YazarAyşenur Mulla

Şaman Gözü (Kham Karak)

Ulu Kayra Han’ın adıyla! Şaman Gözü şimdiye dek yazılmış Şamanizm kitaplarından çok daha farklı. İlk kez bir gözlemcinin gözünden değil de gerçek bir Şamanın gözünden Şamanizm ve ritüellerini görüyoruz. Kitapta ‘Şaman’ kelimesi yerine ‘Kham’ sözcüğü kasıtlı olarak kullanılmıştır bunun nedeni de dünya genelindeki Şamanizm öğretilerini Geleneksel Türk Khamlığı’ndan ayırmaktır. Geleneksel Türk Khamlığı’nı diğer Şamanizm öğretilerinden
Devamı

Dünyevi Zevkler Bahçesi

Ortaçağdan bir sürrealisti anlatacağım bu gün sizlere. Dilimden hiç düşürmediğim, herkese tablolarını ısrarla gösterdiğim, cehennem müziğini dinlettiğim, karşıma her yerde çıkmasına rağmen biraz kenarda kalmış Hollandalı bir ressamı tanıtacağım. Hieronymus Bosch, Hertogen-bosch şehrinde 1450 civarında doğar. Hayatıyla ilgili kesin bilgilere ulaşmak zordur. Babasının ve dört amcasından üçünün ressam olduğu bilinir ve babasının ölümünden sonra resim
Devamı

Danimarkalı Kız

Şşşş! Sessiz ol Lili’yi uyandıracaksın. Çabuk saçla o elbiseyi, çorapları da al Lili görebilir. Sus şimdi sırası değil, hayır Lili, uyanmamalısın. Einar, yıllarca bu cümleler içinde yaşadı. İçinde uyuyan, bedeninde gizlenen kendini, Lili’yi, belki de bu sözlerle sakladı, yok etmeye çalıştı, acı çektirdi. Konuya gökyüzünden düşer gibi girdim değil mi? Danimarkalı Kız’dan bahsetmeye çalışıyorum size.
Devamı

Antabus

Merhaba. Ben gazetelerin üçüncü sayfasında rastladığınız kadınlardan biriyim ya da biri olacağım. Sonra oturup hep beraber kadın ya da kız olup olmadığımı tartışacağız. Ben de size katılacağım. Ölsem bile o tartışmayı kaçırmayacağım. Yemin ederim. Özgecan’ın katledilişinin üzerinden bir yıl ve birkaç gün geçmişti, öldürülen bir kadının çıplak bedeninin sokaklarda sergilenmesinden bir gün, kocasından dayak yiyen
Devamı

Uç Kuş-Kız!

Bir akıl hastanesinden bir kitap fırlatıldı dünyaya uğultularla. D koğuşundan hastalar kaçıştılar etrafa. Bayan Coral tecrite gidiyordu o sırada, olmayan kralın eski eşi vaazlar veriyordu ve bir genç kız kendi tanrılarına doğru koşuyordu. Çağırıyordu onu tanrıları ‘kuş-kız’ gerçekliğin burası! Sen onlar gibi değilsin kuş-kız. Sen buraya aitsin! Anterrabae’ydi bunu söyleyen. Alev saçlı düşen tanrı! Sozsuzluğa
Devamı

Zaman Çekirgesi

Tozlu, eski bir sahafın en eski ve en alt rafında tanışmıştım Kurt Vonnegut ile. O zamanlar lisedeydim. Üzerinden çok zaman geçmedi. Merak etmeyin. Mavi Sakal ile başladım Kurt ile arkadaş olmaya ve bir daha da ayrılmadık. İkinci Dünya Savaşı’nı görmüş çok arkadaşım olmuştu. Ben değilim ama ruhum eski. Kurt Vonnegut, eserlerinin içindekilerden ziyade üslubundan etkilendiğim bir
Devamı

