Erasmus Günlükleri: Berika Özcan ve Sheffield Üniversitesi

Merhaba Berika, Erasmus programıyla ilgili deneyimlerinizi gazetemizle paylaşmayı kabul etiğiniz çok teşekkür ederim. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Berika Özcan. Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi son sınıf öğrencisiyim.

Öğrenci değişim programına katılmaya nasıl karar verdiniz ?

Öğrenci değişim programına katılmak benim için çok ani bir karar oldu diyebilirim. Uzun zamandır katılmayı oldukça istediğim bir programdı. Bir gün yakın arkadaşımla serviste giderken gitmeye karar vermiştik ve şanslıydık ki başvuru süresi henüz dolmamıştı. Bizden önce giden bir arkadaşımızın tecrübelerini dinlediğimizde programa olan ilgimiz ve isteğimiz artmıştı. Aynı anda başvurularımızı yaptık ve serüvenimiz bu şekilde başladı.

Değişim programı ile hangi ülkeye gittiniz ? Bu ülkeye gitmenizin özel bir sebebi var mıydı ?

İlk tercihim İngiltere’ydi. Bölümümden bir kişinin gitme hakkı vardı ve bana çıkmaz diye düşünmeme rağmen gitme şansı elde ettim. Puandan çok sizden önce gelen insanların tercihlerine bağlı oluyor ülkeler. İngiltere’yi seçmemin en önemli sebebi akademik açıdan oldukça başarılı seçenekleri içermesiydi. Dürüst olmam gerekirse, çok fazla araştırarak seçim yapmadım. Genel özelliklerine ve akademik başarılarına bakarak ülkeler arasından İngiltere’ye gitmemin daha uygun olacağına karar verdim. Sonraki tercihlerimde Danimarka ve  Hollanda vardı; fakat İngiltere’nin beklentilerimi daha çok karşılayacağını düşündüm. Genel olarak Avrupa ülkeleri ilk tercihlerim arasındaydı ama İngiltere’ye gitmek ve ülkeyi tam anlamıyla gezebilmek daha cazip bir seçenekti benim için.

thumbnail_img_0432

Gideceğiniz okulu seçerken hangi kriterleri göz önünde bulundurdunuz ?

Sheffield Üniversitesi Politics bölümünü tercih ettim. Okulun internet sitesinden alabileceğim derslere, değişim programı öğrencilerine sunulan imkanlara ve yurt seçeneklerine baktım. Bilkent ile paralel olarak alacağım tüm dersleri saydırabileceğimi, akademik herhangi bir problemle karşılaşmayacağımı öğrendim. Önceki soruda da belirttiğim gibi ayrıntılı bir araştırma fırsatım olmadı; fakat yaptığım seçimden oldukça memnun kaldım.

Değişim programına katılmadan önce endişeleriniz var mıydı ? Eğer varsa bu durumun üstesinden nasıl geldiniz ?

Yaşadığım kaygıları üç başlık altında; gitmeden önce hazırlık aşamasında, gittiğimde karşılaştığım ve dönüş sonrası yaşadığım problemler olarak toplayabilirim. Özellikle gitmeden önce yurtlar, maddi açıdan oldukça fazla stres yaşadığım bir konu oldu. Değişim öğrencilerinden çok yüksek bir ücret talep ediliyordu. Yurtların Türkiye’deki gibi ücretsiz olduğunu düşünmekle birlikte ailemle de bu doğrultuda konuşmuştum. Yaşadığım zorlukların daha çok maddi sıkıntılardan kaynaklandığını söyleyebilirim. Bunun haricinde vize işlemleri benim için yorucu geçti. Ek olarak hocalarımızla derslerimi saydırmakla ilgili bazı anlaşmazlıklar yaşandı. Bilkent’te aldığım ama Sheffield Üniversite’sinde tekrar almak istediğim derslerdense daha önce görmediğim derslere öncelik tanımamı önerdiler. Sonunda anlaşmazlıklar çözüldü.

Maddi sıkıntılardan bahsetmişken hesapladığınız miktar ya da verilen hibe masraflarınızı karşılamakta yeterli oldu mu?

Açıkçası beklediğimden daha çok harcama oldu ve gittiğimdeki hesaplamalarla döndüğümdeki hesaplamalar çok da paralel değildi. Ben giderken hibe aldım. Hibe yaklaşık iki bin küsur euroya denk geliyordu ve bin iki yüz pounda tekabül ediyordu. Tabi bu rakamlar değiştiği için sabit bir gelirin olmuyor. Bir de çok önemli bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Gittiğimde her hafta başı para çekiyordum ve para çektiğim zaman orada bankamatikler yurt dışından çektiğim için en az elli lira kesinti yapıyorlardı. Bütün paranızı çekerek gitmek daha mantıklı olabilir. Daha az maddi kayıp yaşayabilirsiniz. Yemeği dışarda yemek yerine kendiniz yaparsanız da tasarruf edebilirsiniz.

