GazeteBilkent Bilim-Teknoloji ekibi olarak, Bilkent Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünde yüksek lisans yapan, aynı zamanda cep telefonları için uygulama geliştiren Burak Çatalbaş ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Röportajın ana konusu, kendisinin ve ekibinin yeni geliştirdiği verimli, yaratıcı ve faydalı SitRepApp uygulamasıydı. Röportajı yazar arkadaşlarımdan Behnan Türkeri ile yaptık. Aynı zamanda bir GazeteBilkent spor birimi yazarı olan Burak Çatalbaş’a bu keyifli sohbet için teşekkür ediyor ve röportajı sizlere sunuyorum.
Merhabalar, SitRepApp ile ilgili sohbet etmeden önce sizi tanıyalım istiyoruz. Bize kendinizi tanıtır mısınız?
Adım Burak Çatalbaş. Bilkent Üniversitesi, Elektrik-Elektronik mühendisliği bölümünde yüksek lisans öğrencisiyim. Aynı zamanda GazeteBilkent spor birimi yazarıyım.
Biz röportaja gelmeden önce SitRepApp uygulamasını okuduk ve telefonumuza indirdik ancak bir de sizden dinlemek isteriz. Bu uygulama ne yapıyor?
SitRepApp aslında bir kişisel asistan uygulamasıdır. Şu an Android temelli çalışan telefonlarda kullanılabiliyor. Apple Store’da henüz yok ama planlarımız var. Özellikle Android’de edindiğimiz başarıya göre iOS için de çalışma yapmayı düşünüyoruz. Kaynak olarak hazırız sadece Android’de edineceğimiz zaman ve başarı oranını bekliyoruz. Uygulamayı bir kişisel asistan olarak düşündük. Şöyle ki artık yaşadığımız dünyada, telefonlarımızdan fazla ayrılamıyoruz fakat ayrıldığımız zaman da çok fazla şey kaçırıyoruz. Bunlardan biri de bize ulaşmaya çalışıp ulaşamayan insanların, acaba şimdi ne yapıyor, başına bir şey mi geldi gibi endişelerini gidermek. Dolayısıyla, çok basit bir şekilde telefon, benden uzaktayken, benim yerime adeta bir telesekretermiş gibi benim istediğim bir bilgiyi nasıl ulaştırabilir diye düşündük.
Telefon cebimizde değilken bizim yerimize çağrıya yanıt veriyor. Doğru mu anlıyorum?
Cebimizde dahi olabilir. Uzakta da olabilir. Nerede olduğu önemli değil. Belki derste ya da sınavda olabilirsiniz, telefonunuzu sessize almışsınız, duymuyorsunuz. Hiç önemli değil. Tek gereken SitRepApp uygulamasının açık olması. Bu uygulama açık olduğu takdirde, eğer ayarladıysanız, arayan kişinin kim olduğuna bağlı olarak -ailenizden biri ya da arkadaşınız olabilir- telefonu sesliye ya da titreşime alabiliyor. Ya da yine istediğiniz kişilere otomatik yanıt SMS’i gönderebiliyor.
