Yazarİzzeddin Oktan

HELENİSTİK DÜNYA’NIN VARİSİ: ROMA-IV: İMPARATORLUK DÖNEMİ-II

İlk imparator Augustus’un saltanata çıktığı tarih olan MÖ 27 yılından son iyi kral olan Marcus Aurelis’in MS 180 yılında öldüğü tarihe kadar olan yaklaşık 200 yıllık dönem Antik Roma tarihinde “Pax Romana” yani Roma barışı olarak geçmişti. İmparatorluk tüm problemlerden kurtulamamıştı ama doğuda ve batıda imparatorluğun sınırları içinde barış ve refah ortamı çok uzun yıllar
Devamı

HELENİSTİK DÜNYA’NIN VARİSİ: ROMA-III: İMPARATORLUK DÖNEMİ-I

Octavianus, liderlik yarışında rakibi olan Antonius’u kesin bir şekilde yenmişti. Caesar’ı öldüren cumhuriyet yanlıları Octavianus tarafından yenilgiye uğratılmışlardı. Caesar’ın yeğeni Octavianus artık Romalıların lideriydi. Resmi olarak hala cumhuriyet sistemi geçerliydi. Senato ve Halk Meclisleri her gün toplanmaya devam ediyordu. Yetkilerin Senatus’a devredildiği gibi bir görüntü oluşturuluyordu (Freeman, 445). Ama yaşanan bunca olaydan sonra cumhuriyet yönetimine
Devamı

HELENİSTİK DÜNYA’NIN VARİSİ: ROMA-II: İÇ SAVAŞ

Roma Cumhuriyeti, yıllar içinde birçok savaşta başarılı olmuştu. MÖ 2. yüzyılda topraklarını İspanya’dan Anadolu’ya kadar genişletmişti. Akdeniz merkezli büyük bir imparatorluk olmaya doğru yol alıyordu. Ancak uzun süre savaşlar, ülke içinde artan gerilim, beraberinde birtakım sıkıntılar getirmişti. Savaşlar nedeniyle Roma vatandaşları yıllarca şehirlerinden ayrı kalmışlar, üretim yapamamışlardı. Bunun yanında şehirde iş imkanları da azalmıştı. Savaşlar
Devamı

HELENİSTİK DÜNYA’NIN VARİSİ: ROMA-I: CUMHURİYET DÖNEMİ

Roma Devleti, günümüzde hala canlılığını korumaktadır. Siyasal, sosyal ve kültürel krizlerin yaşandığı günümüzde acaba Romalılar bu meseleler üzerine nasıl gitmişti diyerek gözlerimizi Roma tarihi üzerinde gezdirmekteyiz. Bu gerçekten “Roma Mucizesi”ydi. MÖ 4. yüzyıl itibari ile genişlemeye başlayan Roma Devleti, MS 117 yılında İmparator Trajan(Traianus) zamanında Britanya’dan Mezopotamya’ya kadar uzanıyordu. Romalılar, Yunanlıların idealizmine karşı realistlerdi. Aynı
Devamı

İskender ve Helenizm

Tarihçiler, Sümerlilerin ilk yazıyı icadı ile tarihi çağların başladığını söylerler. Yazının icadı ile öğrenmeye başladığımız, medeniyete dair gelişmeleri uzun yıllar Mezopotamya, Mısır ve Levant omuzlamıştı. İlk şehirler burada kurulmuş, ilk krallar burada hüküm sürmüş, ilk savaşlar burada yapılmış, ilk imparatorluklar burada kurulmuştu. Şehircilikten toplum düzenine, bilimden sanata, , dinden felsefeye kadar birçok sosyal ve kültürel
Devamı

