Matematikte Green fonksiyonu adında karmaşık problemlerin çözülmesine yardımcı olan oldukça güçlü bir fonksiyon vardır. Son birkaç haftadır matematik sınıfımızda bu fonksiyonu anlamaya ve uygulamalarını keşfetmeye başladık. Dersin akışı boyunca kıymetli hocamız Ali Ulvi Yılmazer sıklıkla bu matematiksel operasyonun ne kadar önemli olduğunu belirtmek için, “Arkadaşlar lütfen bu fonksiyonu iyi öğrenelim, ilerleyen zamanlarda çok işimize yarayacak.” diyerek ikazda bulunmuştu. Ben de konu üzerine okumalar yaparken -tam olarak kavrayamasam dahi- fonksiyonun çok zekice kurgulandığını ve karmaşık problemleri çözmekte işimizi çok kolaylaştırdığını algılayabiliyordum. Bu çalışmayı yaparken bir dipnotta, ders kitabının bana bir makale tavsiye ettiğini gördüm. Green Fonksiyonlarının Green’i (The Green of Green Functions) adındaki bu makale, fonksiyonu geliştiren George Green’in hayatını anlatmaktaydı. Zaten hali hazırda yorulmuş olan zihnim ve bu belayı(!) başıma salan adama karşı hissettiğim merak duygum, beni ders kitabından uzaklaştırıp bu makaleye göz atmaya zorladı. İlk birkaç satırı okuduktan sonra George Green’in, 18. Yüzyıl bilim cemiyetlerinin asil, elit ve aristokrat (pek çok bilim insanı Lord ya da Sir olarak anılırdı.) kimliklerinin aksine hiç de alışık olmadığımız bir kökenden geldiğini öğrendim. Bu muazzam matematikçi, fırıncı bir babanın değirmenci oğluydu. Bu ilginç hayat hikayesini öğrenmek ve eğer mümkünse insanlarla paylaşmak için çok büyük bir istek uyandı içimde.
George Green, İngiltere’nin Nothingham şehrinde bir fırıncının tek oğlu olarak dünyaya geldi. Mart 1801 tarihinde Robert Goodacre akademisinde eğitim görmeye başladı ancak bu eğitim sadece 18 ay sürdü. Bu kısa eğitiminin ardından babasının yanında fırında çalışmaya başladı. İlginç olan şu ki, 40 yaşında Cambridge’e kabul edilinceye kadar, Robert Goodacre onun eğitim gördüğü tek resmi kurumdu. Dönemin Nothingam’ında ki okuma yazma oranları düşünüldüğünde, yine de kendini şanslı sayabilirdi. Pek çok yaşıtı okumayı dahi bilmemekteydi. Bununla birlikte entelektüel altyapısı da böylesine kritik bir matematik fonksiyonunu ortaya çıkarmasına yetmezdi. Bu onun hayatını incelerken, akıllara takılan bir soru işaretiydi.
5 yıl babasının yanında çalıştıktan sonra, Nothingham yakınlarında ki Sneinton adında bir kasabada değirmencilik yapmak için yola çıktı. Burada değirmenin sahibinin kızı ile birlikte yaşamaya başladılar. Resmi bir evlilik olmaksızın bu ilişkiden doğan 7 çocukları vardı ve bu birliktelikten uzun bir süre babasının haberi yoktu. Green’in 1802-1823 tarihleri arasında nasıl bir hayatı olduğu ve matematiği nasıl öğrendiği noktasında güvenilir bir bilgi yok. Sadece bu süreçte Cambridge Üniversitesi Queen’s College üyesi ve Nothingham Grammer School başkanı John Toplis ile yakın arkadaşlık kurduğunu ve dönemin bilimsel makalelerini onun yardımıyla takip edebildiğini tahmin edebiliriz. Fakat bilinen bir şey var ki, bilimsel camiaya katılması 1823’te Nothingham kütüphanesine (Nothingham Subscription Library) katılmasıyla başladı. Bu kütüphanede kurduğu bağlantılar, Philosophical Transaction of the Royel Society’e erişimini sağladı ve pek çok akademik makaleye ulaşmasına yardımcı oldu. Bilimsel camiaya kendini yavaş yavaş kabul ettirdiği bu dönemde ilk makalesini (An Essay On The Application of Mathematical Analysis to the Theories of Electricity and Magnetism) 1828’de yayımladı. Bu makale şu anda çalışmakta olduğum Green Fonksiyonunu içinde barındırıyordu. Green’in ilk makalesi sadece Nothingham’ın yerel merkezlerinde satışa çıktı ve ikinci baskısı yapılmadı. Bu yüzden bu makale Nothingham’da yaşayan bazı araştırmacılar haricinde fazla yayılmadı. George Green kendi küçük işleriyle uğraşıp, bir yandan da küçük çaplı okuyucu kitlesine akademik makaleler hazırlıyordu.
Bu noktada George Green’in hayatında dönüm noktalarından birisi olarak gösterilebilecek bir isim hikayeye dahil oldu. Green’in makalesi dönemin zengin ve etkili isimlerinden Edward Broomhead’in eline geçti. Broomhead Glasgow üniversitesinde matematik çalışmış ancak bir matematikçi olmamış asilzade sınıfından bir insandı. Bununla birlikte önemli matematikçiler ile de yakın ilişkiler kurmuş ve onların yayınlarının geniş çaplı akademik kitlelere ulaşmasına yardım etmişti. Green’in makalesini ilk gördüğünde bunun önemli bir çalışma olabileceğini düşünüp, makaleyi arkadaşlarına gösterdi. Makale ciddi bir ilgi gördü ve Green, Broomhead’in Lincoln yakınlarındaki evine davet edildi. İkilinin dostlukları ilerledikten sonra, Green ondan hayatı boyunca hayalini kurduğu Cambridge’e girmek için yardım istedi. 1833’te Cambridge’e girip hayatında ilk defa gerçek bir matematik eğitimi aldı. 1837’de eğitimini tamamladıktan kısa bir süre sonra, 1841’de hayatını kaybetti.
Bu kısa ama etkileyici hayat hikayesi aslında bilim kültürünü toplum nezdinde hayata geçiren bir medeniyetin, parlak beyinleri nasıl değerli kıldıklarının önemli bir örneğidir. Bu kültür varoşlarda doğan ancak oldukça yüksek zihinsel potansiyele sahip bireyleri, orada kalmak zorunda bırakmaz. Onları okula gidemeseler dahi, önemli isimler ile buluşturup okul dışından bilimi öğrenmelerine yardımcı olur. Kütüphaneleriyle, bilimsel organizasyonlarıyla, entelektüel toplulukların kurumlarıyla, okulun verebileceğinin ötesinde bir bilim kültürü oluşturur. Bir fırıncı babanın, değirmenci oğlu olan George Green’de bu kültürün bir meyvesiydi.
Kaynak:
- https://www.nottingham.ac.uk/physics/documents/historical/greenphystoday1203.pdf
Görsel Kaynak:
- https://en.wikipedia.org/wiki/An_Essay_on_the_Application_of_Mathematical_Analysis_to_the_Theories_of_Electricity_and_Magnetism
- http://www.sneintonmarket.co.uk/george-green/
- https://www.greensmill.org.uk/about-george-green/