Bunların tercihini kendimiz yapıyoruz değil mi? Mesela çağrı aileden geliyorsa, sesliye alsın, arkadaşımsa, titreşime alsın gibi…
Tabii. Kişi gruplarımız var. Bu gruplarda basit bir menü ile örneğin anne, baba, kardeş gibi isimlendirdiğiniz rehber girdilerini bir gruba atıyorsunuz. Mesela bu gruba aile grubu diyelim. Zaten başlangıçta biz, aile ve arkadaşlar gruplarını veriyoruz. Bu aile grubuna kaydettiğiniz kişilerin, SitRep modunda sizin tercihinize bağlı olarak, gelen çağrılarını sesliye alabilir, titreşime alabilir, sessize alabilir. Bunun yanında otomatik olarak bir SMS dönüşü yapmasını istiyorsanız, bu gruplardan hangisinin otomatik SMS’i alacağını da ayarlayabilirsiniz. Mesela arkadaşlar grubuna otomatik SMS dönsün ama telefonumda kayıtlı olmayan numaralara dönmesin. Bu sizin tercihinize bağlı. Doğal olarak Bulgaristan’dan gelen bir çağrıya otomatik bir SMS göndermek hoş olmazdı. Biz, kullanıcıya geniş ve esnek bir kullanım sahası sunmaya çalıştık. Tabii bunu yaparken bir taraftan da kullanıcı ara yüzü kolaylığını da sağlamaya çalıştık. Sonuçta bunlar güzel olsa da, grup sayısı arttıkça kapladığı alan da artmaya başlıyor. Bu alanlar arttıkça arayüz daha karmaşık hale geliyor. Dolayısıyla, ilk sayfamızda oldukça basit bir ara yüz oluşturmaya çalıştık. 5 tane modumuz var. Müsait, müsait değil, meşgul, haftalık durum modu ve özel durum modu. Bu özel durumda mesela siz benimle röportaja geldiniz. Ben bu özel durumu “Röportajdayım” olarak değiştirip kaydet diyorum. Artık rehberimde olup beni arayan birisi, sessizde olan telefonumdan “Röportajdayım” metnini içeren bir otomatik SMS yanıtı alacak. Bunların dışında bir de haftalık durum modumuz var. Burada haftanın her günü için, planınızı ayarlayabiliyorsunuz. Eğer pazartesi günü saat 8’de uyanıyorsanız. Pazartesi günü saat 00.00 ile 08.00 arasına “Uykudayım” metnini girebilirsiniz. O saatler aralığında aranırsanız, otomatik olarak “Uykudayım” mesajı gönderilecek. Peki 07.50 de arayan biri yanıt olarak ne görecek? 10 dakika sonra müsaitim mesajını da görecek. Haftalık modun güzelliği de bu. O gün içerisinde ne zaman müsait olacaksanız, o bilgiyi de iletiyoruz. Tabii ki özel duruma da, 10 dakika sonra müsaittim yazılabilir ancak hayatı düzenli yaşayan insanlar için bir haftalık program oluşturma seçeneği de sunuyoruz. Burada atadığımız “Araç kullanıyorum” dan “Toplantıdayım” a 15 adet seçenek var. Bunlara kendiniz de eklemeler yapabilirsiniz.
Aklımızdan şöyle bir şey geçmiştir: Bize bir arama geldiğinde ve ona SMS ile cevap vermek durumunda kaldığımızda, bunu telefon kendi kendine yapsa ne güzel olurdu. SitRepApp bunu yapıyor sanırım. Fikir buradan mı aklınıza geldi? Yoksa başka bir çıkış motivasyonu var mıydı?
Fikrin aklıma ilk gelişi şöyle oldu. Ben spor salonunu çok fazla kullanıyorum. Malum telefonu dolaba koyarsınız. Spordan sonra dolabı açıp 10 tane aramayla karşılaşmak pek hoş olmuyor. Uygulamanın başlangıç noktası budur. Bundan sonra haftalık durum gibi fikirler bunun üzerine eklenerek gelişti.
127 saat diye bir film vardı. Ne cep telefonu ne de başka bir çağrı cihazını yanına almadan, büyük kanyonda doğa yürüyüşüne çıkan bir gencin kanyonda sıkışması ve burada yardım alamadan geçirdiği 127 saati anlatıyordu. Bence bu genci sizin uygulama kurtarabilirdi. Ailesi aradığında telefon otomatik olarak “Büyük Kanyonda yürüyorum” mesajını gönderse, aramayı o bölgeye yoğunlaştırıp, çok daha kısa sürede bulabilirlerdi.
İlginç. Kesinlikle faydası olurdu. Aslında WhatsApp’ın durum bölümü, çiçekli böcekli şeyler koymaktan öte, bu gibi durumlarda faydalı olabilirdi. WhatsApp’ın bu işlevi ortadan kalkınca biz de bu boşluğu doldurabiliriz diye düşündük. Çünkü ulaşılabilirlik günümüzde fazlasıyla arttı ama en basitinden acil bir durumda telefonla bir kişiye ulaşamadığınızda bu sizi fazlasıyla endişelendirebiliyor. Bu sizin bahsettiğiniz durum için de eğer bir kişi internetin olmadığı ya da telefonun çok çekmediği bir konumda ise, acil durumlar için GPS kullanarak, SMS yoluyla tanıdıklarınıza konum atma özelliği ekledik. Bu konumun üzerine de SMS olarak “ACİL DURUM BANA ULAŞIN” diye belirtme imkânınız var. Bu acil durum özelliği bir kaçırılma anında ya da bir yerde mahsur kalma durumunda çok kolay bir şekilde yardıma ulaşmanızı sağlıyor.
