2020 sezonunun açılmasına sayılı günler kala 2020 araçları tanıtıldı ve Barcelona sezon öncesi testleri başladı. Diğer takımların aksine oldukça ihtişamlı bir tanıtım yapan Ferrari’nin bu yıl neler yapacağı merak konusu. Son yıllarda şampiyonluktan biraz uzak kalsa da, Formula 1 denilince akla ilk kırmızı, elit ve şık arabaları getiren Ferrari, bu yıl Mercedes üstünlüğünü bozabilir.
Enzo Ferrari’nin meşhur sözü, “Aerodinami, sadece iyi motor üretemeyenler içindir” uzun yıllar işe yarasa da artık Ferrari için yeterli olmamaya başladı. Günümüzde artık aerodinami, Formula 1 araçlarının dizaynlarında en önemli faktör haline geldi. Haliyle kanatlardan aynalara kadar, hatta sürücülerin kıyafetleri ve kaskları dahi aerodinamik kazanç sağlaması istenilerek tasarlanıyor. Fakat tabii ki her motor sporunda olduğu gibi Formula 1’de de araç dizaynları, katı kurallar ile sınırlandırılıyor. Aslında en iyi dizaynlar da mühendislerin kurallarda açık bulmalarıyla ortaya çıkıyor.
Ferrari’deki değişiklerden bahsetmeden önce spesifik olarak Formula’da aerodinamik dizayn ne anlama geliyor bundan biraz bahsedelim. Aerodinamik tasarımın temelde amacı, sürüklenmeyi (drag) azaltmak ve yere basmayı (downforce) arttırmaktır. Fakat bunun yanında yakıt tasarrufu, lastik kullanımı ve motorun soğutulmasını da etkiler. Formula araçlarında hem ağırlıktan hem enerjiden tasarruf etmek için otomobillerde olduğu gibi motoru soğutan fan sistemi yoktur. Bunun yerine kokpitin yanlarında gördüğümüz sidepodlar, yüksek hızdaki havayı motora yönlendirerek aynı zamanda fan görevi görür.
Formula araçlarını bu kadar kompleks bir o kadar da olağanüstü yapan ise, drag ve downforce arasında doğrudan bir orantı olmasıdır. Yani yere basma gücünü artırayım derken sürüklenmeyi de arttırır, dolaysıyla hem aracınızı yavaşlatırsınız hem de fazla yakıt tüketmiş olursunuz. Yere basma gücünü fazla arttırırsanız, aracınız savrulmadan virajlarda daha hızlı gidebilir ama düzlüklerde yavaş kalır, özellikle de Ferrari gibi bir motorunuz yoksa. Sürüklenmeyi azaltmak da uzun düzlükler için iyi bir fikir olsa da virajlarda sizi geriye düşürür. Bunu çözmek için mekanikerler, her pist için o pistin fazla virajlı ya da uzun düzlüklü olmasına göre araca farklı modifikasyonlar yaparlar. Tabii bu da belirli kurallar çerçevesinde gerçekleşir, bambaşka bir araç yapamazlar.
Ferrari, geçen yılki aerodinamik anlamda yetersiz kalan dizaynın sonuçlarından ders çıkarmış gibi duruyor. 2020 aracı ilk bakışta mat kırmızı tercih edilmesi dışında aynı dursa da, detaylara inildiğinde bambaşka bir araç karşımıza çıkıyor. Önceki yılki dizaynla karşılaştırdığımızda en çok göze çarpan yenilikler, hava akımını daha verimli hale getirebilecek, umut verici hamleler. Bunlardan bir kısmı; aynanın arkasına yeni eklenen ön lastikten gelen akımı etkileyecek yeni bir parça, yepyeni bir sidepod, motor kapağının arkasındaki T-kanatta aşağı doğru uzanan keskin hatlara sahip yeni dizayn.
Özetlemek gerekirse Ferrari her zaman olduğu gibi sezon öncesini umutlandırıcı bir şekilde açtı. Umarız ki, sonu son yıllarda olduğu gibi hüsranla bitmez. Tüm Ferrari taraftarları için bu yıl o yıl diyor ve 2020 sezonunu heyecanla bekliyoruz.