Akademik olarak Türkiye’den farklı bir eğitim sistemiyle karşılaştığınızı ve bu farklılıkların derslere adapte olmakta sizi zorladığını hissettiğiniz zamanlar oldu mu?

Açıkçası sisteme alışmakta güçlük çektim . Orada toplam üç ders aldım ve haftada sadece altı saat dersim vardı. Her dersin bir seminer dersi bir de lecture’ı oluyordu. Lecture’da hoca kaba hatlarıyla dersi anlatırken; seminerlere her hafta okuma parçalarını okuyarak hazırlanıp gidiyorduk ve tartışma ortamı oluyordu. İlk başta ders süresince konuşmaya çok alışık olmadığımdan ve ülkemizde öğretmenin aktif öğrencinin genellikle daha pasif olduğu eğitim sistemine daha aşina olduğumuzdan adaptasyon süresi yaşadım. Toplam on on iki kişilik gruplar şeklinde gerçekleşen tartışmalarda konuşma zorunluluğu vardı. Aynı zamanda uluslarası bir ortam olduğu ve birçok farklı ülkeden katılan öğrenciler olduğu için her ana konu hakkında farklı ülkelerin özelliklerini rahatlıkla öğrenebiliyorduk. Örnek vermem gerekirse bir hafta “democracy” konusu işlenirken her öğrenci kendi ülkesinde demokrasiye bakış açısını anlatıyordu.

Erasmus programı süresince zorluklar yaşadınız mı ? Bu sorunları nasıl aştınız ?

Daha önce bahsettiğim gibi maddi konularda ve derslerimi saydırmakla ilgili bazı problemlerim olmuştu. Ek olarak kimliğimle ilgili bazı sorunlarla karşı karşıya kaldığımı söyleyebilirim. Farklı bir ülkeden geldiğim insanlar tarafından hissettiriliyordu. Farklı ülkelerden gelen insanlara karşı davranış şekillerinin değişim gösterdiğini gözlemledim. Sohbet ortamları ve sosyal iletişim geldiğimiz ülkelere göre farklılıklar içeriyordu.

Sosyal ortamlardan bahsetmişken siz farklı ülkelerden gelen öğrencilerle kaynaşmayı mı yoksa tanıdığınız bir çevre içinde olmayı mı tercih ettiniz?

Programa en yakın arkadaşımla katılmıştım ve büyük bir şans eseri aynı ülkede aynı üniversiteye gitme fırsatı elde etmiştik. Bu yüzden yeni bir ortam ihtiyacı içinde olmadım. Yurtta kalırken altı kişilik bir odada kaldık ve farklı ülkelerden dört kişiyle odamızı paylaştık. İkisi Belçikalı, biri Fransız ve biri Hollandalı olan oda arkadaşlarımızla başlarda çok fazla sohbet ortamımız olmamasına karşı dönüşümüze kısa bir süre kalmışken daha çok konuşma imkanı bulduk. Bu noktada bir öz eleştiri yapıyorum ve karşımızdaki insanların bize soğuk davranmasından öte bizim de kendimizi çekmiş olabileceğimizi farkında olduğumu belirtmek istiyorum. Geriye dönüp baktığımda daha sıcak davransaydık insanların geri dönüşlerinin de farklı olabileceğini düşünüyorum.

img_0445

Konaklama konusunu nasıl hallettiniz ?

İlk olarak gittiğimizde bir otelde kaldık. Kaldığımız otel okula yürüme mesafesiyle yarım saat uzaklıktaydı. Sonrasında yurda geçtik ve altı kişilik bir odada kaldık. Yurtta herhangi bir problemle karşılaşmadık.

Toplamda ne kadar süre İngiltere’de kaldınız ve ulaşım ihtiyacınızı nasıl çözdünüz?

İngiltere’de yaklaşık beş ay kaldık. 3 şubat’tan 11 hazirana kadar olan süre boyunca değişim programındaydım. Londra’da kaldığım süre haricinde hemen hemen tüm ulaşımımızı yürüyerek hallettik. Kısıtlı bir süre toplu taşıma kullandık.

Gittiğiniz ülkede bir uyum sorunu yaşadınız mı ?

Açıkçası ilk zamanlarda İngilizce’yi anlamakta problem yaşadığımı söyleyebilirim. İngilizce’nin anlaşılmasının zorluğunu aksan farklılığı olarak açıklayabilirim. Her zaman duyduğumuz ve alışkın olmadığımız bir aksan zorladı. Özellikle York Shire bölgesi aksanı çok daha farklıydı. Kelimeleri çok fazla yuttuklarından iletişim kurarken bir konu hakkında çok fazla tekrar etmelerini istediğim durumlar yaşadım. Uyum problemini sadece dil konusunda yaşadığımı onun haricinde çevremize oldukça kolay adapte olduğumuzu söyleyebilirim.