Nick Drake ile Gökyüzüne Uçmak

Yıldızların üstünde yürümek, aya şarkı söylemek, yalnızlığın en derin halini en dip denizlerde bulmak gibiydi Nick Drake dinlemek. Melankoliye övgüydü onun varoluşu ve bir insana ancak bu kadar yakışırdı bir yok oluş. Utangaçlığından duvarlara söylerdi şarkılarını ve parmaklarını perdeden her kaldırışında gezegenler yüzlerini ona dönerdi. O kadar içten söylerdi. Farklı bir gitar çalma tekniğiyle çalardı
Devamı

Yabanın Çağrısı

‘‘ Aşınır alışkanlığın zincirinde    Eski özlemler, göçebe dürtüler,    Uyanır vahşi kan    Kış uykusundan, yeniden.’’ Bernard ve İskoç çoban köpeği kırması olan Buck’ın maceralarından öte şeyler anlatır London, Yabanın Çağrısı’nda. Avukat Miller’ın evindeki tokluğundan, Alaska’daki açlığına kadar Buck’ın her halini buluruz. Avukat Miller’ın evindeki sakin, sıcak ve tok hayatından koparılır Buck. Miller’ın evinde
Devamı

Doğa: Sonsuz Evren, Sonsuz Özgürlük ve Sonsuz Barış

Ne zaman betonların arasından korku dolu bakışlarla kafasını uzatan bir bitki görsem aklıma gelir Henry David Thoreau. Fen Fakültesinin yanından geçerken cılız, mor bir menekşe gördüm. Mermer sütunların yanından kendine bir yol bulup gün ışığına ulaşmıştı. Mermer sütünların, beton zeminlerin arasında tek başına mor gülümsemeler saçıyordu tüm yalnızlığına rağmen. Hiçbir şeyden anlamayan çocuk aklımla tanışmıştım
Devamı

Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocukları

Hep aynı günün sabahına uyanan bir avuç garip çocuklardı onlar. Günün tarihi 3 Eylül 1940’tı. Zamanın durduğu, ölümün en yakın olduğu gün o gündü… Jacob da hepimiz gibi hikayelerle büyümüştü ve hepimiz gibi bu hikayelere inanıp onlara bağlanmıştı. Büyüdükçe bu hikayelerin gerçek olamayacak kadar tuhaf olduklarını fark etse de bir yanı o hikayelere inanmayı sürdürdü.
Devamı

Penny Dreadful

Korkunun kitaplardan fırladığı, sokaklarda dolaşmaya başladığı bir dünya düşünün. Frenkenstain’nın canavarını düşünün, Dorian Gray’i de unutmayın, vampirler ve kurt adamları da ekleyin ve bolca cadı ve vudu büyüsü ekleyin, güzel bebekler yapın. Yapamıyorsanız da Penny Dreadful’u izleyin. Victor Frenkestein’ın kendi yarattığı ‘yaratıklar’dan nasıl korkup, tiksindiğini görün ve onlara nasıl aşık olduğunu siz de hissedin. Bir
Devamı

Herkesin Mori’si

İlk defa kendimden bir parça yazacağım bu gazeteye. Ne kadar doğru bunu yapmam ne kadar yanlış bilmiyorum. Bazen kabullenmemek, inanmamak için elinizden geleni yaparsınız ama bir yandan da kabullenip huzura ermeyi istersiniz. Bu da benim kabullenişim. Buraya, gazeteye, yazı yazmak.  Mitch Albom’un yazdığı, Öğretmenim Mori’yle Salı Buluşmaları adlı kitaptan bahsetmek istiyorum. Çünkü hepimizin birer Mori’si
Devamı

İntihar Dükkanı

-Kötü günler bayım. -Bir daha görüşmemek üzere hanımefendi. -Görüşmeyeceğimizden emin olabilirsiniz bayım. Ürünlerimiz garantilidir. Ölümü garanti eden bir dükkandan çıkıyorsunuz. İntihar dükkanından… ‘Hayatta başarılı olamadınız mı? Bize gelin, ölümünüzü başaracaksınız!’ diyor İntihar Dükkanı’nın afişleri. Sokak lambalarının mutsuzluk saçtığı, umudun hiç uğramadığı bir sokaktan geçerken ve başınız önde, omuzlarınız her şeyi açıklayacak kadar düşükken bu afişle
Devamı