İSKENDER’DEN ÖNCE DÜNYA-XV: KLASİK YUNAN MEDENİYETİ

Tarihçiler Pers savaşları ile başlayan yeni döneme Yunan medeniyetinin “Klasik” çağı olarak adlandırırlar. Bu dönem batı medeniyetinin köklerinin ulaştığı ilk dönemdir. Demokrasiden bireyselliğe, liberalizmden ifade özgürlüğüne, sanattan felsefeye, bireyden topluma kadar, klasik Yunan medeniyeti Rönesans sonrası aydınlanmış bireyin örneği olmuştur. İlginçtir, “Rönesans” yani “yeniden doğuş” da klasik Yunan medeniyetinin yeniden doğuşundan başka bir şey değildir.
Devamı

İskender’den Önce Dünya-XIV: Arkaik Yunan Medeniyeti

Antiquity(Antik Çağ) araştırmalarında en çok yer elde eden alan kuşkusuz Antik Yunan medeniyeti olmuştur. Antik Yunanlı insanlar kendilerini “Helen” olarak adlandırıyorlardı, daha sonraki yıllarda Latinler Yunanlılar için “Greek” ismini kullanacaklardı. Ege sahillerinden dünyaya açılan tarihleri ile Helenler Avrupa Medeniyetinin küçük bir prototipi idi adeta. Yaşamdan siyasete kadar batı medeniyetinin temel taşları Helenler ve Helen dünyasına
Devamı

İskender’den Önce Dünya-XIII:Ahameniş Krallığı

İran Platosu, Antik Yakın Doğu’nun ayrılmaz bir parçasıydı. Elam Krallığı Sümerliler döneminden beri kendini Mezopotamya halklarına hissettirmişti. Araştırmacılar ilk Perslerin İran Platosu’na atlı ve silahlı birlikler halinde göçebe olarak geldiklerini tahmin etmektedir (Garthwaite, 15). Konuştukları dil Hint-Avrupa dil ailesine mensuptu. Bu yönleri ile Persliler ne Sümerliydi ne de Sami ırkına mensuplardı. Kanıtlanmamış bazı iddialara göre
Devamı

İskender’den Önce Dünya-XII: Yakub’un Evlatları-III

Serinin önceki yazısı için: – İskender’den Önce Dünya-XI: Yakup’un Evlatları-II Kuzeydeki İsrail(Efrahim) krallığının ömrü güneydeki Yahuda krallığına göre daha kısa sürmüştü. MÖ 922 yılında I. Yarovam Yehovacı anlayışa zıt şekilde kendi ülkesini Musa’nın çizgisinden uzaklaştırıp Levant’ın Kenan halklarından birine dönüştürmeye başladı. Aslında İsrail(Efrahim) krallarının amacı devletin dinini oluşturmaktı. Bu din, devlet yönlendirmesi ve kontrolünde bir
Devamı

İskender’den Önce Dünya-XI: Yakup’un Evlatları-II

Serinin önceki yazısı için: -İskender’den Önce Dünya-X: Yakub’un Evlatları-I Kitab-ı Mukaddes’e göre Musa’nın doğduğu yıl firavun rüyasında İsrailoğulları arasından çıkacak bir çocuğun saltanatına son vereceğini gördü. Tedbir olarak o yıllarda İsrailoğullarından doğan tüm erkek çocukları öldürttü. Musa’nın annesi, çocuğunu kurtarmak için Musa doğunca onu bir sepete koyarak Nil nehrine bırakmış, bebek Musa sarayın yanına kadar
Devamı

İskender’den Önce Dünya-X: Yakub’un Evlatları-I

Serinin önceki yazısı için: – İskender’den Önce Dünya-IX: Antik Anadolu Medeniyetleri Antik İsrail tarihi, eski çağların (antiquity) en merak uyandıran bölümü olmuştur. 19. yüzyıldan sonra başlayan arkeolojik kazılarda, Levant kazıları birçok araştırmacının heyecanla takip ettiği kazılar olmuştur. Bu ilginin birinci nedeni Avrupa kültürünü yıllarca etkilemiş olan Eski Ahit (Old Testemant) kitabının anlatılarıdır. Binlerce yıl dilden
Devamı

