Burada, bu yazıda; bilimde ya da teknolojideki yeni bir ilerlemeden bahsetmeyeceğim. Bunun yerine; bilimin nasıl bir ortamda geliştiğinden; bu ilerlemenin nasıl ortaya çıktığından bahsetmek daha uygun gözüküyor.
Bilim özgürlüğünün olmazsa olmaz koşulu, dostlarım; düşünce özgürlüğüdür. Düşünce özgürlüğü; ifade özgürlüğü ile iç içe geçmiş; pek çok ülkenin Anayasası’nda, insan haklarına ilişkin pek çok; onlarca, yüzlerce uluslararası belgede ifadesini bulan bir özgürlük. Bu özgürlük sadece kişinin istediğini düşünme hakkına sahip olmasını değil; tartışma, yayınlama özgürlüğünü de ifade eder. İnsan; her çeşit bilgi ve fikir, ülke sınırlarına bağlı olmaksızın, sözle veya yazıyla iletmeyi içererek, her kategoride, fikirde ve sanatta, araştırma ve elde etmede özgürdür.
Bilim, ancak düşünce özgürlüğünün sınırlanmadığı bir ortamda; insanlara düşüncelerini, bulgularını, olanları paylaşma imkanı verilen ortamlarda gelişir. Çünkü bir bilgi türü olarak bilimsel bilgi; akıl, deney ve gözlem yolu ile ilerleyen, ama herşeyden önce bunların paylaşılması ve duyurulmasıyla yeni keşifler yapılabilen, birikimli olarak ilerleyen bir bilgi türüdür. Düşünce özgürlüğünün, bilimsel ilerlemenin olmazsa olmaz şartı olması, bilimsel yöntem sonucunda elde edilen düşüncelerin eleştiriye açık olmasında yatar. Evrenin ne genişlikte olduğundan atomun en küçük taneciğine kadar, bütün bilgiler; nesnel, tutarlı ve bunlardan dolayı eleştiriye açıktır.
Bilimin ilerlemekte olduğu bir ülkede; eleştiriye açık olmayan hiçbir fikir ya da görüş yoktur. Çünkü her görüş, yanlış ya da eksik olabilir; ve onun üzerine inşa edilecek bir bilimsel gelişme, bir teknik, çürük bir temele dayandığından; en sonunda zarar verici bir teknik olarak ortaya çıkabilir. Ancak ve ancak o temel denetlenebilir olduğunda, sağlıklı olduğundan emin olunur ve ondan hareketle sağlıklı bir gelişme elde edilebilir.
Bu yüzden, baskı rejimleri altında bilimsel ilerleme çok güç sağlanır; çünkü düşünceler, görüşler ve kuramlar eleştiriye açık değildir. Böylece, oralarda ilerleme kat edilemez, yanlışlar kendini tekrarlar ve o rejimler; en sonlarında ya geride kalarak; ya da kendi içine doğru çökerek, tarih sahnesinden silinir.
Resim insandogasi.blogspot.com adresinden alınmıştır.