Cennet… Cehennem…
Kime göre?
‘’Türkiye vergi cenneti’’ diye bir kavram vardır. Birçok gazeteye başlık olmuştur bu düşünce fakat bazı kaynaklara göre Türkiye vergi cenneti olarak değerlendirilirken; bazılarında ise cennet bir yana dursun, tam bir cehennem deniyor. Her iki kaynak da her iki görüş de doğru aslında çünkü Türkiye de, insandan insana – pardon daha doğrusu gelir seviyesinden gelir seviyesine farklılık gösteriyor vergi kavramı. Aslında çok net bir tanımı olan vergi kavramı “Vergi, ekonomik birimlerden siyasi cebir altında ve karşılıksız olarak devlete kaynak aktarılmasıdır.” Nasıl olur da tartışmaya bu kadar açık olur değil mi?
KİMİN CENNETİ?
Türkiye’de vergi yükünün dağılımı konusunda büyük bir sorun yaşanıyor. ”Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması” temel ilkesi, Türkiye’de kayıt dışılık, yüksek vergi kaçağı ve diğer nedenlerle yeterince uygulanmıyor.
Türkiye futbolcular için adeta bir ”vergi cenneti” özelliği taşıyor. Transferlerde birçok büyük Avrupa kulübünün ödediği rakamlardan aşağı imza atmayan futbolcular, vergi sonrası net kazançlar dikkate alındığında ise Avrupa liglerinde oynayan birçok yıldızı geride bırakıyor. Süper Lig’de oynayan futbolcular yüzde 15, bir alt ligdeki kulüplerde oynayan futbolcular yüzde 10, diğer kulüpler yüzde 5 vergi ödüyor. Teknik direktörlerin ödediği vergi ise yüzde 35. Ancak, İngiltere, Japonya, Almanya, İtalya ve İspanya gibi ülkeler de futbolcular açısından bir ”vergi cehennemi”. En üst ligde oynayan bir futbolcunun ödediği vergi İngiltere ve Japonya’da yüzde 50, Almanya’da yüzde 45, İspanya ve İtalya’da yüzde 43, Fransa’da yüzde 40, Hollanda’da ise yüzde 30 düzeyinde bulunuyor.
Aynı zamanda kulüpler de bu durumdan nasiplerini alıyorlar. On milyonlarca lira digitürk gelirleri, forma reklamı, maç hasılatı elde eden kulüplerimiz ne kadar vergi ödüyor derseniz…
Hemen açıklayalım;
– Digitürk gelirleri,
– Saha reklam gelirleri,
– Forma reklamları,
– Maç bileti satışları,
– Kombine bilet gelirleri,
– Loca satış gelirleri,
– Bonservis gelirleri
nedeniyle kulüpler 1 kuruş dahi vergi ödemiyorlar (dernek statüsündeki kulüpler) çünkü buna olanak sağlayan yasa maddesi ve tebliğ var (Bkz. KVK Md. 4/j ve 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği). Bunların yanı sıra spor kulüpleri, veraset ve intikal vergisinden de muaf.
Verilere göre, gelişmiş ülkelerin hemen hemen tümünde vergi yükünde, gelir ve kazanç üzerinden alınan vergiler, önemli bir paya sahip bulunuyor. Türkiye’de gayri safi yurtiçi hasılanın ancak yüzde 13,5’ini meydana getiren gelir ve kazanç üzerindeki vergiler, Danimarka’da yüzde 32,7’lik bir orana ulaşıyor. Gelir ve kazanç üzerinden alınan vergi oranı, Belçika’da yüzde 32,3, İsveç’te yüzde 32,1, Fransa’da yüzde 32, İtalya’da yüzde 31,8, Norveç’te yüzde 30,8, Avusturya’da yüzde 30,1, Finlandiya’da yüzde 28,8, Lüksemburg’da yüzde 26,7, Hollanda’da yüzde 26,2, Almanya’da yüzde 25,4, İngiltere’de yüzde 24, Slovenya’da yüzde 23,5, Kanada’da yüzde 23,4 olarak hesaplanıyor. Gelir ve kazançtaki vergi yükünde OECD ortalaması yüzde 22,8, 27 AB ülkesinin ortalaması da yüzde 27,1 düzeyinde bulunuyor.
Hal böyle olunca Maliye Bakanlığı da fazla mesai yapar duruma geldi.
KİMİN CEHENNEMİ?
Gelir durumu dedik. Kayıt dışı unsurlar dedik. Vergi kaçakçılığı dedik. Tüm bunları, can güvenliği konusunda bile bir güvenceye sahip olmayan işçi Mehmet Amca ile hayattaki tek asli vazifesi sabah 9 akşam 6 mesaisi olan memur Ali Ağabey yapıyor olamaz tabii ki. Onlar için Türkiye tam bir vergi cehennemi durumunda.
Türkiye’de mal ve hizmet üzerinden alınan vergilerin toplam vergiler içerisindeki payı yüzde 47,7 düzeyinde bulunuyor. Türkiye bu oran ile 34,7 olan OECD ortalamasını bile aşıyor. Mal ve hizmet vergisinin toplam vergiler içerisindeki payı ABD’de yüzde 4,7, Kanada’da yüzde 17,7, Japonya’da yüzde 19, Fransa’da yüzde 21,2, İspanya’da yüzde 21,9, İtalya’da yüzde 24,6, Belçika’da yüzde 25,1, Almanya’da yüzde 28,1, Lüksemburg’da yüzde 28,4, Avusturya’da yüzde 29, Avustralya’da yüzde 29,8, Hollanda’da yüzde 30,1 ve Norveç’te yüzde 32,2 düzeyinde bulunuyor.
Türkiye, vergi yükünde sadece, yüzde 25,9’luk orana sahip Avustralya’yı, yüzde 25,1’lik oranı olan Kore’yi, yüzde 24,8’lik oranı olan ABD’yi, yüzde 20,9’luk oranı olan Şili’yi ve yüzde 18,1’lik oranı olan Meksika’yı geride bırakıyor.
Ancak, Türkiye’de vergi yükü bakımından oranlamada değil, yükün dağılımında sorun yaşanıyor. Bu sorunun yıllardır bilinmesi, yıllardır bu soruna çözüm yolu aranması ve hala aranmakta olması; bu durumun değiştirilmek istenmediği yönünde düşüncelere yol açabiliyor. Ve insanlar sorar hale geliyorlar:
İşçi Mehmet Amca ile memur Ali Ağabey,
– Bu durum artık Türkiye’nin içten içe kabul etmeyi reddettiği vizyonu mu oldu? Çocuklarımı futbolcu yapsaydım keşke…
Futbolcu x,
-Türkiye ye mi yerleşsem ilerde neredeyse hiç vergi alınmayacakmış futbolculardan diyorlar.
Yazması benden sorgulaması sizden.
Kaynakça:
-www.futbolekonomi.com/index.php/haberler-makaleler/hukuk/173-diger-yazarlar/901-kuluepler-ve-futbolcular-cin-tuerkiye-bir-vergi-cenneti.html
-www.spor.milliyet.com.tr/turkiye-de-futbolcular-cok-kazaniyor-az-vergi-oduyor/spor/spordetay/06.07.2012/1563625/default.htm
-http://www.hizliadam.com/misyon-ve-vizyon-nedir-farklari-nelerdir.html