VAN GOGH’UN TABLOLARINDAN YENİ BİR DÜNYA: LOVING VINCENT

“27 Temmuz Pazar günü Hollandalı ressam 37 yaşındaki Van Gogh, Auvers’te bir tarlada kendisini tabanca ile vurdu ve yaralı halde odasına döndü fakat iki gün sonra yaşamını kaybetti. Bu film, Vincent Van Gogh’un ölümünden bir yıl sonrasında geçer. Yolculuk 1891 Arles’de başlar.”

İsmini ressam Van Gogh’un kardeşi Theo’ya yazdığı mektupların sonunda kullandığı imzadan alan Loving Vincent filmi bizi sanatçının ölümünden bir sene sonrasına götürür. Arles’te başlayan macera bizi bir nevi amatör bir cinayet soruşturmasının içine davet eder. Bu yolculukta baş karakterimiz Armand’a eşlik ederiz. 

HİKÂYE:

Film biyografik bir içerikten ziyade bize başlı başına özgün bir hikâye sunar. Hikayemizin başında Vincent’ın abisi Theo’ya gönderdiği mektupları taşıyan ve aynı zamanda dostu olan postacı Joseph Roulin’in, oğlu Armand’a, bir istekte bulunur. Bu istek Vincent’ın ölümünün ardından kalan son mektubu Theo’ya ulaştırmasıdır. Armand ölü bir adamın mektubunu ulaştırmayı her ne kadar mantıksız bulsa da babasına karşı çıkamaz. Böylece Armand’ın Paris’e giden bir trene atlamasıyla bizi Auvers’e götürecek yolculuğumuz başlar. 

Armand’ın baba zoruyla çıktığı bu yolculuk onu Vincent’ın hayatı ve ölümüyle ilgili tutarsız söylentilerin içine çeker. Armand’ın başta isteksiz çıktığı bu yol, Vincent hakkındaki detayları dinledikçe onu bu gizemi çözmeye ve Vincent için bir şeyler yapma gayesine dönüşür.

KİM BU KIZIL SAÇLI DELİ?

Filmde de vurgulandığı üzere Vincent çoğunluğun gözünde aklı yerinde olmayan yalnız ve mutsuz bir adam olarak görülür. Bu mutsuzluğun Vincent’ın çocukluğundan beri sürdüğü ileri sürülür. Babası Theodorus Protestan kilisesinde bir papaz, annesi Anna Cornelia ise bir saray mücellidinin kızıydı. Vincent’ın beş küçük kardeşi ve onların gelişimlerini destekleyen akraba çevreleri vardı. Bütün bu mutlu aile tablosunun arkasında ise Vincent aslında bir aile travmasının izini taşıyordu. Vincent yaşça büyük olandı ancak ilk değildi. Başka bir Vincent daha vardı. Başka bir ağabey. Ona kendisinden tam bir yıl önce ölü doğan kardeşinin adı verilmişti. O oğlanın kusursuz Vincent olduğunu annesinin gözünde okuyabiliyordu.

İlk olarak amcasının galerisinde çalışan Vincent kapının önüne konuldu. Daha sonrasında babasının mesleğini, kiliseyi denese de papaz sınavları çok zordu. Bu yüzden mütevazi bir misyoner olarak çalışmaya başlasa da oradan bile kovuldu. Tüm bunlara rağmen Theo ona inanıyordu.

Vincent eline ilk kez 28 yaşında fırça aldı ve Theo’nun desteğiyle hiç durmadı. Böylece ölümüne kadar olan 8 yıl içerisinde 800’den fazla resim yaptı. Ancak maalesef ki bunlardan yalnız birisini satabildi. Modern sanatın babası olduğu ölümünden sonra ilan edildi.

YAĞLI BOYA TABLOLAR ANİMASYONA DÖNÜŞTÜ:

Film sadece konusu ile değil görsel tasarımı ve karakter seçimleriyle de dikkat çekiyor. Loving Vincent filmi yüzden fazla sanatçının katılımı ile çizilerek yapılmıştır. Beyazperde tarihinde alışılagelmişin dışında bir animasyon tekniği ile seyirciye sunulan filmin hazırlık süreci büyük bir önem taşıyor. 10 yıla yakın bir süre içerisinde projelendirilen filmin her bir karesi için tek tek çizimler yapılır. 125 ressam bir araya gelip Van Gogh’un resim tekniği ile çalışmalar üretmiştir. 65 bin kareden oluşan bu çalışmalar 853 özgün yağlı boya çalışmasına tekabül eder. 

Bunun yanında filmdeki karakterler Van Gogh’un tablolarında karşılaştığımız portrelerin sahipleridir. Sarı ceketli baş karakterimiz Armand, Van Gogh’un tablosu Armand Roulin’in Portresi’ ndeki portre sahibini oyuncu Douglas Booth tarafından canlandırılır.

Oyuncu ekibini tabloların içine yerleştirmek için yeşil ekranın önünde performans-yakalama tekniği kullanılmış, bu sayede proje iki koldan yürütülmüştür. Van Gogh’un portelerini filme taşıyan oyuncular arasında Douglas Booth, Saorise Ronan, Aidan Turner, Helen McCrory, Eleanor Tomlinson, Chris O’Dowd, Jerome Flynn öne çıkmaktadır.

Filmin yönetmenliğini ressam kimliğini de bulunan Dorota Kobiela, yapımcılığını ise Oscar ödüllü animasyon Peter and The Wolf’un yapımcısı Hugh Welchman üstlenmiştir.

BİTİRİŞ:

Yazıyı bu naif ve deli adamın Theo’ya yazdığı mektuplardan bir kesit ile bitirmek istiyorum. Ayrıca konu ilginize çektiyse bu filmi izlemenin yanında, Doctor Who dizisinin Van Gogh özel bölümünün son sahnesini izlemenizi ve Theo’ya mektuplar kitabına da göz gezdirmenizi de mütevazi bir şekilde öneriyorum.

“Resimler dışında başkalarıyla konuşmak olanaklı değil”

                                                                “Sana içten selam gönderiyorum”

                                                                        “Sevgilerle Vincent”

KAYNAKÇA

Kobiela, Dorota & Welchman, Hugh. Loving Vincent. BreakThru Production. 2017. Film.

Özdolap, M. (2018). Vincent Van Gogh. Kafkaokur, 25; 6-13.

Leave a Reply