İskender’den Önce Dünya-IX: Antik Anadolu Medeniyetleri

Serinin önceki yazısı için: – İskender’den Önce Dünya-VIII: Tarihin Akışında Mısır Medeniyeti-II Anadolu, İskender’den önceki dünyanın kültür mirasını içinde barındıran bir coğrafya olmuştu. MÖ 3000 yılında başlayan süreçte Antik Mezopotamya uygarlıklarından etkilenen Anadolu halkları, MÖ 1000 yılından itibaren Yunan etkisinde kalmıştı. Bu özelliği ile Anadolu, Helenistik çağdan önce Helenistik kültürü içinde barındırıyordu. İskender’e geldiğimizde ise
Devamı

İskender’den Önce Dünya-VIII: Tarihin Akışında Mısır Medeniyeti-II

Serinin önceki yazısı için: -İskender’den Önce Dünya-VII: Tarihin Akışında Mısır Medeniyeti-I Kuzeyin çok kültürlü ortamından uzakta Teb şehrinde Amon(güneş tanrısı) kültü etrafında toplanan Mısırlılar yeni bir yönetim kurmuşlardı. Firavun Ahmose önderliğinde eski başkent Memfis ardından da Hiksosların başkenti Avaris’i nihai olarak MÖ 1527 yılında fethettiler. Ahmose Mısır topraklarını hakimiyeti altına alarak “Yeni Krallık” adı verilen
Devamı

İskender’den Önce Dünya-VII: Tarihin Akışında Mısır Medeniyeti-I

Serinin önceki yazısı için: -İskender’den Önce Dünya-VI: Tarihin Akışında Mezopotamya Medeniyeti-III Antik Mısır, mirası ile ebedileşen bir medeniyet olmuştur. Antik Yunan yazarlarından Yahudi-Hristiyan yazmalarına, oradan Rönesans sonrası Batı edebiyatına kadar birçok yerde bu medeniyetin zihinlerdeki algısı okunabilmektedir. Mozart’ın “Sihirli Flüt”ündeki Mısır algısı veya Geothe, Thomas Mann gibi yazarların kitaplarındaki Mısır tasviri ne kadar gerçek ile
Devamı

İskender’den Önce Dünya-VI: Tarihin Akışında Mezopotamya Medeniyeti-III

Serinin önceki yazısı için: İskender’den Önce Dünya-V: Tarihin Akışında Mezopotamya Medeniyeti-II Mezopotamya’da şehir devletleri hakimiyeti devam ediyordu. MÖ 1600-1300 arasında ise Mezopotamya’nın görüntüsü çok karmaşık bir tablo çizmektedir. Anadolu’da giderek büyüyen Yeni Hitit Devleti, Levant’ı hâkimiyeti altına aldı. Mısır’da ise tahtı eline alan Firavun Hanedanlığı Levant üzerinde söz sahibi olmak için Hititliler ile mücadele ediyordu.
Devamı

İskender’den Önce Dünya-V: Tarihin Akışında Mezopotamya Medeniyeti-II

Sümer şehir devletleri kurulmuş ve Mezopotamya’da sükunet hakim iken Mezopotamya medeniyetini derinden etkileyecek olaylar kendini hissettirmeye başlamıştı. Arap yarımadasının çölleşmeye başlamasıyla beraber buradaki “Sami” ırkları kuzeye, Mezopotamya’ya göç etmeye başladılar. MÖ III. binyılda Akadlar ve Kenanlılar, MÖ III. binyılın sonu ve MÖ II.  binyılın başında Amurrular(Amoritler), MÖ II. binyılın sonunda Aramiler ve İbraniler ve en
Devamı

İskender’den Önce Dünya-IV: Tarihin Akışında Mezopotamya Medeniyeti-I

Kitab-ı Mukaddes’te geçen ancak tarihi gerçeklerine ulaşamadığımız bir hikaye vardır. Bu hikayeye göre Noah(Nuh) tufandan kurtulduktan sonra tüm dünyayı 3 oğlu arasında paylaştırır. Bu oğulları kendisi ile beraber gemiye binenlerdendir. İsimleri ise şöyledir: Ham, Sam ve Yafet(Tekvin 9 ve 10. Bab). Oğlu Sam’a yeryüzünün orta ve üstün kısmını tahsis eden Nuh, Ham’a, Nil’in batısı ve
Devamı

