Elimizde Kesintisiz Bir “4 Yıl” Var

1 Kasım’ın üzerinden on iki kasım günü daha geçti. Seçim öncesi belirsizliklerle dolu olan siyaset arenasında seçim sonrası taşlar yerine oturdu. Dört partinin seçim barajının üstüne çıkarak mecliste temsil yeterliliği elde ettiği genel seçimlerde AK Parti 317 sandalye elde ederek kendisini 134 sandalye ile takip eden CHP, 59 milletvekili bulunduran HDP ve 40 milletvekili bulunduran MHP’nin önünde kuvvetli bir iktidar olarak başa geçti.

Son iki yıldır siyaset meydanlarında görüş mesafesini hayli düşüren bulanıklıklar yavaş yavaş çözülürken bir takım gerçeklikler de gün yüzüne çıkmaya başladı. Bu gerçekliklerin ilki, geçerli oyların yüzde 49,5’ini alan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin “halkın güvenoyunu” alarak dördüncü defa tek başına iktidar elde etmesi oldu. On iki yıllık iktidarı döneminde hayli yıpranan AK Parti tazelenerek yeni bir başlangıç yapma fırsatı buldu. Türkiye’nin iki yıldır içine sürüklendiği sarsıntıları analiz eden seçmen diğer partileri “cezalandırarak” denge ve çözüm unsuru olarak muhalefet partilerini “yeterli görmedikleri” mesajını iletti.

Önümüzdeki 4 yıl boyunca yeni bir seçim stresi yaşamayacak olan Türkiye ise bu “kesintisiz süreçten” beklentilerini artırmış durumda. Öyle görünüyor ki, sorun-analiz-çözüm üçgeninde seçmen AK Parti politikasını kendi derdine deva olarak benimsiyor. Başta adalet sistemine olan güvensizlik, sosyal ve ekonomik problemler olmak üzere Adalet ve Kalkınma Partisi’nden detaylı olarak düşünülmüş 4 yıllık bir hükümet programı bekleniyor.

Ekonomide Beklentiler Ne Durumda?

AK Parti’nin seçim projeleri arasında “en zayıfı” olan asgari ücret günümüzün en popüler tartışma konusu. 7 Haziran seçimlerinde CHP, MHP ve HDP’nin 1400 ile 1800 TL arasında değişen seçim vaatlerine epeyce temkinli yaklaşan AK parti, iş dünyasının bu seçim vaatlerine tepki göstermeyerek onayladıkları düşüncesiyle kendi seçim beyannamesine benzeri bir projeyi eklemişti. İş dünyası 7 Haziran’da her ne kadar “muhalefetin oy toplaması adına” sessiz kalmış olsa da AK Parti’nin projeyi hayata geçirme sinyalleriyle eleştirilerini sunmaya başladılar. Ülke olarak temennimiz, işsizliği tetiklemeyecek şekilde, işçiye verilen bu sözün yerine getirilmesidir. Bu konuda hükümetin de iş dünyasının da üzerine düşeni yapmasıdır. Konu hakkında seçim öncesinde kaleme aldığım “Seçim Projelerinden” “Seçim Vaatlerine” Dönüş: Asgari Ücret yazısı detaylı bilgi vermektedir.

Ekonomi adına en önemli beklenti ise uzun vadeli projelerin kesintisiz 4 yıllık ekonomi politikalarıyla desteklenmeleridir. Ar-Ge’nin desteklendiği, genç girişimcilerin önünün açılmaya çalıştığı seçim beyannamesiyle bunun sinyallerini veren iktidar partisi bu konuyu ne kadar ciddi bir şekilde ele alacak zamanla göreceğiz.

Elimizde Ne Var?

Elimizde ülkenin yüzde ellisinin oyunu alarak başa gelen bir iktidar, seçim stresiyle bölünmeyecek olan bir dört yıl, muazzam bir gençlik potansiyeli, hayata geçirilmeyi bekleyen projeler var. Adalet ve Kalkınma Partisi “ekonomik kalkınmada istikrar” arıyorsa, genç girişimcileri projelerini hayata geçirmek konusunda cesaretlendirmelidir.  Ancak bu şekilde, siyasi çalkantılar ne boyuta ulaşırsa ulaşsın ekonomi kendi istikrarını korur ve üretime devam eder. Türkiye’de girişimcilik, başarı hikâyelerinde geçen hatıralar olmaktan sıyrılıp gençlerin hayatlarında normal bir olgu haline gelene kadar uzun vadeli istikrar elde edilemez. Bu sebeple Ak Parti’nin önümüzdeki 4 yıldaki ekonomik vizyonu, kendi potansiyelini ekonomik üretime aktarmak olmalıdır. Önümüzdeki 4 yıl süresince, uzun vadeli projeleri ve yeni girişimcileri tartıştıkça “asgari ücret tartışmalarının ne kadar popülist olduğunu” daha iyi fark edeceğiz.

 

Leave a Reply