Nightwish – Endless Forms Most Beautiful: Darwin, Carl Sagan ve Evrim Üzerine

“Böylece, doğanın savaşından, açlıktan ve ölümden, düşünebildiğimiz en yüce ereğe, daha yukarı hayvanların oluşmasına varılır. Bir ya da birkaç biçimde başlayan yaşamı böyle anlayan ve bu gezegen çekimin değişmez yasasına göre dönüp dururken, böylesine basit bir başlangıçtan en güzel, en olağanüstü biçimlerin evrimleşmiş ve evrimleşmekte olduğunu kavrayan bu yaşam görüşünde gerçekten ihtişam vardır.”

“Thus, from the war of nature, from famine and death, the most exalted object which we are capable of conceiving, namely, the production of the higher animals, directly follows. There is grandeur in this view of life, with its several powers, having been originally breathed into a few forms or into one; and that, whilst this planet has gone cycling on according to the fixed law of gravity, from so simple a beginning endless forms most beautiful and most wonderful have been, and are being, evolved.”

11044578_10155288476705068_6742166709915488536_n
Bu sözler, Charles Darwin’in Türlerin Kökeni kitabında Evrim Teorisi’ni şık bir biçimde sunuş şeklidir. Ancak söylemem gerekirse önümüzdeki zaman diliminde daha farklı bir şekilde bilinecekler; çünkü bu sözler, dünyaca ünlü, Finlandiyalı senfonik metal grubu Nightwish’in 27 Mart 2015 çıkış tarihli yeni albümü Endless Forms Most Beautiful’un özünü de oluşturuyor. İlk bakışta, Nightwish’in evrim, nesli tükenmiş canlılar, evren ve bilim gibi konularda bir albüm çıkarması insanlar tarafınca, grubun alakaya çay demlediğini söylemesine neden oldu. Birçok kişi albümü beğenmedi ve daha tüm albümü dinlemeden bile burun kıvırdı. Çoğu kişinin olumsuz eleştirilerinin ve albümü beğenmeme nedenlerini de anlayabiliyorum aslında; karşılarında yine gür bir vokal ve ortalığı kasıp kavuran bir gitar gücü bekliyordu. Sonuçta Nightwish bir metal grubuydu; ve bir metal grubunun yapması gerektiği gibi ortalığı gümbürdeten hızlı bir müzikle ve yine bir metal grubunun genellikle seçtiği gibi aşk, yaşam, acı, savaş, mücadele ve hayaller gibi konuları işlemek zorundaydı. Hele Profesör Richard Dawkins gibi ateist bir evrimcinin şiir okuması… Bu düşünülemez bile: Nightwish şaşırmış olmalıydı, o genel kitleye hitap etmek zorundaydı.


Bu yazıda Nightwish’in müzik kalitesinden bahsetmeyeceğim. Zaten, sanıyorum ki bundan bahsedecek uzmanlığa da sahip değilim. Ama sormam gerekli: bir metal grubunun gerçekten başarılı sayılabilmesi için gerçekten yüksek ve güçlü bir gitar sesine, hızlı parçalara ve alışılagelmiş konulara mı ihtiyacı var? Yakın bir dostum, bu konuyu tartışırken bana müziğin kendini sözle anlatma sanatı olmadığını ve kulağa hoş gelip sadece gerekli duyguları vermesi gerektiğini söyledi. Galiba Nightwish’i eleştiri oklarının –kendimce abartılı ve zalimce nitelendirdiğim- hedefi kılan bu düşünce. Doğru söylemek gerekirse, yıllardır Nightwish’i severek takip eden biri olarak ben de vokal ve parçaların hızları konusunda bu sefer biraz yetersizlikler gördüm. Peki, önemi var mı tüm bunların gerçekten? Açıkça söylemem gerekecek olursa kesinlikle hayır. Müzikte önemli olan ve bir grubun kalitesini ortaya çıkaran bir diğer etken de büyük ölçü de kullandığı temadır. Peki, Nightwish bu albümle ne yaptı: tüm kalıpları yıkarak bilim, evrim, evren, dinozorlar, ara geçiş formları, Carl Sagan ile daha birçok uç ve değişik konuyu anlattı. Bu benim gözümde çok cesurca bir çıkıştır; çünkü bu albümle hem sahip olduğu dinleyici ve hayran kitlesinin gözünde değer kaybetme riskine girdi hem de metal müziğin önüne güzel ve değişik bir örnek teşkil edecek bir eser koydu.

