için dönüm noktası olan bir demokratik seçimi daha geride bıraktık. 1 Kasım seçimi, aslında olağan olmayan bir seçimdi. 7 Haziran sonrası, ortak paydada buluşamayan veya buluşmak istemeyen, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını parlamentoda temsil eden 4 parti, deyim yerindeyse topu 1 Kasım seçimlerine attı. Peki bu süre zarfı içerisinde, Türkiye ekonomisi devamlılığını sürdürmeye çalışırken, hangi rakamlarla karşı karşıya kalmak zorunda kaldı?
Bence durum pek iç açıcı gözükmüyor çünkü bu süreçte Türkiye Cumhuriyeti ekonomisi ciddi feragatlerde bulundu. Rakamlara göz gezdirelim; 2015 yılı Ocak ayında USD/TRY paritesi 2,31-2,35 bandında gidip geliyordu yani dolar kaba tabirle 2,33 TL idi. Gün geçtikçe, yani 7 Haziran’a yaklaştıkça, istikrarın bozulabilme ihtimalini varsayan yerli ve yabancı etkenler dolayısı ile aşamalı olarak kur yükseldi ve en nihayetinde 5 Haziran Cuma günü, kur 2,66 bandına dayandı. 8 Haziran sabahı ise tek partinin iktidara gelememesi sebebiyle 2.83’leri gördü.
Bu süre zarfında, pariteyi kontrol etmek için Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası yaklaşık 4.5 Milyar $ sattı fakat piyasa beklenen tepkiyi göstermedi ve aşamalı olarak USD/TRY paritesi yükselmeye devam etti. TCMB rezervleri günden güne azaldı ve Ağustos ayı itibariyle 120 milyar dolara geriledi ki, bu rakamın sadece çeyreği dolar yangınını söndürmek için kullanılabilir, bu rakam gelişen ülke ekonomileri için kırılganlık açısından çok zayıf bir rakamdır. Paritedeki yukarı yönlü hareketliliğin faturası ağır oldu. Türkiye’nin ödenecek borç miktarı 210 milyar $ civarında, parite her bir kuruş arttığında, Türkiye çok daha fazla TL ödemek durumunda kalıyor. Sadece kur değişiminden gelen ek maliyet, faturayı yaklaşık 100 milyar TL artırmış vaziyette.
Tüm bunlar bir yanda dursun, bir de seçimler için devletin kasasından daha doğrusu bizim cebimizden çıkan rakamlara bakalım. 7 Haziran 2015 seçimleri için kasadan çıkan toplam tutar 531 Milyon TL. 531 milyon TL’nin 177 milyonu rutin yapılan yardımdır. Geri kalan 354 milyonun; 151.9 milyonu AKP’ye, 92.7 milyonu CHP’ye ve 60.5 milyonu MHP’ye aktarılmıştır. 1 Kasım seçimleri için ise devletin kasasından partilere giden miktar 250 milyon TL’dir.
Yukarıda bahsettiğimiz rakamlar yenilir yutulur cinsten rakamlar değildir. Asgari ücretin net 1.000,54 TL olduğu ülkemizde; 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 1379 TL ve yoksulluk sınırının ise 4492 TL olduğu gerçeği öğrenildiğinde, insanın hayrete düşeceği gayet ortada aynı zamanda, asgari ücretin bu denli düşük olmasının nedeninin de gereksiz yere harcanan para olarak saptanması da muhtemeldir.
Kaynakça
www.turkis.org.tr
finans.mynet.com
www.zaman.com.tr