Herkese merhaba. Bugün yine, Seattle gezimizde uğradığımız yerlerden birisinden, yani Starbucks Reserve’den bahsetmek istedim. Öncelikle değinmek istediğim bir nokta var, o da ilk Starbucks mağazasının detayları. Dünyadaki ilk Starbucks mağazası; Jerry Baldwin, Gordon Bowker ve Zev Siegel isimli üç kişi tarafından 1971 yılında Seattle’daki turistik yerlerden Pike Place Market’ın yakınlarında açılmış. Hala da hizmet vermeye devam ediyor. Gezimiz içinde buraya da gitmiştim. Dışarıdan da içeriden de bakıldığında gayet normal bir Starbuck mağazası gibi görünüyordu ancak ilk Starbucks mağazası olma özelliği taşıdığından dolayı önünde uzunca bir kuyruk vardı.
Gelelim asıl mevzuya. İlk Starbucks mağazasındayken öğrendim ki Seattle’da bir tane daha meşhur şubesi varmış. İsmi de Starbucks Reserve diye geçiyor. Daha önce hiç duymamıştım. Gezi planlarımızdan dolayı birkaç gün gecikmeyle orayı da ziyaret etme fırsatı buldum. Evet, içeri girer girmez ilk dediğim şey, “Burası bildiğin fabrika gibi!” oldu. Kahve satılan büfeler zaten halihazırda olup asıl ilgi çeken kısım mağaza ortasındaki kocaman makinelerdi. Bu kısma da Roastery deniyor.
Kahve üretimlerini mağazanın içinde gerçekleştirip müşterilere direkt olarak sunuyorlar. Güzel bir satış tekniği. Oradaki görevli rehberlerden birisine prosedürleri sorduk ve biraz sonra bir personel elinde bir kahve çekirdeği çuvalıyla geldi. Devasa makinenin ağız kısmına boşalttı. Kahve çekirdekleri çeşitli borulardan geçerek koca bir kazanın içine girdi. Sonra rehber bize kahve çekirdeklerinin kavrulduğunu, biraz sonra da soğutma işlemine geçileceğini söyledi. Kavrulmuş kahve çekirdekleri başka borulardan geçerek soğutma kısmına girdiler. Soğutma işlemiyle beraber hazır hale gelen kahve çekirdekleri de dışarıdaki bir hazneye boşaltıldı. Rehber de bir kürekle, tüketime hazır kahve çekirdeklerinin bir kısmını poşete doldurup bizlere denememiz için getirdi.
İzlemesi zevkli bir teknolojiydi açıkçası. Ne yazık ki bu fabrikamsı ortama müşteriler giriş yapamıyor. Aslında normal olan da bu ama her şey gözünün önünde olunca insanın işlemlerde yer alası geliyor. Ayrıca normal sıcak/soğuk kahve satışı yapılan büfede de günün spesiyal kahvelerini deneyebiliyorsunuz. Biz gittiğimizde sanırım Peru, Kongo ve Arjantin’den gelen garip isimli kahveler vardı. Bu kahve deneme faslı dışında mağaza içinde büyük bir hediyelik eşya kısmı mevcut. Sevdiklerinize güzel bir şeyler alabilirsiniz (Dolar patlamasaydı iyiydi). Ankara’ya dönünce fark ettim ki Türkiye’de de Starbucks Reserve’ler varmış ancak Türkiye’dekilerde Roastery kısmı yok. Bugünlük benden bu kadar. Seattle’a yolunuz düşerse bu Starbucks’lara uğrayın derim. Görülmeye değerler. Kalın sağlıcakla!