Mart ayı verilerine göre işsizlik rakamları geçtiğimiz ay açıklandı. Bu da ufak bir tartışmayı beraberinde getirdi. Toplam yüzde 9,7’lik işsizlik oranı kimisine göre büyük bir ekonomik başarı iken kimisine göre yeterli değil; kimisine göre de Türkiye’nin gerçeklerini yansıtmıyor. Bunlara geçmeden önce işsizlik oranını kısaca tanımlayalım. İşsizlik oranı, işsizlerin toplam işgücüne oranıdır. Toplam işgücünü ise çalışabilecek durumda olan ve çalışmak isteyen insanlar oluşturur. İşsizlik ise bu insanların iş bulamaması durumudur. Bu durumda, geri kalan herkes iş gücüne katılmaz. Örneğin “emekliler”, “ev işleri ile uğraşanlar” veya benim de mensubu olduğum grup “öğrenciler”.rakamlar Açıklanan rakamlara göre, işsizlik oranı erkeklerde %9,1, kadınlarda ise %11 oldu. Aynı dönemde, tarım dışı işsizlik oranı %11,6 olarak tahmin edildi. 15-24 yaş grubunda işsizlik oranı %16,7 olarak açıklanırken,15-64 yaş grubunda bu oran %9,9 olarak açıklandı. Açıklanan rakamlarla birlikte toplam  %9,7 işsizlik oranı ile 2 milyon 747 bin işsizden oluşan bir topluluk ortaya çıktı. Bu topluluk, küçük bir ülke için gayet yeterli bir nüfus olarak görülebilir. Bu da durumun ne kadar endişe verici olduğunun bir kanıtı sayılabilir.  Sadece haziran ayının rakamlarına bakarak, işsizlik oranının azlığı veya çokluğu ile ilgili genel bir kanıya varmak yanlış olur. Son 10 yıla baktığımızda kriz dönemini saymazsak yine bu oranlarda bir işsizlik görüyoruz. Grafikteki dalgalanmaya sebep olarak ise mevsim ve takvim etkileri gösterilebilir.işsizlik oranlarıBilhassa, yine bu yılların mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranına, küresel krizi de göz ardı ederek bakıldığında, işsizlik oranının neredeyse düz bir çizgide olduğunu söylemek yanlış olmaz. Yani genel anlamda işsizlik oranında bir değişiklik söz konusu değil. Ancak artan nüfüs ile işsiz sayısının artığı da bir gerçek. Ayrıca burada öne çıkan başka bir nokta var. OI da bu istatistiklerin güvenirliliği. Basitçe, bu istatistiklerin tutulma şekli ve işsiz sayılmanın değişen kriterleri, bu konudaki şüpheleri haklı çıkarmaya yetiyor. Örnek vermek gerekirse, iş aramaktan bıkma süresi 3 aydan 1 aya indi ve bu da işgücüne katılan bazı işsizlerin işgücünden çıkmasına ve artık işsiz sayılmamasına sebep oldu ve doğal olarak işsizlik oranında bir düşüşe sebep olmuş oldu.

Bu işsizlik oranını gayet yerinde olarak yorumlayanlar ve hatta bir gelişme olarak sunanlar, bu görüşlerini Avrupa’daki İspanya ve Yunanistan gibi ülkelere dayandırıp bu raporu ‘’işsizlik tek hanelere indi’’ gibi enflasyondan da bildiğimiz ve artık sıkıldığımız bir ifade ile sundular. Bu tek hanelere inme mevzusu bir nevi her yaz magazin haberlerinde zayıfladığını duyduğumuz ünlülere benzedi. “Her inişin bir çıkışı vardır” prensibine göre, işsizliğin tek hanelere inmek için çift hanelere çıkmış olduğunu varsayabiliriz. Bunun üzerine Google’da ‘’işsizlik tek haneye indi’’ ve ‘’işsizlik çift haneye çıktı’’ ifadelerini sorguladığımızda çıkan sonuçların kimler tarafından ve ne zaman yazıldığına baktığımızda ise çok da ilginç olmayan herkesin bildiği sonuçları bir kez daha görüyoruz. Bütün bunlara ek olarak işsizlik oranımızın gelişmiş ülkelerden ziyade batmaktan zor kurtulan ülkelerle kıyaslanması da bir hayli ilginçtir. Google’a bile ‘’Türkiye işsizlik oranı ne kadar’’ diye sorgulatınca Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile kıyaslandığımız bir grafik çıkıyor. Herhalde, “Maşallah hükümet çalışıyor ülkemiz gelişiyor” dememiz bekleniyor. Ve aslında tam da bu, yani büyüyen ekonomimizle koordine bir şekilde büyüyen işsizler güruhu, işsizlikten daha büyük bir soruna dikkat çekiyor: sayısı son 10 yılda 10 kat artan dolar milyarderlerimiz ile işçinin ve işsizin durumu arasındaki gelir dağılımı sorunu. images (1)Faydalanılan kaynaklar;

http://tr.tradingeconomics.com/turkey/unemployment-rate http://www.gazetevatan.com/issizlik-rakamlari-aciklandi–648917-ekonomi/ http://www.tuik.gov.tr/HbGetirHTML.do?id=16008

 

 

Leave a Reply

2 comments

  1. Murat

    İşisizlik dünyada sorun.türkiyedede öyle Ancak mantıklı düşünülüp kararlar adımlar atılırsa işsizlik makul düzeylere inebilir.Bir kerre kamuda çalışma yaşını 60-65’den aşağılara düşürmek gerek .emekliliği gelen herkezi zorunlu emekli edeceksin Adam geçinemiyormuş gitsin efendim köyüne çokluk çocuk okutuyormuş tamamda sen 40 yıl ayni sandalyeye yapışırsan biz gençleri bu sefer potansiyel terörize etmiş olmazmıyız.Gençlerin önünü açın artık.Tarıma hükümetlerin el atması tarımı cazip hale getirmesi ile mümkün bir kerre türkiye gıbi bir gıda deposu ülkenin hiç bir şekilde dışardan gıda ithalatı yapmaması gerekir.

  2. emircan

    İşsizlik tek haneye indi, Yunanistan IMF’den para istedi, IMF de kendinde olmayınca Türkiye’den borç istedi gibi sadece manipülasyona yönelik haberleri gördükçe Türkiye’de medyanın ne kadar güvenilmez olduğu anlaşılıyor. Kalite denen bir şeyin olmadığı bu ortamda her vatandaşın görevi bu haberlere inanmayarak medyayı doğru bilgi vermeye zorlamak veya en azından fikir sahibi olmadan önce doğru bilgi sahibi olduğumuza emin olmaktır. Doğru bilginin de biraz kendi araştırmamız sayesinde ortaya çıktığını belirtmek gerekiyor.