ekran-resmi-2016-11-13-08-27-07

Düğünlerin ilk danslarında, şık restoranların arka fonunda, kulaklığıma rastgele gelen müziklerinde dinlemeyi sevdiğim, ingilizceyi öğrenmeye başladıkça bestelerindeki derinliği tatmaya başladığım şair, söz yazarı ve müzisyen Leonard Cohen aramızdan ayrılalı birkaç gün oldu. Ayrılışının soğukluğu halen hissedilirken şair yönünü merak ettiğim için az önce bitirdiğim “Sevda Kitabı”ndan bahsetmek isterim sıcağı sıcağına.

baldy

 

“Sevda Kitabı”1nda Leonard Cohen’in tam on iki sene boyunca Budist bir rahip olarak Baldy Dağı’nda yaşadığı dönemden pek çok şiir var. O gür ve baskın sesine inat o dağda isminin sessizlik anlamına gelen ‘Jikhan’ olduğu dönemde kaleme aldığı şiirlerde din, merhamet ve yalnızlık temalarının işlendiğini söylemek mümkün. Kafasında dönüp dolaşan düşüncelerin aynı karmaşayla kaleme döküldüğü bu şiirler Cohen’in parayı, şöhreti, arzularını ve hırslarını geride bırakma çabasının en geçerli kanıtları gibi. Lakin, kendine ve okurlarına itiraf ettiği bir şey var:

Sonunda anladım ki

yeteneğim yoktu

spritüel işlere

 

Okudukça anlıyorum ki Cohen kendini eleştirmekten asla geri durmamış. Satırlarında kendi arzularını, yaşlılığını, zamanını, arayışlarını ve bulamayışlarını sürekli eleştirmiş. Şarkılarında da eksik etmediği o kara bulutların altında kalmış soğuk iklim şiirleriydi hepsi.

bir delikanlıydım daha

elli-yedi yaşında

yavaş şeritte

hızlı para peşinde

Karamsarlığı yalnızca kelimelerinde değildi çizgilerinde de göstermiş Cohen. Bu kitapta sayfalar sadece şiirlerle dolu değil, Cohen’in kendi çizimlerinden ve el yazısından da bir dolu örnek var. Çizimlerinin birçoğu otoportrelerden oluşuyor ve istisnasız bütün otoportrelerinde mutsuz bir Cohen ile göz göze geliyoruz.

"Şaşırmış ve hala acı çekmiyor özen ve kaygıyla şişmiş ve hala acı çekmiyor işe yaramaz yaşlı ve keder dolu ama hala acı çekmiyor

“Şaşırmış ve hala acı çekmiyor
özen ve kaygıyla şişmiş
ve hala acı çekmiyor
işe yaramaz yaşlı ve keder dolu
ama hala acı çekmiyor”

cohen1

“Bu ruh halinin seninle hiç ilgisi yok.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Paris, Montreal, Hydra, Los angeles sokakları, anne özlemi, yaşlandığı gerçeği, müziği, gitarı… Daha sonra caddedeki eski otomat, yediği lezzetli bir yemek, inek şeklindeki tereyağı kabı ve diğerleri… Cohen’in hayatından gelen en önemli ve  en gereksiz ayrıntılarla dolu ilginç şiirler, bana göre onun yaratıcı kişiliğinin tuhaf yansımaları. Araya sıkıştırdığı bazı haklı satırlar ise onun aynı zamanda ne kadar açık sözlü ve farkındalığı yüksek bir insan olduğunu gösteriyor. Bu kısımlarda şiirlerinin aynı zamanda kendi şarkıları olduğunu anlıyorum. Edebiyata olan düşkünlüğünün başarılı müzik hayatına etkileri kendini belli ediyor satırlarda.

cohen3

“Gitarım o kadar güzel ki, bazen onu çalabilmeyi istiyorum.”

Leave a Reply