İskender’den Önce Dünya-II: Göbekli Tepe ve Sembolizm-II

Yazı öncesi bir dönemde inşa edilen Göbekli Tepe’yi inşa edenler dünya tasavvurlarını semboller yoluyla insanlığa anlatmaktadır. Ancak bu sembolizm sadece doğum ve ölüm ile sınırlı değildir. Bunun dışında birçok hayvan figürleri ve soyut şekiller Göbekli Tepe sütunlarına işlenmiştir. Bu sütunlar dikkatle incelendiğinde bunların insanı temsil ettiği anlaşılacaktır. Gözleri ve ağzı olmayan insanlardır bunlar. Kolları göbek
Devamı

İskender’den Önce Dünya-I: Göbekli Tepe ve Sembolizm-I

İnsan, hafızasından soyutlanamayan bir varlıktır. İnsanlık dahi hafızasından soyutlanamaz. İlk insanlardan günümüze kadar insanlık gelişen ve değişen bir yapıya sahip oldu. İlk çağlarda doğa insanlara hâkimken, günümüze geldikçe bu hâkimiyet insan lehine taraf değiştirme eğilimindedir. Bu değişimi ve ilerlemeyi daha iyi gözlemek için tarih insanlığa çok şey vaat etmektedir. Bu yazı serimizde insanlığın gelişimi ve
Devamı

Arap-Bizans Savaşları-XI: Değerlendirme ve Sonuç

Dünya tarihi, onu inceleyenlerle muazzam bilgiler paylaşıyor. Ondan ders alan ancak yoldaki bir insan olabilir. Çünkü yoldaki insan, karşılaşacağı sorunlara tarihi tecrübelerden çözümler bulur ve ileriyi görüş açısını, geriye göz gezdirerek oluşturur. Bu nedenle tarih ancak kendinden bir şeyler okuruna kattığı sürece faydalı bir etkinliktir. Yoksa eskilerin hikâyelerinden öteye gidemez. İşte, biz de şimdi 7.
Devamı

Arap-Bizans Savaşları-X: Savaş Ötesi Etkileşim-II

Bizans ile Arapların insanı etkileşimi olarak din ve bilimin yanında en çok gözle görüleni mimarı alandaki etkileşim olmuştur. Kaynaklara göre mimarı alandaki ilk etkileşim eskilere Hz. Muhammed’in İslam öğretisini getirmeden önceki döneme dayanır. Hz. Muhammed’in 35 yaşlarında olduğu bir sırada Etiyopya’da bir kilisenin tamiri için Cidde’de bulunan bir Bizanslı mimarı malzemeleri ile birlikte Kâbe’nin tamirine
Devamı

Arap-Bizans Savaşları-IX: Savaş Ötesi Etkileşim-I

Savaşlar ancak bir yeninin başlangıcıdır. Tarih, bu olguyu en net şekilde Arap-Bizans mücadelesinde görmüştür. Bir önceki yazımızı bu şekilde noktalamış ve savaşlarla başlayan yeniyi bu yazımıza bırakmıştık. Evet, Müslüman Arapların fetihleri VII. yüzyılda başlayarak halka halka yayılmış ve geçtikleri bölgelerde kalıcı değişiklere neden olmuşlardır. Bu fetih hareketine karşı Bizans IX. yüzyıla kadar reaksiyoner davranmış, bu
Devamı

