Hassaten 20. yüzyılın son çeyreğinden başlamak üzere hayatımıza paketler halinde sunulan, hızlıca tüketilebilir ilimler girdi Allah affetsin. Çeviri eserler ve akabinde internetin bu denli hayatımıza girmesi ile birlikte ilmin temel disiplininden (emek) uzaklaşan, kolayca ulaşılabilir, dolayısıyla herkesin sahip olduğu(!) ilim haliyle kıymetsizleştirildi. Bu belki bilerek yapıldı belki de sehven. Ancak eşyanın tabiatı gereği pek tabii içinden emeği çıkarınca ilim ile kurulan aidiyet bağı da elini eteğini çekiverdi. Nitekim Hz. Muhammed (sav) fuzuli Çin’i işaret etmemişti. Çin’deki ilmin alamet-i farikası emekti. En nihayetinde bu hadis-i şerifin bize söylediği en önemli şey belki de şu idi: “Müslüman olup olmaması fark etmeksizin; isteyen, ilim yoluna baş koyan, uğrunda çalışan ve istidat lisanıyla duâ eden herkes, faydalı bilgiye ulaşma hususunda Allah’tan yardım görebilir, Allah’ın yardımıyla faydalı bilgi elde edebilir. Kim bu uğurda istidat lisanını konuşturur ve Allah’tan isterse, Allah ona verir.” Velhasılı emek gidince ne oldu, yerine ikamesi yapıldı. Aydınlar alim oluverdi yahut olduruluverdi.
Bu coğrafyada yaşayanlar, bizler, bilhassa son yarım asırdır dinimizi kim(ler)den öğreniyoruz? Her şeyi bir kenara bırakın; dinini doğru bir şekilde öğrenip yaşamak gibi bir derdi olan nesiller bunu hangi kaynaklardan beslenerek yapıyor? Paketler halinde almıyor muyuz istediğimizi? İlim dediğimiz mefhumun kaynağını hiçbir referansı ve dayanağı olmadan yazılan internet sitelerine kadar düşürmedik mi? Altını ince ince kazıyarak boşaltmadık mı?
Doğuyu Batıyı bilmeliyiz. Eski uygarlıkları derinlemesine incelemeliyiz. Yükseliş ve düşüşlerin sebeplerini derinden derine araştırmalıyız. Allah’ın insanoğluna en büyük nimeti olan İslâm inanç ve medeniyetine mensup olan bir toplum nasıl olur da bugünkü acıklı duruma düşer? Bunun mutlaka bir veya bir çok sebebi vardır. Bunu bilmeliyiz. İşte bütün bu konuları incelemekte ilim bizim rehberimiz olacaktır.
Hülasası bu seferlik çok uzatmadan, az ve öz konuya girizgah yapmak gayesi ile neticeye bağlamış olacağım bu yazımı. Bu yazıyı ve akabinde yazacağım yazıları yazmaktaki niyetim çok aşikardır. İlim yitik maldır ve hiçbir zaman bu kadar kolayda, yakınımızda, elimizin altında olmayacaktır. Talep edilenin arayışında bir iştiyak içerisinde olma zarureti de buradan gelmektedir.