YazarÖzge Doğan

MESELA YANİ: SİNEMADAN MÜZİĞE İLHAM

Kemal Sunal’ın Natuk Baytan ekolüne ait filmlerinden biri olan Korkusuz Korkak, absürt mizahı, dönemin toplumsal yapısına getirdiği eleştiriler ve Sunal’ın unutulmaz oyunculuğuyla izleyicinin hafızasına kazınmış bir yapımdır. 1979 yapımı bu kült film, sadece güldüren bir komedi olmanın ötesinde, bireyin korkularıyla yüzleşme sürecini ele alan derinlikli bir hikâye sunar. Korkusuz Korkak, sıradan bir sigorta memuru olan
Devamı

Leyla ile Mecnun’dan Eric Clapton’ın Yasak Aşkına Uzanan Yol: Layla’nın Hikâyesi

Bazı şarkılar vardır ki yalnızca bir melodi ya da söz dizisinden ibaret değildir; içinde barındırdığı duygular, yaşanmışlıklar ve hikâyelerle efsaneleşir. Benim nezdimde Eric Clapton’ın “Layla” adlı eseri de bunlardan biridir. Peki, bu efsanevi şarkının ardındaki aşk hikâyesine uzanan yolda bana eşlik etmek ister misiniz ? Başlamadan önce, yazıyı okurken sizlere eşlik etmesi adına şarkıyı buraya
Devamı

İki Kişiye Bir Hikâye: Ekoeleştirel Bir Yaklaşım

Disiplinlerarası bir yaklaşım olarak ortaya çıkan ekoeleştiri, çevrenin korunmasına dair düşüncelerin ve çalışmaların bir ürünüdür. Edebiyat ve tabiat arasındaki ilişkiyi inceleyen bu kavram Greg Garrard’a göre kültürel incelemeleri belirgin bir çevreci, ahlaki ve siyasi gündeme bağlar (Garrard 16). Ekoeleştirel anlayışa dair önemli çalışmalar yapmış olan araştırmacı Scott Slovic ise ekoeleştiriyi hem çevreci bir dil kullanılarak yazılmış
Devamı

Notre Dame’nin Gölgesinden Dokunaklı Bir Hikâye

Edebiyatın sayfalarında iz bırakan, okuyucuları büyüleyen, tarih boyunca unutulmayan eserler bulunur. İşte Victor Hugo’nun “Notre Dame’nin Kamburu” da tam olarak böyle bir başyapıttır. Bu büyülü roman, insanlığın derinliklerini ele aldığı gibi aynı zamanda Orta Çağ Paris’inin olağanüstü bir portresini sunar. Hugo’nun kaleminden çıkan her kelimede, hayata dair bir anlam arayışı ve insanlık hâllerinin yansıması açıkça
Devamı

ZARLARI HİLELİ DÜNYAYA TUTULAN BİR AYNA: “AZ”

Okuyucuyu etkileyen en önemli faktörlerden biridir belki de bir romanın ilk sayfaları. Günday’ın eserinde de bunu bariz bir biçimde görüyoruz. Zira yazar, kitabı elinden bırakmayı istemeyecek kadar merakta bırakıyor okuyucusunu. Yatılı bir okulun yatakhanesinde, tavandaki çatlağın yansımasını böcek sanarak kendini yataktan atan altı yaşındaki küçük bir kız çocuğunun ölümüyle başlıyor hikâye. Oldukça zeki bir kurguyla
Devamı

Paris’in Gölgesinde Bir Trajedi: Giovanni’nin Odası

Kuir edebiyatının klasiklerinden biri olan Giovanni’nin Odası ile trajik sonlu bir aşk hikâyesine tanıklık ediyoruz. Yazar, 20. yüzyıl Paris’ini ana mekân olarak seçerken, basit ve etkileyici bir dil kullanarak, imkânsız bir aşkı, toplum baskısı, sınıf ayrımı ve aidiyetsizlik duygusu gibi kavramlar etrafında ele alıyor. Roman, Amerikalı David’in bakış açısından okuyucuya sunulurken, Paris’in sokaklarında geçen bir aşk
Devamı