Hedwig ve Angry Inch

Tanrılar, insanları 4 kol, 4 bacak ve tek bir kafada iki yüz halinde yaratmışlardı. İnsanlar, eşleriyle beraber doğuyorlardı. Eşlerinin cinsiyetleri de önemsizdi. Aynı bedende iki kadın, iki erkek ya da bir kadın bir erkek olabiliyorlardı. Cinsiyet önemsizdi, onlar birlikte ve mutluydular. Bu mutluluktan, tanrılara şükretmeyi unuttukları için, Zeus onları şimşeğiyle ayırdı. İnsanlar o günden beri
Devamı

Satıcının Ölümü

Yaşlı Willy, yorgun ve hüzünlü ayaklarıyla evine varmadan önce aklından neler geçirmişti kim bilir. Bir arabanın içinde geçen ömrü, o arabanın içinde sonlanacaktı. Yalnızlığıyla çoraplarını yamayan bir karısı vardı Willy’nin. İki tane de oğlu… Tüm hayatı bundan ibaretken, Willy olur olmaz hayallere kapılmıştı. Hayal demek ne kadar doğru olurdu Willy’nin düşündükleri için bilemem. Bütün hayatını
Devamı

İçerdeki Kedi

William Sward Burroughs; karşı kültürün öncüsü, ne yaptığını bazen anlayamadığımız, kafamızı çokça karıştıran ve bir o kadar da tartışmaya, eleştiriye maruz kalan, kedi sever bir yazarımız. Yapıtları bazı çevrelerce hem değersiz, hem de kötü olduğu varsayılan bazı maddelere karşı özendirici bulunsa da; aslında bu asılsız yargıların kitaplara değil de, Burroughs’un kendine yapıldığını, kitaplarını okuduğumuzda fark
Devamı

Ojo: Pastacılığın ve Fotoğrafçılığın Yeni Adresi-2

Daha önce ilk bölümünü sizlere sunduğumuz Canan Altıgül ile röportajımızın diğer kısmı karşınızda, iyi okumalar dileriz. GazeteBilkent: Hayalini kurduğunuz, sizin için zirve oranın ya da onun fotoğrafını çekmektir diye düşündüğünüz bir yer, bir durum var mı? Şunu da yapsam, şunu da çeksem dediğim bir şey yok ama; fotoğrafa bakıp keşke orada olsam dediğim çok an
Devamı

Ojo: Pastacılığın ve Fotoğrafın Yeni Adresi- 1

Pastacılığın, fotoğrafla birleştiği bir pastane ya da bir stüdyo; belki de ikisi birden:’ Ojo.’ Ojo, hayallerinin peşinden koşan bir fotoğrafçının, Canan Altıgül’ün hikayesi aynı zamanda. Bu ilham verici hikayeyi sizlerle de paylaşmak istedik. Röportajımızın ilk kısmı karşınızda, keyifli okumalar dileriz. GazeteBilkent: Önce biraz sizi tanıyalım. Nerede doğdunuz? Nerede okudunuz? Üniversite yıllarınız ve fotoğrafla tanışma hikayenizi
Devamı

Sevimli Patatesler, Huzurlu Pirinçler ve Masanobu Fukuoka

Ekin Sapı Devrimi’nin babası, doğal tarımın tanrısı: Masanabu Fukuoka! Güney Japonya’da küçük bir çiftçi köyünde, 1913 yılında doğdu Fukuoka. Uzun yıllar, bitki hastalıkları üzerine çalıştı. Zirai gümrük denetçiliği görevindeyken, modern ziraat bilimini sorgulamaya başladı. İnsanoğlunun, tarımı güçlendirmek ve daha çok para kazanmak adına bulduğu yeni yöntemlerin ve ilaçların; doğanın bütünlüğünü ve işleyişini bozmaktan başka bir
Devamı

