24 Haziran Seçimlerinden bu yana Türkiye siyasetinde birçok değişiklik yaşandı. Bu seçimlerde Ak Parti ve MHP “Cumhur İttifakı” adlı bir ittifak kurmuş, bazı küçük partiler de bu ittifakı desteklemişti. Ak Parti ile ulusal beka ve terörle mücadele üzerinden ortak bir retorik geliştiren MHP’nin, birçok kamuoyu yoklamasına göre büyük bir kan kaybı içinde olduğu düşünülüyordu. Daha önce parti içindeki kriz, Meral Akşener ve diğer bazı MHP milletvekillerinin istifa edip İyi Parti’yi kurmaları ile sonuçlanmıştı. İktidar ile yakın ilişkiler geliştirmeyi tercih eden MHP’den yeni kurulan partiye büyük bir oy geçişi olacağı beklentisi vardı. Ak Parti oylarında da bir düşüş gözlendiğinden dolayı, Cumhur İttifakı’nın mecliste çoğunluğu sağlayamayacağı düşünülüyordu. Ak Parti oylarında bir düşüş yaşanacağı tahmini doğruydu. Fakat neredeyse kimsenin tahmin edemediği olgu, MHP’nin tüm beklentilerine rağmen kendi oyunu koruması oldu. Ak Parti’ye küskün olan ve muhalefete yakınlık duymayan seçmenler, farklı partiye fakat aynı ittifaka oy vererek tepkilerini gösterdiler. En muhafazakar şehirler hariç, Cumhur İttfakı çoğu şehirde oy kaybetti. Ak Parti 7 Haziran Seçimlerinden beri ilk kez mecliste çoğunluğu kaybetti. Böylece MHP, Ak Parti için tayin edici bir öneme sahip hale geldi.
Millet İttifakı’nı oluşturan dört parti, seçimlerde aldıkları sonuçla hayal kırıklığına uğradılar. Büyük umutlarla kurulan İyi Parti baraj altında kaldı. Seçim öncesinde iyi bir ivme yakalayan Saadet Partisi, küskün dindar seçmenin oylarını almakta yetersiz kaldı. CHP ise hem İyi Parti’ye hem de daha az ölçüde HDP’ye kayan oylar yüzünden güç kaybetti.
Seçimlerin ardından ciddi bir ekonomik bunalım yaşandı ve Türk Lirası değer kaybetti. ABD’li rahip Andrew Brunson’ın FETÖ ile ilişkileri bulunduğu ve casusluk yaptığı iddiasıyla süren tutukluluğu sebebiyle, ABD Türkiye’ye karşı yaptırımlar uygulamaya başladı. Bunun üzerine Türk Lirası, ABD Doları karşısında tarihi bir düşüş yaşadı. Brunson’ın önce ev hapsine alınması ve daha sonra serbest bırakılması ile liradaki değer kaybı durdurulabildi. Fakat enflasyon yüksek seviyelerde seyretmeye devam etti ve yaşam pahalılığı genel bir şikayet haline geldi. Birçok tanınmış firmanın konkordato ilan etmesi de bu ekonomik bunalımın bir simgesidir.
