Bir Amerikan bilim – kurgu filmi klişesidir gelişmiş robotlar ve onların dünya üzerinde ki kader değiştirici rolleri. Bu yılın en sansasyonel oyunlarından biri olan Titanfall’ da da yaklaşık olarak bu çevrede geçen bir konu var temel olarak. Biraz daha açmak gerekirse, gelin ilk olarak oyunun adından yola çıkalım.
Oyunda titan adlı dev robotlar, çeşitli görev ve zor durumlarda bizim yönettiğimiz piyade/ pilotlara eşlik ediyorlar. Oyuncu istediği takdirde üst düzey bir teknolojik donanıma sahip (tabi ki bir Crysis seviyesinde değil) piyadelerle yola devam edip sıkıntıya düştüğünde (mesela düşman askerler kendi titanlarını çağırdığında ya da ağır bir saldırıya geçtiğinde) kendi titanını oyuna dahil edip savaşına ağır silahlar ve zırhlarla devam edebilir. Tabi ki bu metal canavarlar yok edilemez değiller. Belli bir hasar seviyesine ulaşıldığında pilot kendisini titanın dışına atmak zorunda, eğer titanıyla beraber havaya uçmak istemiyorsa.
Peki piyadelerimiz titanları olmadan tamamen savunmasız ya da yetersiz mi bu savaşta yer almak için? Tabi ki hayır. Daha önce de belirttiğim gibi piyadelerin, kendilerine fiziksel olarak üstünlük sağlayan ileri teknoloji ürünü bir zırhları var. Bu zırh onların daha yükseğe sıçramalarını, belli bir süreliğine yerçekimine karşı gelip sırtlarında bulunan iticiler sayesinde duvarda yürüyebilmelerini sağlıyor. Bunun yanı sıra bu bir zırh ve adından da anlaşıldığı üzere, alınan hasarı en aza indirmekle mükellef. Bu görevini de hakkıyla yerine getiriyor. Peki saldırı anlamında piyade/ pilotlarımıza ne katıyor tüm bu teknoloji? Klasik FPS askeri şeklinde donanmış karakterlerimiz, pek klasik olarak tanımlanamayacak ileri seviye tabancalar, tüfekler, bomba atarlar taşıyorlar ve düşman piyadelere büyük belalar yaratabiliyorlar ama bu silahlar bir insanın devasa bir savaş makinesini, bir titanı yok etmesine yeter mi? İşin ilginç yanı piyadeler bir titanı yok etmek için birden fazla seçeneğe sahip, kocaman metal bir ayak tarafından ezilmeden yahut füzelere hedef olmadan önce. İstediklerinde uzaktan bomba atarlar ile bir saldırı düzenleyebilir ya da rodeo adı verilen özelliği kullanarak bir titanın üstüne binip onu sabote etmeye çalışabilirler.
Oyunda sabit bir solo mod bulunmuyor. Yani aynen Tom Clancy’ s The Division gibi Titanfall’ da da online oynama zorunluluğu var ama belki de bir teselli olarak, multiplayer modunun içine yerleştirilmiş güzel bir hikaye mevcut. Multiplayer modu kalite bakımından gerçekten de belli bir seviyenin üstünde. Zaten bunu dünya çapında markalardan aldığı ortalama 85 puandan da anlamak son derece kolay. Bu başarının nedenlerinden biri de Valve Corporation, kendilerini Half-Life ve Left 4 Dead gibi serilerin yapımcısı olarak tanıyoruz, tarafından geliştirilen Source grafik motorudur. Oyunu oynama fırsatınız olduysa ya da olursa sizde bunu rahatlıkla göreceksiniz.
Titanfall Xbox One için 11 Mart, Xbox 360 için ise 25 Mart tarihinde piyasaya sürüldü. Rahatlıkla söyleyebilirim ki yapımı uzun süre alan ve müthiş bir emek harcanan bu oyun oynanıp, koleksiyona katılmaya değer bir parça.