Hakan Gerçek ile Keyifli Bir Söyleşi-2

Hakan Gerçek ile yaptığımız söyleşinin ikinci kısmı karşınızda! Keyifli okumalar. GazeteBilkent: Peki Devlet Tiyatroları’nın kapatılması duruma nasıl bakıyorsunuz? Devlet Tiyatroları’nın kapatılması, tabii ki saçma sepelek bir şey. Fikir olarak da zaten bu işi bilmeyen insanların uydurduğu bir şey. Her kurum yenilenmek zorundadır. Buna Devlet Tiyatroları da dahil, buna sonsuz katılıyorum. Kendi tiyatromun ve özel tiyatroların
Devamı

Hakan Gerçek ile Keyifli Bir Röportaj-1

GazeteBilkent’in 3. Medya Zirvesi’nde de ağırlayacağımız usta oyuncu Hakan Gerçek, röportaj isteğimizi de kırmadı. Kendisine çok teşekkür ediyoruz. Cemal Süreya’nın şiirlerini kendisinin sesinden dinleme şansına erişen herkes gibi, ben de çok şanslı hissediyorum ve Van Gogh’u oynamasını sabırsızlıkla bekliyorum. İşte, röportajımızın ilk kısmı! GazeteBilkent: Öncelikle, ‘tiyatrogerçek’ nasıl doğdu? Kent Oyuncuları’ndan ayrılış süreciniz nasıl oldu, merak
Devamı

Özgecan Aslan Anısına

Size burada, bu ülkede kadın olmanın zorluklarıyla ilgili uzun, sıkıcı gazeller okumak istemiyorum artık. Bir kadın olarak yaşam koşullarımızın kalitesizliğinden de bahsetmek istemiyorum. Artık bunların bir işe yarayacağını düşünmüyorum. Varlığın ve yokluğun en uç sınırlarında yaşar kadınlar. Bir kadın için ölmek bazen en güzel hediyedir. Bu gün, sevgililer gününde gidin ve kadınlara büyük buketlerde ölümler
Devamı

Marslı

“O dünyanın en ünlü adamı. Sorun şu ki, Dünya’da değil.” Andy Weir’ın ilk romanı olan ‘Marslı’, 12 Aralık 2014’te İthaki Yayınları tarafından dilimize kazandırıldı. Merakla beklediğim bir kitaptı ve hayal kırıklığına uğratmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Goodreads okurlarına göre 2014’ün en iyi bilimkurgu romanı, bana göre de öyle! Hermes ekibi kum fırtınasında Watney’in öldüğünü sanıp, fırtına araçlarına
Devamı

Behiç Ak ile Keyifli Bir Söyleşi

Behiç Ak ülkemizin en önemli çocuk edebiyatçılarından biri dersek eksik kalır; o aynı zamanda önemli bir oyun yazarı ve karikatürist. Behiç Ak’ın kitaplarıyla büyümüş bir çocuk olarak, onunla tanışmak benim için çok önemliydi. Yaratıcılığına, sevimli üslubuna olan hayranlığım içimdeki çocukla el ele tutuşup peşimde yürümüştü hep. Her akşam sütümü, onun bir firma için tasarladığı kedili
Devamı

Swastika Geceleri

Katharine Burdekin, birçok romanını ‘Murray Constantine’ takma adıyla çıkardı. Swastika Geceleri, 1937 yılında yani George Orwell’in 1984 adlı kitabından on iki sene önce yayımlandı. 1963’e kadar 10 kitap yayınlayan Burdekin’in, Swastika Geceleri adlı kitabı feminist distopyan edebiyatın öncüsü olarak kabul edilir. Burdekin; politika, tarih, psikoloji ve dinle çok ilgiliydi. Derin bilgisi ve akıllıca yapılmış kurguları
Devamı

Hobbit: Beş Ordunun Savaşı

Hem İngiliz, hem dünya edebiyatının en önemli yazarlarından olan J.R.R. Tolkien’in kitabından uyarlanan Hobbit: Beş Ordunun Savaşı geçtiğimiz günlerde vizyona girdi. İkinci filmin hemen ardından, fantastik edebiyat ve film tutkunları sabırsızlıkla üçüncü filmi beklediler. Fazla heyecanlanmıştık, çok şey beklemiştik. Bir aile geleneği haline gelmişti Yüzüklerin Efendisi’ni vizyona girdiği ilk gün izlemek; ben de geleneği bozmadım, çıktığı
Devamı

Ben mi, Ben ‘İyiyim!’