Arap-Bizans Savaşları-VIII: Ayrılan Yollar

Arap-Bizans savaşları 7, 8 ve 9. yüzyıl dünyasının tüm kıtalarında vuku bulmuş mücadelelerdir. Ortadoğu’dan başlayarak Anadolu, Ermenistan ve Konstantinopolis’teki mücadeleleri bir önceki yazılarda bahsetmiştik. Şimdi ise Afrika ve Avrupa kıtalarındaki Arap-Bizans mücadelesini incelemeye çalışacağız. Bizans, aslında bölünen Roma imparatorluğunun doğu koluydu. Ancak hiçbir zaman Büyük Roma İmparatorluğu ideallerinden vazgeçmedi. Müslümanların iç savaş yıllarında(655-661) Bizans imparatoru
Devamı

Arap-Bizans Savaşları-VII: Konstantinopolis Önlerinde

Arapların fetihleri muasırlarının şaşırtmakla beraber, bugünün insanları bizleri de büyük hayretler içinde bırakmaya devam ediyor. 610 yılında ortaya çıkmış olan İslam öğretisi ve Muhammed peygamberin çabaları ile Arap yarımadasında birliği sağlayan Müslüman Araplar, 645 yılına kadar Bizans’ın elinden Suriye, Filistin, Mısır, İskenderiye, Mezopotamya ve Ermenistan’ı aldılar. Bir önceki yazıda bu bölgelerdeki mücadeleleri incelemiştik. Bu fetihlerin
Devamı

Arap-Bizans Savaşlar-VI: Mezopotamya, Mısır ve Ermenistan’ın Kaderi

Yarmuk(Yermük) savaşı Araplar ve Bizanslılar arasında vuku bulan gerçek bir savaştı. Serinin bir önceki yazısında Yarmuk(Yermük) savaşının gelişimini ve bazı sonuçlarını anlatmıştık. Yarmuk savaşı Suriye’nin, Mezopotamya’nın, Mısır’ın ve Ermenistan’ın kaderini baştan başa değiştirmişti. 637 yılında Şam ve Humus(Hıms) Müslüman Araplar tarafından tekrar ele geçirildi. Kudüs(Jaruselam) ve Gazze ise 637-638 yılında düşmüştü. Bu gelişmelerden bir önceki
Devamı

Arap-Bizans Savaşları-V: Kudüs’ün Düşüşü veya Fethi

Müslüman Araplar ile Bizans ilk olarak Mute ve Tebük savaşlarında karşılaşmışlardı. Serinin önceki yazısında anlattığımız gibi bu savaşlar Bizans için ciddi bir tehdit oluşturmamıştı. Ancak tarih eşine az rastlanır bir çıkışa hazırlanıyordu. Hz. Muhammed 8 Haziran 632 yılında vefat etmişti. Bu haber Medine’deki Müslümanları büyük bir hüzne boğmuştu. Ancak bir problem vardı. Peygamber kendinden sonra
Devamı

Arap-Bizans Savaşları-IV: İlk Karşılaşma

Bir önceki yazıda Hz. Muhammed’in, Bizans kralı Heraklius’a yazmış olduğu İslam’a davet mektubunun hikâyesini anlatmış ve bu mektubun Müslüman Araplar ile Bizans’ın münasebetinin başlangıç belgesi olduğunu söylemiştik. Ancak İmparator Heraklius bu daveti nazikçe reddetmişti. Hz. Muhammed bu ret üzerine başka yollar denemeye başladı. O dönemde Gassanili valilere İslam’a davet mektupları gönderdi. Bu noktada Gassanilerin hukuki
Devamı

Arap-Bizans Savaşları-III: Hz. Muhammed’in Bizans kralı Heraklius’a Mektubu

Müslümanlar ile Bizans’ın münasebeti bir mektup ile başlamıştır. Bu mektup 627 yılında Hz. Muhammed’in Bizans kralı Heraklius’a gönderdiği İslam’a davet mektudur. Müslümanlar ve Hristiyanlar arasındaki ilişkiler açısından çok büyük önemi haizdir. Şimdi bu mektubun hikayesini inceliyelim. Serinin ilk yazısında da belirtiğimiz gibi Hudeybiye Barış Antlaşmasının ardından Arap yarımadasına barış hakimdi. Bu dönem Müslümanlar açısından büyük
Devamı

