Hediye almak vermek… Her zaman çok önemli bir değere sahip olmuştur Türk toplumu için. Özellikle bazı özel günlerde; Yılbaşı, Sevgililer Günü, Babalar ve Anneler Günü… Bu örnekler çoğaltılabilir. Bu tarihler yaklaştığında insanların harcadığı para miktarı artarken, esnafın kazandığı tutar da artmaya başlar. Peki, bu işin perde arkasında neler oluyor? Türk ekonomisi nasıl etkileniyor?
Bu durumu iki örnekle açıklamak istedim. Bir tanesi geçmiş yılbaşı, diğeri ise önümüzdeki sevgililer günü.
Şimdi öncelikle bir ay geriye gidiyoruz, yılbaşının yaklaştığı ve insanların alışverişe akın ettiği dönemlere. Ben de onlardan biriydim aslında. Çünkü pazar da bu durumu biliyor ve sürümden kazanmak adına fiyatlarını aşağı çekiyor. Bu durum insanları normalden daha fazla harcamaya, aslında ihtiyacı olmadığı şeyleri alamaya sevk ediyor. Bu işin psikolojisinin de kullanıldığı durum. Tatilin uzun süreli olması, turizmi de etkiledi ve erken rezervasyona olan talep patladı desem abartmış olmam sanırım. Yurt içi ve dışı olmak üzere evlerinden uzakta yeni yıla girmeyi tercih edenlerin sayısı oldukça fazlaydı. Bu da otel sahiplerini ve esnafı mutlu etki çünkü turist demek para demek ve paranın yer değiştirmesi ile birlikte Türkiye ekonomisinde de hareketlilikler yaşanıyor.
Bunun yanında küreselleşmeyle yaygınlaşan ve artık bizim toplumumuzun da adapte olduğu çeşitli gelenekler var. Hindi pişirmek. Zengin çok çeşitli sofralar hazırlamak. Dışarıda bir otelde gece kulübünde ya da restoranlarda kutlayanlar ve bu yerlere aslında iki katı üç katı fiyat ödeyenler de olmadı değil.
Belki çok klasik gelebilir ama eskilerin de dediği gibi; Yavrucum bunların hepsi para tuzağı!
O zaman sıradaki para tuzağımıza bakalım; Sevgiler Gününe sayılı günler kaldı. Şimdiden televizyonda ya da ilan tahtalarında pırlanta yüzük, kolye reklamlarını görmeye başladık. Ne de olsa bu fikri insanların kafasına sokmak lazım değil mi? Bu konuda biraz eski kafalı ya da gelenekçi olabilirim. Ama gerçekten neden tüm günler bizim, annelerin, sevgililerin ya da babaların olmuyor ki? Tek bir güne bu kadar anlam yüklemek ne kadar doğrudur tartışılır.
Örneğin sert hava şartlarından dolayı seralarda ki güllerin çoğu yandı ve bu durum tabii ki pazara da yansıyacak. Ve eğer ithal güller gelmezse çiçekten başka hediye bulmak lazım. Hatta bir kolye bile daha hesaplı olabilir sizler için.
Eğlenceli ve biraz da değişik bir araştırma yapılmış bu konu üzerine. Sizlerle onu paylaşmak istedim. 14 Şubat, geliştirdiğimiz hediye kültürü neticesinde, manevi olduğu kadar, ekonomik anlamda da önemli bir tarih olarak karşımıza çıkıyor. ABD Ulusal Zincir Mağaza Federasyonunun 2012 Sevgililer Günü Tüketici Eğilim ve Davranışları Araştırması, 2012 14 Şubatını ekonomik açıdan değerlendirirken, “en çok hangi hediye tercih edildi”, “insanlar en çok hangi hediyeye para harcadı”, “bir hediye için ortalama ne kadar para harcandı”, “kadınlar ne kadar harcadı”, “erkekler ne kadar harcadı”, “en çok nerelerde alışveriş yapıldı” gibi soruların da yanıtlarını veriyor.
Kısaca özetlemek gerekirse, bu özel günlerin piyasaya, ülke ekonomisine pozitif etkileri açık bir şekilde görülüyor. Fakat aile ve bireylerin ekonomisi için aynı şeyi söyleyebilir miyiz orası tartışılır.
Ama benden minik bir tavsiye, özellikle kadınlara:
Sizce de bu günlere çok fazla önem yüklemiyor muyuz?
Erdem Girgin
Çok beğendim Gizem Hanım..