Peki uygulamanızın bir hedef kitlesi var mı? Yoksa herkesin kullanabileceği daha geniş bir hedefiniz mi var?
Biz projeyi hazırlarken Android tarafından başlayacağımız için zaten en başından bir daralmaya maruz kalmıştık. Otomatik olarak kullanıcı pazarının yarısına kadar düştük. Bundan daha fazla daralma lüksümüz yoktu. Bu yüzden, özellikle ana menüyü herkes tarafından kullanılabilecek basitlikte yaptık. Bununla birlikte kademeli olarak da dakik insanlar için durum ayarlama ve haftalık modlarını da sunmaktan çekinmedik. Bu bizim projemizi biraz uzattı. Uygulamanın basit oluşu onu geniş bir kitle tarafından kullanılabilir kılıyor. Fakat WhatsApp da ilk çıktığında sadece Android için üretilmişti. Bu bir süreç ve bu süreçte Apple telefon kullananlara da ulaşmak uzun vadede hedeflediğimiz bir durum.
Peki uygulamayı geliştirmek ne kadar sürdü ve bu süreçte hangi programlama dillerini kullandınız?
2016’da Bilkent’te Master programına başladım ve 2017’nin ara tatilinde fikir oluşmuştu. Bu süreçte Android Studio öğrendim. Java’yı zaten Bilkent’te aldığımız CS101-102 derslerinden biliyordum. Fakat Android Studio, sadece kuralların Java’dan miras alındığı, geri kalan her şeyin bütün kütüphanelerin kendine özel olduğu bir uygulama platformudur. Dolayısıyla, Java bilmek zorundasınız ancak tek başına yeterli olmuyor. Üstüne çok daha fazla bilgi öğrenmek durumundasınız. Mesela “telefonu sessize al, telefonu titreşime al, şu kadar saniye titreştir” gibi komutlarla Java’da fazla ilgilenmezsiniz. Bu yüzden Android Studio’da var olan kütüphanelerin kullanımlarını öğrenmek zorundasınız. Android Studio da bu süreçte elinden geldiğince yardım ediyor. Kodu paylaşıyorlar, cömertler bu konuda. Lakin yine de iş sonunda size kalıyor. Bu süreç de Ocak 2017’de başladık ve Şubat 2018’de uygulamayı üretim kanalına sunduk. Bunun dışında da sitrepapp.com web sitesinden uygulamaya ulaşılabilir.
Nasıl gidiyor indirilme verileriniz?
Şimdilik fena gitmiyor. 2 Şubat’ta başlayan bir uygulama için, şu an 16 Şubat, yaklaşık 20 civarı indirmeye sahibiz. Özellikle tanıtımın yoğunlaşmasından sonra artışın hızlanacağını düşünüyorum. Hem buradan GazeteBilkent kanalıyla hem de sosyal medya kanalıyla yapacağımız tanıtımların faydalı olacağına inanıyorum. Uygulamayla ilgili detaylı bilgi almak isteyenler için de yine web sitemizde anlaşılır bir açıklama bulunmaktadır.
Uygulamanın ismine nasıl karar verdiniz? SitRepApp ne demek?
Şöyle ki, başlangıçta uygulamanın adı SitRep’ti. SitRep nedir? SitRep aslında askeri bir terimdir. Situation Report’un (Durum Raporunun) kısaltmasıdır. Bu genellikle askeriyede şurada düşman varlığı mevcut ya da şurada şu birlik var gibi bir manada algılanır. Lakin bizce, Türkçe olarak durum raporu kavramının sadece askeri olmasına gerek yok. Bu uygulama herhangi bir insanın herhangi bir durumunu, SMS yoluyla raporlayabilmesi manasına geliyor. Dolayısıyla uygulama ismini bulurken kulaklara aşina, az çok bilgisayar oynayan insanların duyduğu, garip olmayan ve itici olmayan bir isim seçmeye çalıştık.
Kaç kişi çalışıyor?