Arap-Bizans Savaşları-II: Bizans Kökeni

Araplar ve Bizanslar karşı karşıya gelmeden önce Bizans içinde çok önemli değişimler meydana geldi. Roma İmparatorluğu Bizans İmparatorluğuna dönüşmüştü en başta. Sosyal yapıda büyük değişimler olmuş ve tüm Avrupa Hristiyanlığı din olarak seçmişti. Roma Cumhuriyetinden, Bizans otokrasisine dönüş yaşandı. Şimdi bu dönemi incelemeye başlayalım. Roma, Julius Ceaser döneminden sonra babadan oğla geçen bir yönetim şeklini
Devamı

Arap-Bizans Savaşları-I: Arap Kökeni

Ortadoğu, medeniyetlerin gözde merkezi… Birçok medeniyet bu topraklarda yaşadı: Sümerliler, Babilliler, Asurlular, Romalılar, Gassaniler, Araplar ve Türkler. Bugünkü Ortadoğu’nun oluşumunda en önemli olayalar ise Arap-Bizans savaşları olmuştur. Evet, yıllarca ceziretü’l-Arap’ta yaşayan Araplar bir anda tarih sahnesine çıkmışlardır. Bizans ise, Roma’nın varisi, dünyanın süper gücüydü o günlerde. Arap-Bizans savaşlarını anlamak için bu iki medeniyetin geçmişine göz
Devamı

Kavimler Göçünün İki Yüzü-2: Avrupa

Serinin ilk yazısı için tıklayınız. Avrupa da bu yıllarda büyük göçlere şahit oluyordu. Barbar kavimleri Roma üzerine baskı yapıyorlardı. Bu baskıların iki nedeni vardı: Birincisi, Barbarların Roma’nın zenginlerini elde etmek istemesi, ikincisi ise doğudan gelen Hun kavimlerinin tehdidiydi. MS 200’lü yıllarda Cermen kavimleri Roma üzerine küçük çaplı seferler düzenlemeye başladılar. Bunun üzerine Roma İmparatorluğu “Limes”
Devamı

Kavimler Göçünün İki Yüzü-1: Asya

Büyük inkılaplar öncesi dünya doğum sancıları yaşıyordu. Asya ve Avrupa medeniyetleri ortak bir kazanda fokur fokur kaynamaktaydı. İnsanlık yolunu kaybetmiş gibi sağa sola göç ediyordu. Asya ile Avrupa arası mesafeler kaybolmaktaydı. Kavimler göçlerle birbirlerine çok yaklaşmıştı. Evet, insanlık bir yudum huzur bulmak için eski dünyalarından yepyeni kıtalara göç ediyordu. Milattan 200 yıl sonra, dünya bu
Devamı

Hristiyanlığın Roma’da Yayılışı

Milattan önce Roma şehri kökeni bilinmeyen bir millet, “Etrüskler”in egemenliği altında yaşıyordu. Latinler ile Etrüsklü yöneticilerin arası çok iyi değildi. MÖ 600’lü yıllarda Latinler efendilerine karşı ayaklanmış ve ebediyen onları Roma’dan kovmuşlardı. Etrüskler arkalarından ilginç bir destan bırakmıştı. Bu destana göre Etrüsklerin ataları bir kurt tarafından büyütülmüştü ve bu yüzden kurt onlar için kutsaldı. Etrüsklerin etkilerinden sonra
Devamı

Avrupa’nın Arkasındaki Antik Miras

Helenistik dönemin etkileri hem doğuda hem de batıda etkisini gösteriyordu. Büyük İskender çoktan ölmüş, imparatorluğu çeşitli devletlere bölünmüştü. Bu devletlerden biri olan Komaggene Krallığı’nın başında o gün Antiochus Theos bulunuyordu. Köken itibarıyla çok ilginç bir kişiydi. Zira hem Persli hem Yunanlı hem de Ermeni’ydi. Hayatı bir kültür mozaiği içinde geçmişti. Bunu, Nemrut Dağı’nda yaptırdığı tanrılar
Devamı