Bu koşullarda Ak Parti ile MHP arasında yaşanan çatlak, belki de yerel seçimler öncesindeki en önemli gelişme oldu. MHP cephesinde ilk günden itibaren Ak Parti’nin sadık bir ortağı olunmayacağı, ona karşı denetleme işlevi de görüleceği belirtilmişti. Çeşitli konularda iki parti arasındaki anlaşmazlıkların artması ve MHP’nin eleştiri seviyesini yükseltmesi, Cumhur İttifakı’nın dağılmasına sebep oldu. Danıştay’ın Andımız’ın kaldırılması kararını iptali neticesinde alevlenen tartışmalarda MHP Andımız’ın okullarda okutulmasının tekrardan zorunlu olması yönünde bir tutum alırken, Ak Parti ve Erdoğan Andımız’a karşı olan tutumlarını sürdürdüler. Ak Parti’nin bu konuda izlediği politika ile MHP ile olan ittifakından dolayı kaybettiği eski Kürt oylarına tekrar talip olduğu tahminleri yapıldı. Bir başka gerginlik noktası da MHP af ilan edilmesi konusunda ısrarcı olunca yaşandı. Ak Parti af ilanının kendi aleyhinde işleyeceğini düşünerek buna karşı çıktı. Bu olaylar neticesinde Cumhur İttifakı dağıldı. Yerel seçimlerde iki partinin ortak hareket etmeyeceği düşünüldü. Ak Parti’nin bu seçimlerde CHP’nin elinde olan İzmir, Aydın, Eskişehir, Hatay ve Tekirdağ gibi belediyeleri kazanmak için iddialı olduğu söyleniyor. 2014 Yerel Seçimlerinde geleceğin başbakanı Binali Yıldırım’ı aday göstermesine rağmen İzmir’i kazanamayan Ak Parti, bu seçimlerde İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener’i aday göstermek için çabaladı, fakat Özgener iddiaları yalanladı. Kaybedilme riski bulunan Ankara için Mehmet Özhaseki ve İstanbul için ise Binali Yıldırım’ın isimleri geçiyor. Partisi tarafından istifaya zorlanan Melih Gökçek’in MHP’nin Ankara Adayı olacağı bir süre kulislerde konuşulduysa da, Gökçek’in kazanamayacağı bir seçime girmeyeceği ve MHP’nin eski ortağını seçimlerde kendisine mecbur bırakmak amacıyla bu hamleyi yaptığı görüşlerinin ardından, bunun gerçekleşmesine fazla ihtimal verilmiyordu. Ardından geçtiğimiz günlerde MHP lideri Devlet Bahçeli bir kez daha karar değişikliğine gitti ve Cumhur İttifakı değerlerine bağlı kalarak üç büyük ilde aday göstermeyeceklerini açıkladı.
CHP ve İyi Parti arasında 24 Haziran Seçimlerinin ardından gerginlik yaşanmış ve İyi Parti, Millet İttifakı’ndan ayrıldığını açıklamıştı. Buna sebep olarak partinin CHP ile ittifak halinde olmasının muhafazakar seçmenin gözünde negatif bir imaj yarattığı konuşuldu. CHP ise her ne kadar oy oranlarında bir düşüş yaşasa da ittifak sayesinde zayıf olduğu bazı illerde kırk yıl aradan sonra milletvekili çıkarma başarısına erişti. Parti içindeki İnce taraftarları ve genel merkez arasındaki kavga, MYK değişikliği ve yerel seçimler öncesinde birlik olunması gerektiği çağrısı ile bitirildi veya ertelendi. Son zamanlarda CHP ve İyi Parti arasında, yaklaşan yerel seçimlerde belirli illerde çeşitli formatlarda ittifaklar kurulması üzerine toplantılar gerçekleştirildi. Yerel seçimlerde ittifak yasal olarak mümkün değil, dolayısıyla partilerin aday göstermemek veya silik aday göstermek gibi yöntemlerle bu ittifakı fiili olarak gerçekleştirebilecekleri düşünülüyor (MHP örneğinde oldu gibi). İki parti arasındaki en önemli tartışma konusu Ankara’da Mansur Yavaş’ın adaylığı. İki parti de Yavaş’ı aday göstermek istiyor, fakat İyi Parti Yavaş’ın kendi çizgisine yakın olduğu gerekçesiyle kendi adayı olarak gösterilmesi gerektiğini düşünüyor. Bu konuda bir anlaşma sağlanmasının zor olduğunun anlaşılmasının ardından CHP’de ibre Cengiz Topel Yıldırım’a dönmeye başladı. Mersin ve Manisa gibi muhalif milliyetçilerin yoğun olduğu bölgelerde de CHP’nin İyi Parti adayını desteklemesi formülü üzerinde duruluyor. CHP ise Ankara, İstanbul, Adana, Mersin, Antalya ve Balıkesir büyükşehir belediyelerini alacaklarını ilan etmişti. CHP’de İstanbul için Muharrem İnce’nin adaylığı tartışması parti tabanında heyecan yarattı. Fakat İnce, ön seçim yapılması şartıyla aday olabileceğini açıkladı. Parti yönetiminin ön seçime sıcak bakmamasının ardından İnce’nin adaylık ihtimali azalmış oldu. İstanbul için Gürsel Tekin, Levent Gök ve Aykut Erdoğdu’nun isimleri geçiyor. Aziz Kocaoğlu’nun İzmir için tekrar aday olmayacağını açıklamasının ardından burası için de genel merkeze yakınlığıyla bilinen Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar güçlü adaylar olarak görünüyorlar.