Geçtiğimiz Mart ayında TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) 2014 yılının son çeyreğinin işsizlik rakamını %10.9 olarak açıkladı. Son beş yılın en yüksek seviyesinde bulunan bu rakam, Türkiye ekonomisi için felaket tellalı olmuş durumda. Şu an toplumda yanlış bir algı olmasına karşın Türkiye’de işsiz insan sayısı sanıldığı kadar fazla değil. Fakat bu durumu tehlikeli hale getiren ve işsizliği fazla gösteren faktör iş gücüne katılım oranı ve iş gücü  verimlilik oranının düşük seviyelerde bulunmasıdır. Bunlar ülkelerin uzun vadeli gelişimine en çok etki eden faktörlerden birkaçıdır. Ben bu yazımda iş gücüne katılımdaki yetersizlikten bahsedeceğim. Bunun devamı olan yazıda ise verim konusuna giriş yapacağım.

Günümüzde Türkiye’deki işsiz birey sayısı 3,1 milyona ulaştı. Fakat bu işsiz sayısına rakamsal olarak değil de orantısal olarak yaklaşırsak Türkiye’deki işsiz sayısı toplam nüfusun % 4’nü oluştuyor. Bu rakam Amerika’da %2,6, Euro bölgesinde %5,7 ve işsizlik hususunda en başarılı ülkelerden biri olan Japonya’da bile %2 civarındadır. Tahmin edildiği üzere bu oranı diğer gelişmiş ekonomiler ve sosyal devletler ile kıyaslarsak, önümüze Türkiye’nin fazla geri planda olmadığı bir sonuç geliyor. Fakat şöyle bir gerçek var ki Türkiye iş gücünde gerek nicelik gerekse nitelik bakımından Avrupa bölgesi – Yunanistan,İspanya,İrlanda hariç -, Amerika, Japonya, Çin gibi ülkelerden çok geri kalmıştır. Bunun en büyük sebeplerinden biri sahip olduğu 3 milyon civarı olan işsizden ziyade sayısı şu an 28 milyona yaklaşan işgücüne katılım miktarıdır.

İşgücüne Katılım Oranı 2005 - 2013

İşgücüne Katılım Oranı (%) 2005 – 2013

İş gücü (Labor Force), bir ülkede, 15 – 65  yaş arası çalışabilir nüfustan (Working Age Population), çalışmak istemeyen veya belli engelleyici sebeplerden ötürü çalışmayan nüfusun çıkartılması sonucu elde edilen değerdir. Bir ülkede ekonomik durumu görmek için baz alınan rakamlardan biridir. Şu an Türkiye’de 15+ yaş grubundaki nüfus 57 milyondur. Biz bu rakamı 28 milyona yani iş gücüne katılan kişi sayısına bölersek karşımıza iş gücüne katılım oranı (Labor Force Participation Rate) çıkar. Ülkemizde aylık olarak hesaplanan bu oran, Türkiye’de -rakamlardan da görüleceği üzere- %50,1’dir. Fakat iş gücüne katılım oranı diğer ülkelerde oldukça yüksek seviyelere ulaşmış durumda; istihdam yönüyle ciddi sıkıntı çeken ABD ve İtalya gibi ülkelerde %60 civarı iken, refah seviyesi yüksek olan Belçika, Kanada, Finlandiya, İsviçre gibi ülkelerde %70 seviyelerine dayandı.

Türkiye’nin iş gücüne katılımdaki bu eksiliğin ülkeye özellikle uzun vadede çok büyük negatif etkileri vardır. Ama ben bu hususu atlayıp insanların iş gücüne neden katılmadığından ya da onları çalışmaktan alıkoyan faktörlerin neler olduğundan bahsetmek istiyorum.

Türkiye’de iş gücüne katılımın düşük olmasını etkileyen en önemli sebep çalışamayan kadın nüfusudur. Türkiye’de çalışan kadın nüfusu toplam kadın nüfusunun %26’sıdır. Yani yaklaşık her dört kadından biri çalışmaktadır. Bu erkeklerde dörtte üç durumdadır. Öncellikle TÜİK’den alınan rakamlara göre yaklaşık 11 milyon kadın ev işleri gerekçesi ile çalışmıyor. Bu durum üzerinde çok fazla durmayacağım çünkü kimsenin bu kültürel bir durum olsa bile bu tür kişilere sen neden çalışmıyorsun diyebilme hakkı yoktur. Ama bu çalışmayan kadın nüfusunu çalışması için devlet ne kadar teşvik ediyor diye düşünürsek, burada bir kaç söz etme hakkına sahip oluyoruz.

Türkiye'de Bayanların İşgücüne Katılım Oranı

Türkiye’de Kadınların İşgücüne Katılım Oranı 2005-2013 (% Toplam Kadın Nüfusu) data.worldbank.org

Öncelikle Türkiye’de geleneksel toplum yapısı kültürel yani zihinsel olarak kadınların çalışma hayatına katılmasını istememektedir ve buna karşıdır. Devlet de özellikle 2013 yılına kadar bu politikayı izlemiş ve kadının çalışmasını teşvik etmemiştir. Bu olay 2014 yılında çıkan teşvikler ile yavaş yavaş yıkılma moduna girmiştir. Kadınların doğum izninin artırılması, iş kurmak isteyen kadınlar için kredi hibe teşviki gibi yeni uygulamalar gelmeye başladı. Ama asıl mesele, kadın maaşlarının aynı işi yapan erkek maaşlarına göre daha düşük olmasıdır. Bu durum çalışmak isteyen kadınların ciddi manada önünü kesmektedir. Bu algılar değiştirilmediği sürece Türkiye iş gücü anlamında geri kalmaya devam edecektir.

Eğitim Durumuna Göre Alınan Ortalama Maaş

Eğitim Durumuna Göre Alınan Ortalama Maaş (TÜİK)

Leave a Reply