Yaklaşık 2-3 kişi çalışıyor. Kod kısmında ben ve bir arkadaşım çalışıyoruz. Onun dışında genel olarak tavsiye, hukuki normlar gibi konularda uğraşan bir arkadaş var. Şunu da ekleyeyim. Uygulama reklam içeriyor ancak tıklayıp tıklamamak kullanıcıya kalmış.
Uygulamanın yeni olduğu düşünülürse, kafanızda yeni sürümler için ne gibi yenilikler var?
Yurtdışına çıkan kullanıcılar için SMS. Mesela +90 numaralı bir sim karta sahipsiniz. Telefonunuzda da +1 Amerika Birleşik Devletleri kodlu biri var. Bu kişi ararsa buna SMS dönmüyoruz. Bununla alakalı bir girişim olacak. Büyük ihtimal sadece +90’a değil bütün dünyaya aç diye bir seçenek sunacağız. Bu gibi eklemeler versiyon 1.11’e eklenebilecek fikirler. Bunun dışında şimdilik büyük bir değişim düşünmüyoruz. Uzun vadeli planlar olarak da SitRepApp’a bir mesajlaşma platformu oluşturmayı düşünüyoruz ama bunun için uygulamanın yaygınlaşmasını bekleyeceğiz.
Acil durumlar için bir Widget yapmayı düşündünüz mü? Bu acil durumlarda 2 aşamada uygulamayı açmak ve SMS göndermektense, tek tuşla Acil Durum SMS i göndermek durumu kolaylaştırabilir.
Bir Widget’ımız var ve şimdi ki hali oldukça basit. Eğer uygulama çalışıyorsa, kullanıcı arka planda hangi durumda olduğunu görebiliyor. Fakat bu yanlış anlaşılmalara sebep olabilir. Uygulama kapalı olsa dahi Widget ekranda duracağı için, insanlar “çalışıyor” gibi bir durum görürlerse, bu yanlış anlaşılabilir. Bu yüzden Widget’ın reklamını pek yapmadık. Eğer ilerleyen zamanlarda kullanıcılardan bir talep gelirse düşünebiliriz ancak şimdilik Widget’ımızı yalnızca bir bildirim göstergesi olarak kullanma taraftarıyız.
Son olarak biraz daha genel bir soru soralım. Uygulama geliştirmek meslek midir? Bundan para kazanılır mı? Kazanılıyorsa yeterli midir?
Güzel bir soru. Şöyle söyleyeyim, uygulama geliştirmek bir meslek değil. Bir unvan. Mesela ben bir öğrenciyim ama unvan olarak Master öğrencisiyim. LinkedIn’de unvan olarak App Developer (Uygulama Geliştiricisi) yazmak mümkün ama çalıştığınız yer bir programlama şirketi değilse, bu sadece bir unvan olarak kalıyor. Ben bir meslek tanımı yapsam, kendimi öğrenci olarak tanımlarım. Eğer işe başlarsam -aklıma gelen ilk meslek- memur olarak tanımlayacağım. Uygulama geliştirmeyi gerçekten bir iş olarak tanımlayacaksak, uygulama demek bir şirketleşmeyi gerektiriyor. Şirketleşme olmak zorunda. Mesela WhatsApp da çalışan biri meslek olarak Mobile App Developer yazabilir ama çalıştığı yer WhatsApp’tır. Ben bağımsız olarak uygulama yazıp para kazanmak istiyorum diyenler olabilir. Bu kişiler gayet iyi kazanıyor, hayatını devam ettiriyor da olabilir. İyi güzel, peki sigortan var mı? Yok. Eğer iş tanımını daha kapsamlı, sigortası olan hiyerarşik bir düzen olarak tanımlarsak, sadece bir unvan olarak kalır App Developer ama benim için hayatımı devam ettirmemi sağlayan şey meslektir diyorsanız meslek diyenler olabilir. Fakat bu tanımı kabul edersek kiracı tutmak da bir meslek sayılabilir ki ben buna kesinlikle katılamam.
Bu keyifli sohbet için teşekkür ederiz ve bu güzel girişiminizde başarılar dileriz.
Ben teşekkür ederim.
Web sitesine ulaşmak için:
Uygulamayı indirmek için:
https://play.google.com/store/apps/details?id=com.ornek.burak.myapplication