Ankara Devlet Tiyatrosu,bu sene kadınların üzerindeki toplum baskısına ve hayatlarının her evresinde karşılaştıkları sorunlara değinerek dikkatleri çekmişti.Shakespeare Zorda’da ve Hedda Gabler ‘de  bu toplumsal baskıları gözlemlemiştik. Şimdi ‘İyiyim’ ile daha da derine iniyoruz. Hüseyin Alp Tahmaz’ın yazdığı, Volkan Özgömeç’in yönettiği ve Zeynep Hürol’un oynadığı ‘İyiyim’; uzağa gitmeden, en yakınımızdan başlıyor kadını anlatmaya. İşinden dönen neşeli
Devamı

‘Gerçek’ Savunma

Kölelik karşıtı bir babanın ve kadın hakları savunucusu bir annenin çocuğu olan Clarence Darrow’un sessiz kalması beklenemezdi. Doğduğu ortam mücadele edilecek her türlü şeyle doluydu. Hakan Gerçek, bu mükemmel avukatın hayatından kesitler sunan “Savunma”, tiyatro perdesinde bizlerle buluşturdu. Dekor oldukça yaratıcı ve sadeydi. Bir çalışma masası ve sandalye, üst üste dizilmiş yığınla kitap ve üç
Devamı

Hedda Gabler

 Eleştirel gerçekçi üslubuyla bireysellik ve toplum konularını irdeleyen Henrik Ibsen, Hedda Gabler oyununda da bunu kadın gözünden yansıtıyor. Erkek egemen toplumun yan etkilerini yavaş yavaş hissettiriyor oyun. General bir babanın kızı olan Hedda, babasının gölgesinden kurtulamıyor. Ya da, belki de kurtulmak istemiyor. Piyanosunun üstünde asılı duran general baba figürü oradan kızını izlemeye devam ediyor. Çıkmaza
Devamı

Shakespeare Zorda, Biz de Öyle!

  Ankara Devlet Tiyatrosu’nun bu sezon yepyeni ve mükemmel oyunlarla perdeyi açtığını duymuştum fakat “Shakespeare Zorda”yı izledikten sonra buna emin oldum. Diğer yeni oyunları da izlemek için sabırsızlanıyorum ve bence sizler de bir an önce oyunları izlemeye başlamalısınız. Chris Alexander ve Hille Darjes’in yazdığı, Yücel Ertem’in çevirdiği ve İlham Yazar’ın yönettiği Shakespeare Zorda 10 Ekim’de
Devamı

Filmekimi Mevsimi

İKSV tarafından bu sene 13.sü düzenlenen “Filmekimi” Ekim boyunca farklı zamanlarda; İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Trabzon’da sinemaseverlerle buluşacak. Sonbaharın en tatlı yanı olan Filmekimi bu yıl da birbirinden güzel ve önemli filmleri seyirciye sunacak. Örneğin, Berlin’den Altın Ayı alamadan dönmüş olsa da “Boyhood” merakla beklenen filmlerden biri. Bir çocuğun 6-18 yaş aralığını konu alan
Devamı

Körlük

Burada hiç kimse için artık bir kurtuluş şansı olmadığı açık, aslında körlük biraz da bu: Hiçbir umudun kalmadığı bir dünyada yaşamak. Körlük‘ün bir özeti denebilir bu cümleye. Körlük insanlığın varoluş sürecinin bir sancısıdır. Bizim umursamadığımız bir engelin nasıl bir felakete dönüşebileceğini anlatır. Körlük salgını insanlığın şimdiye kadar kurduğu tüm düzeni yıkar. Ahlak, din, yasa, teknoloji,
Devamı

