Teknolojinin gelişmesi ve sosyal medya kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte kişisel verilerin kaydedilmesi ve saklanması kolaylaştı. Özellikle online alışverişlerde ve sitelerin çerez kullanımına izin verildiği takdirde[1] pek çok veri paylaşılabilir ve depolanabilir hale geldi.
Kişisel verilerin depolanması sonucunda, arama motorunda belli bir kişiye ilişkin arama yapıldığında, önceden paylaşılan verilere ulaşılması kolaylaştı. Hatta o kişi ile doğrudan ilgili olmayan, yahut güncelliğini kaybetmiş pek çok bilgi, o kişinin itibarını zedeleyecek nitelikte olsa da arama sonuçlarında çıkmaya devam etti.
Halbuki insan beyni kendini sürekli olarak yeniler. Günlük ihtiyaçlarına ve rutinlerine göre bazı bilgileri şekillendirip hatırlarken, alışkanlıkları dışında kalan ve o an için kayda değer bir his yaşamadığı bilgileri bir süre sonra karıştırmaya başlar; siler ve anımsamaz. Beynimizin böyle işlediği düşünüldüğünde, bazı bilgileri unutmak için tasarlandığımız açıktır. Dolayısıyla internette paylaşılan kişisel verilerimize yönelik unutmayı ve unutulmayı isteme hakkımızın bulunması, unutma yetimizin doğal bir sonucudur.
Unutulma hakkı, kişisel verilerin unutulmasına ilişkin bir haktır. Unutulma hakkıyla devam etmeden önce, kişisel veri kavramına ve diğer haklara değinmenin faydalı olacağı kanısındayım:
Kişisel veri, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun 3. maddesi uyarınca, kişinin kimliğini belirli veya belirlenebilir kılan, ona ait her türlü bilgiyi ifade eder. Kişisel veriler ancak gerektiğinde ve ölçülü olarak kullanılabilir (veri toplanabilir ve paylaşılabilir) ve saklanabilir (depolanabilir). Söz konusu verinin işlenme sebepleri ortadan kalkınca o verinin artık işlenmemesi, silinmesi gerekir. Bu yükümlülük de ortaya bir çeşit ‘veri sorumluluğu’ çıkarır. Yani bir İnternet kullanıcısı, veriyi işleyen yahut paylaşan sorumludan kişisel verilerinin işlenip işlenmediğine, nasıl ve niçin işlendiğine dair bilgi talep edebilir. Haksız veri işlenmesinden doğan zararların giderilmesini isteyebilir. Tazminat hakkı da mevcuttur. Bu hakların yanında, kişinin unutulma hakkı da söz konusudur.
Unutulma hakkı, üstün bir kamu yararı bulunmadığı sürece, internette depolanan ve geçmişte yaşanmış olumsuz olayların bir süre sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin silinmesini ve yayılmasının önlemesini isteme hakkıdır.
Unutulma hakkının en bilindik örneği (tabii bu örneğin unutulma hakkına ilişkin her eserde veriliyor olması, hakkın mantığıyla çelişmekte ise de), Mario Costeja Gonzalez adlı bir avukatın Google arama motorunda kendi ismiyle arama yapmasıyla ortaya çıktı. Costeja, bir İspanyol gazetesinin kendi borç durumunu gösteren haberinin kaldırılmasını talep etti.
Şöyle düşünün; tek bir başarısızlığınız yüzünden mülkünüzü satmak zorunda kalmışsınız. Adınızı arama motorunda her aratan sizin bu başarısızlığınızı görüyor. Başarılarınız gölgede kaldığı gibi, insanların size karşı güveni azalıyor; dolayısıyla tek bir haber kariyerinizi de olumsuz yönde etkiliyor. O halde artık güncelliği kalmamış; fakat üzerinize bir etiket gibi yapışmış bir haberin kaldırılmasını talep etmenizden doğal ne olabilir ki?
Costeja da aynı sebeplerle hem haberi yapan gazeteye hem de Google’a haberin kaldırılması için başvuruyor. Yerel mahkeme, gazete haberinin Çalışma Bakanlığının talimatı ile açık arttırmaya aleniyet sağladığını ileri sürüyor ve gazeteyi sorumlu görmüyor. Google ise söz konusu sorumluluktan kurtulmak adına İspanya Yüksek Adalet Mahkemesi’ne başvuruyor. Dava Avrupa Birliği Adalet Divanı’nda temyiz ediliyor. Divan, kişilerin geçmişlerine ilişkin bilgilerin unutulmasını isteme hakları olduğuna ve Costeja’nın kaldırılmasını talep ettiği bilgilerin arama motorunda çıkan yayınlardan kaldırılmasına hükmediyor.
Ele aldığımız bu kararın da ışığında, aşağıdaki kriterler sağlandığı takdirde veri sahibi veriyi işleyene karşı unutulma hakkını kullanabilir:
- kamunun kişisel veriye erişmesinde üstün bir menfaat yoksa,
- kişisel verinin işlenmesi ifade özgürlüğü kapsamına girmiyorsa,
- kişisel veriler eksiksiz, geçerli, yasal olarak işlenmiş ve yayınlanmış olsa dahi veri sahipleri verilerin, işlenme amacını aştığı, kendileriyle ilgisiz olduğu, güncel olmadığı, tarihi, istatistiksel veya bilimsel amaçlarla tutulmaları zorunlu olmadığı halde, gereğinden fazla sürede sistemde tutulduğunu ileri sürerek silinmelerini talep edebilecektir.
“Bilimsel amaçla tutulması zorunlu bilgiler” ifadesi geniş yorumlanmamalıdır. Ülkemizden bir örnek verecek olursak, cinsel tacize uğramış bir kadının adının örnek göstermek amacıyla bir kitapta verilmesi, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından unutulma hakkı kapsamında değerlendirilmiştir. Yani bir kimsenin kişisel verisi bilimsel nitelikli bir çalışmada kullanılsa dahi, yukarıdaki kriterleri sağladığı takdirde ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilemez. O kişinin özel hayatının gizliliği yine ağır basmaya devam edecektir.
Unutulma hakkının illa somut bir habere ilişkin olması gerekmez. Soyut, hiçbir dayanağı olmayan, rencide edici eleştiri ve ithamlar da unutulma hakkı kapsamındadır.
Özetle, özel hayatın gizliliğinin korunmasının, ifade özgürlüğünden ve kamu yararından ağır bastığı hallerde unutulma hakkı kullanılabilecektir. Unutulma hakkı, dijitalleşen dünyada kişisel verilere yönelik talep edilebilecek doğal bir haktır.
KAYNAKÇA:
- https://gdpr-info.eu/issues/right-to-be-forgotten/
- https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/internetten-unutulma-hakki-ve-icerigin-haberin-kaldirilmasi.html
- http://t24.com.tr/haber/unutulma-hakki-nedir-internette-mumkun-mu,386811
- https://www.dunya.com/kose-yazisi/dijital-cagda-unutulma-hakki/36545