Erasmus programındaki ilginç bir anınızı bizimle paylaşabilir misiniz ?

Birçok ilginç anı biriktirdim. Bir tanesini paylaşmam gerekirse bahsettiğim kimlikle ilgili yaşadığım bazı olaylara beni gerçekten etkiledi. Sınıftaki tartışma ortamlarında Türkiye’den geldiğimi söylediğim zaman bir çocuk bana etnik kimliğimle ilgili bir soru sordu. Ben de etnik kimliğimin kişiliğimi ya da insanlara yaklaşımımı olumsuz yönde etkileyebileceğini düşündüğü için mi böyle bir soru yönelttiğini sordum. Başka bir kız da Türkiye hakkında kötü bir yorumda bulunmuştu konu üzerinde bir süre konuştuktan sonra fark ettim ki yeterli birikime sahip olmadan kulaktan dolma bilgilerle doğru olmayan yorumlarda bulunuyordu.

Yaşadığınız bu tecrübe sizde ne tür değişikliklere sebep oldu ?

Yaşadığım bu tecrübeye aslında hazırlıklı gitmiştim çünkü gitmeden önce orada yapılan yorumları kişisel algılamamamız için uyarılmıştık. Ülke bazlı tartışmalarda fikirlere açık olmam ve savunmadan çok karşı tarafı dinlemeye de özen göstermeme rağmen bazı yanlışları düzeltmek amacıyla konuşmalar yaşandı. Konuşmalar haricinde insanların davranışlarından düşüncelerini anlayabiliyorsunuz. Çıkardığım en önemli sonuç ise yabancıların onların bizleri gördüğünü düşündüğümüz şekilden çok daha farklı gördüklerini anlamam oldu. Maalesef ki ülke olarak batı ülkelerinde değişmesi oldukça güç bir imajımız var. Çok büyük çaplı bir değişiklik yapamayacağımı farkında olmama rağmen insanlara ülkemi anlatarak yanlış kanaatlerini değiştirmeye çalıştığımı söyleyebilirim.

Bu programa tekrar katılacak olsanız yine aynı ülkeye gitmek ister miydiniz ?

Tekrar gitme imkanım olsa başka ülkeleri görme açısından bir Avrupa ülkesini seçmek isterdim. İngiltere’ye tekrar gitme isteğim şu an var. Gittiğim bölgeyi oldukça sevdim ve benim açımdan İngilizlerin soğukkanlı olduğu ön yargısını kırmış oldu bu küçük üniversite şehri. Tekrar gitmeyi tercih etmem dememin sebebi farklı ülkeler görme isteğimden kaynaklanıyor yoksa gayet memnun kaldım.

Erasmus Öğrenci Değişim Programı’na katılmak isteyenlere bulunmak istediğiniz tavsiyeler var mı?

Tabii ki birkaç tavsiyede bulunabilirim. Öncelikle istekli olanlar kesinlikle istekten öte harekete geçsinler. Bir insanın üniversite yaşamı boyunca aynı zamanda tüm hayatını etkileyecek çok önemli bir tecrübe olduğunu düşünüyorum. Sonuçta yirmi yaşında kendini tamamen yabancı olduğun bir ülkede buluyorsun ve tüm ihtiyaçlarını kendin karşılamak zorundasın. Burada okurken çoğunlukla ailelerimiz bizlere yardımcı olmaya çalışıyorlar fakat orada kendi ayaklarınızın üstünde durmak zorunda kalıyorsunuz.  Zaman darlığı ve yorulma açılarından götürüleri olsa da kazançları her zaman çok daha önemli bir yere sahip ve yaklaşık bir ay gibi bir adaptasyon süreci oluyor. Sonraki sürecin gelecek hayatımıza bir  prova olduğunu düşünüyorum.

Bizi bu kadar ayrıntılı şekilde aydınlattığınız ve tüm sorularımı büyük bir içtenlikle cevapladığınız için çok teşekkür ederim. 

Bu röportajı benimle gerçekleştirdiğiniz için ben teşekkür ederim.

 

 

 

Leave a Reply

2 comments

  1. ALTAY ÇOKAKTAŞ

    Lâle ciğim bu röpörtaj üniversite adaylarına ışık tutan iyi bir klavuz olmuş. Ş
    u an hemen torunuma heber veriyorum iki yıl örceden ileriyi görmeye başlasın.

  2. Lale Şenkula

    Yorumunuz için çok teşekkür ederim. Bilgilendirip faydalı olabilmek benim için büyük bir mutluluk.