Göğü Delen Adam

Bir kabile reisi olan Tuiavii’nin konuşmadır aslında Papalagi yani Göğü Delen Adam. Bir yelkenlinin göğü delip geldiğini düşünen yerliler medeniyette yaşayan insanları böyle adlandırdı. Onlar Avrupa’nın kötü ruhu temsil ettiğini düşündüler. Haksız da sayılmazlardı aslında. Tuiavii, hiçbir şeyi bilmemenin getirdiği saf bakış açısıyla Avrupa’yı, medeniyeti görüp halkını uyarmak için bu yazıları yazıyor, bir mektup gibi.
Devamı

Metallica İstanbul Konseri’nin Ardından

Tarih; 13 Temmuz 2014. Bu tarih, sıradan bir pazardan çok daha önemliydi büyük bir kitle için. Metallica, İTÜ stadyumundaydı. Tam karşımızda canlı canlı. Her yaştan insanın koşarak geldiği mükemmel bir konserdi. Öyle mükemmeldi ki ben yazıyı ancak beş gün sonra yazabildim. Gerçek olduğuna inanamayacağım kadar önemli ve güzel bir konserdi benim için. Onlarla büyüdüğümü söylesem
Devamı

Sineklerin Tanrısı

Medeniyetin sahteliğinin en sert kanıtıdır Sineklerin Tanrısı. Var olan din, kültür, ahlak, gelenekler, kurallar hepsi birden çöküverir ve siz kitabı bitirdiğinizde o enkazın altında kalırsınız. Pencereden sokağı izlemek kadar katlanılmaz bir şey yoktur artık sizin için. Güven sorunun tavan yaptığı 21. Yüzyılda okumanız gereken son kitaptır Sineklerin Tanrısı. Bir şeylere tutunmak, hayatta kalmakla eş değerdir
Devamı

Behzat Ç.’nin Akbabası Berkan Şal GazeteBilkent’e Anlattı

Behzat Ç. dizisindeki Akbaba rolüyle tanıdığımız Berkan Şal, röportaj isteğimizi kırmadı ve yoğun programına rağmen bizi Erdal Beşikçioğlu’nun yeni kurduğu Ankara Tatbikat Sahnesi’nde ağırladı. Bir röportajdan çok ders niteliğinde bir konuşmaydı. Etkileyici sesiyle, öyle umut verici cümleler kurdu ki deneyimine hayran kalmamak elde değil. Mütevaziliği ve samimiyetiyle tüm sorularımı uzun uzun yanıtladı. Sıradan bir nasihatten
Devamı

Sandık Lekesi’nden Kalanlar

Koltuklarınıza oturduğunuzda kendi kalp atışlarınızın sesini duyduğunuzdan şüphelenmeye başlamayın; ritmik, ürkütücü kalp atışı sahneden gelmektedir çünkü. Sade bir dekorla oyunculuğun tüm karmaşasının birleştiği bir oyundu BiTiyatro tarafından sahneye konulan ve Cermodern’in Ankaralılar’la buluşturduğu Sandık Lekesi (Düğün). Yerin altından duydukları sesler, eskimiş bir gelinlik ve üniformanın yanında asılı duran ıslak beyaz bezler, kırmızı tek kişilik bir
Devamı

BiTiyatro’dan Sandık Lekesi Cermodern’de

  BiTiyatro’nun kurucularından Nihat İleri ve Laçin Ceylan’ın da rol aldığı Sandık Lekesi  13 Nisan’da Cermodern’de Ankara seyircisiyle buluşuyor. BiTiyatro kurulduğu günden bugüne farklı işlerle adını duyurdu. Kurulduğunda bir sahneye sahip olmayan BiTiyatro, bir çok turneye katıldı. 2007 yılında Türk ve Alman oyuncularını bir araya getiren ‘Etna-Bedendeki Kuyu’ adlı oyunu çıkardılar ve oyun yılın hakkında
Devamı

Devrim Evin’le Tiyatroya Dair Konuştuk

Devrim Evin ile Adana Devlet Tiyatrosu’ndaki Lazaritsa- Bir İnsan, Bir Ağaç, Bir Köpek adlı oyunundan sonra inanılmaz keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Tüm yoğunluğuna rağmen bize zaman ayırdı ve uzun uzun sorularımızı cevapladı. Sahneye çıkardı, fotoğraflar gönderdi yayınlarken zorlanmayalım diye, bir de üstüne fotoğraf çektirdi. Tüm mütevaziliği, hayranlık uyandıran sanat anlayışı ve bilgisiyle Devrim Evin’i konuk ettik. Çok
Devamı

“Gevende” Var Bilir Misin?