nightwish_2014

Ama, tüm bunların ötesinde, bu yazıyı yazmaktaki asıl amacım olan en önemli hareketleri oldu: bir metal grubu olarak dolaylı yoldan bilim öncülüğü görevini üstlendiler. Albümdeki birkaç parçadan bahsedecek olursam beni daha iyi anlayacaksınızdır. Öncelikle isim babası Profesör Richard Dawkins’in kitabı olan “The Greatest Show on Earth” (Yeryüzündeki En Büyük Gösteri) adlı parçalarına bakalım. Bu parçada neler yok ki? Parça genel olarak Dünya yüzeyinde yaşamın başlangıcından günümüze kadar meydana gelen evrim sürecini aşama aşama olarak anlatıyor ve bununla birlikte sözlerle senkronize olarak arka planda çalan yavaş müzikse bunu çok iyi tamamlıyor. Yeri geldiğinde dinozorların kükremesini ve primatların seslerini duyuyoruz. Tüm yaşamın kökeni olan ilk atadan, Goldilocks Kuşağı’ndan, yaşam ağacından, atamız olan Australopithecus Afarensis’in korunmuş en iyi fosil örneklerinden olan Lucy’den, DNA’dan ve daha birçok bilimsel konu, Nightwish’in gitarının telleriyle can buluyor. Endless Forms Most Beautiful isimli parçası hakkında ise Tiktaalik’ten yani şu an tüm bilim dünyasınca ünlü olan balıklar ve tetrapodlar(dört ayaklı omurgalı kara canlıları) arasındaki ara-türün (merak edenler bir önceki yazımda detaylı bilgiyi bulabilir: “Evrimin Ayak İzleri: Ara Geçiş Formları”) bahsinin geçmesi yeterli olacaktır. Parçalarının çoğunun bir bölümünde ise ünlü zoolog Profesör Richard Dawkins, Darwin’den ve diğer birçok yerden bilimsel pasajlar okumakta. Burada Dawkins’in karizmatik sesinin Nightwish’in senfonik gücüyle uyumunu söylemeden de geçmemek gerekli. Grubun başlı başına popüler bilimin en önemli isimlerinden olarak bilimi, insanlığa sevdiren ünlü astrofizikçi Carl Sagan’ın anısına çaldıkları Sagan adlı bir şarkının da bulunması önemli bir artı.

https://www.youtube.com/watch?v=etzyscd_Sqg

Evet, belki müzik kalitesi, gücü ve hızı olarak istenileni veremedi bu albüm; ama tema olarak bence ortalığı yıktı. Yenisi çıkana kadar elimizde daha yavaş ve yumuşak melodilerle dinleyeceğimiz bilime adanmış bir eser var. Evrim ne kardeşim veya Sagan’da kimmiş, ben kafa sallayıp çıldırmak, kendimden geçmek istiyorum diyerek saldırmayı bırakmalılar. Nightwish, tek bir kitleye özel müzik yapmak zorunda değil ve bu sefer müziğini Darwin için, Sagan için, Evren ve Dünyamız için, Evrim Teorisi için ve küçük Tiktaalik için yaptı; yani bilimin kendisi için yaptı. Benim gözümde bu nedenle yeri daha da büyüdü; çünkü artık, bu albümü dinleyen insanlar, Dünyamızın yüzeyinde meydana gelmiş böyle harika şeylerin varlığından haberi olacak, belki gidip araştıracak ve tüm bu harika şeylerin bilinirliği daha da artacak.

Her ne kadar müzik gücü bu sefer yüksek olmasa da, Nightwish’in cesurca ve değişik olarak gördüğüm bu albümünü dinlemenizi tavsiye ediyorum ve son kez soruyorum: Sizce de albümde geçen aşağıdaki pasaj da başlı başına bir metal parçasında aradığımız duyguları uyandırmıyor mu?
“After sleeping through a hundred million centuries we have finally opened our eyes on a sumptuous planet, sparkling with color, bountiful with life. Within decades we must close our eyes again. Isn’t it a noble, an enlightened way of spending our brief time in the sun, to work at understanding the universe and how we have come to wake up in it?”

Leave a Reply