Gevende’yle buluşmam, onları öğrenmem çok garip olmamıştı; aslında tam olarak nasıl bulduğumu da bilmiyorum. Tanrı bana acımış olmalı ki internette zavallı zavallı dolaşırken onları karşıma çıkardı. Kendisine hala minnettarım bu konuda. Gevende’yi anlamaya, her şarkısını dinlemeye öğrenmeye çalıştım. Beni bu kadar etkileyen bir müzikle karşılaşmamıştım o zamana kadar. Hala da karşılaşmadım diyebilirim. Önüme gelen herkese,
Devamı

Henry Amca’nın Sakallarındaki Zebralar

21. yüzyıl kafamla buradan merhaba demek istiyorum Henry David Thoreau’ya.  Kitabı okuma maceram, kitabı bulma maceramdan daha uzun ve yorucuydu. Elime aldım bir çırpıda okudum dersem çok büyük yalan olur. Uzun uzun okudum tadını çıkara çıkara. Almak lazımdı. Henry Amca bize yabanda nasıl hayatta kalacağımızı anlatıyordu sonuçta. Kendi kendine nasıl ev yapacağını anlatıyordu. Metre metre
Devamı

Bir Yazarın Beyaz Bileklerindeki Gelecek

Bir yazarın beyaz bileklerinde geleceğimi görebildim dersem bana deli diyeceğiniz biliyorum. Ama gördüm. Binlerce kez onunla Ouse Irmağı’na atladım. Binlerce kez mürekkebini doldurdum, bazen de dağınık saçlarını taradım. Bahsettiğim yazar Virginia Woolf. Ona herkes ayrı bir sıfat koyar, geçen ay Notos Dergi’si ona ‘parlak zekalı büyük yaratıcı’ demişti. ‘Yaratıcı’ ne kadar da yüce bir isimdi.
Devamı

Sanat Deliyse, Biz de Deliyiz

Edebiyat ya da daha genel konuşmak gerekirse sanat deliliği mi gerektirir yoksa delilik sanatla mı gelir? Yoksa tüm bu sanıların aksine sanat gerçeklik ve akıllılık mıdır? Edebiyat pek efendi başlamamıştır. Boccaccio’ nun  12.yüzyılda yazdığı, bilinen ilk hikaye kitabı Decameron günümüz ‘ahlak’ının kabul etmeyeceği içerikte on öyküden oluşur. Sanat özgür olmaksa her anlamda özgür olmaktır ve
Devamı

Edebiyatın Büyümeyen Çocukları

Edebiyatın büyümeyen çocuklarıydı onlar. ‘Vanilya Kokulu Mektuplar’* gönderirlerdi uyumadan önce yataklarımıza. ‘Öykü Öykü  Gezen Kedi’**leriyle yürürdük sokaklarda. Edebiyatın temelini atarlardı da haberimiz olmazdı Çocuklara laf anlatmanın ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Bu yüzden çocuk kitapları yazmayı göze alan yazarlara çok büyük saygı duyarım. Yaptıkları gerçekten büyük cesaret, küçük bir çocuğa hayatı anlatmak. Ölümü, ayrılığı, yok
Devamı

Elma Hırsızları: Bir Ceza Avukatının Anıları

Elma Hırsızları: Bir Ceza Avukatının Anıları’nı Devlet Tiyatroları Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali’nde izlemiştim. Her oyuna giderken büyük araştırmalar yapıp giderdim. Karşılaşacağım oyunu bilmek oyunu izlemeyi daha keyifli kılardı. Ama ne olduysa o gün izleyeceğim oyun hakkında hiçbir fikrim yoktu. Neyle karşılaşacağımı bilmiyordum. Belki bu yüzdendi bu kadar derinden etkilenmem. İki ya da üç yıl
Devamı