Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik sorunlar ciddiyetini hala sürdürmekte. Her geçen gün vatandaşlar artan fiyatlarla mücadele etmek zorunda. İnsanlar yiyecek, giyim, ulaşım gibi en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamazken, TÜİK ve Merkez Bankası gibi resmi/geçerli kurumların açıkladığı enflasyon oranları hissedilen fiyat artışlarına yakın bile değil. Genel olarak politikaları güven ve umut vermeyen bir hükümetin yaptığı açıklamalar, aldığı kararlar ve izlediği yollar, artık bazı durumlarda kendi vatandaşıyla alay eder şekilde. Bu güvensiz atmosferin oluşturduğu olgulardan biri de bir grup iktisatçı tarafından kurulan Enflasyon Araştırma Grubu.
Kısaca ENAG veya ENAGrup olarak geçen bu grup, açıklanan enflasyon verileri ve fiyat artışlarının uyuşmamasından dolayı kendileri enflasyon araştırması yapmaya başladılar. İlk başladıkları zamandan itibaren ENAG’ın kendi yaptıkları enflasyon araştırmalarının sonuçları ve resmi değerler arasında fark var. Her ay TÜİK’in ayın dördüncü gününe karşılık olarak, ayın üçüncü günü enflasyon rakamlarını açıklayan ENAG, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu düzgün biçimde yansıtmaya ve enflasyondan etkilenen milyonlarca tüketiciye ve üreticiye kararlarında yardımcı olmak için doğru veriler sunmaya çabalıyor.
ENAG bir araştırma grubu olarak ciddiyetlerini ortaya koydu. İçinde The Economist, The Wall Street Journal, Financial Times, Independent gibi isimlerin de bulunduğu birçok gazete ve haber şirketi, Türkiye’deki doğru enflasyon verilerini açıklayan grup olarak ENAG’dan bahsetti. ENAG içinde sadece enflasyonun değil, bir kriz döneminde nasıl kararların alınacağına, mevcut koşulların ekonomiyi nasıl etkileyeceğine ve Türkiye’deki kurumların politikalarına dair birçok konuda araştırma yapıyor. Günlük, saatlik, dinamik seviyelerde enflasyon güncelleyen fiyat endeksleri geliştirme konusunda da çalışmaktadırlar. Vatandaşların her an fiyatlardan nasıl etkilendikleri konusunda bir bilinç oluşturmak için uğraş sarf ediyorlar.
Bir ülkede insanların, mevcut kurumlara güvenememesi ve bu sebepten dolayı yeni bağımsız kurumlar ortaya çıkması; mevcut kurumların yetersiz olduğu, işlerini yapamadıkları veya umursamadıkları, işlerini yanlış yaptıkları vs. anlamına gelmektedir. İnsanların yaşam kalitelerinin hatta doğrudan yaşamlarının bağlı olduğu kurumların işlememesi kabul edilebilir bir durum değildir. Bağımsız kuruluşlar ortaya çıksa bile, çoğu durumda yeterli olmayacaklardır. Günlük hayatta hepimiz (bazılarımız daha çok) enflasyondan etkileniyoruz, ancak kaç kişi ENAG tarafından açıklanan doğru enflasyondan haberdar? ENAG tarafından açıklanan 2022 Ocak ayı yıllık enflasyon oranı %115,17. Bu sayı Türkiye’nin 1990’lardan beri gördüğü en yüksek enflasyon oranı. TÜİK’in açıkladığı sayı yıllık %48,69. Burada sorulacak o kadar soru var ki… Nasıl iki rakam arasında bu kadar fark olabiliyor? Hadi, “ENAG yanlış açıklıyor! Doğrusu TÜİK’in açıkladığı!” diyelim; %48,69 enflasyon bile küçümsenecek bir sayı mı? Enflasyon bir tuşla arttırılıp azaltılacak bir rakam değil ki, bu noktaya gelmemizin sebepleri var. Bu sebepler bu kadar belliyken nasıl oluyor da bu ülkedeki insanlar her şeye rağmen fakirliğe ve açlığa terk edilebiliyor? Bunca insanın sorunları nasıl göz ardı ediliyor?
Şu an bulunduğumuz durumu kabullenmek için fakir olmaya gerek yok. Eğer ki Türkiye’de yaşıyorsanız ya da yaşayanlarla doğrudan ilişkiniz varsa, Türkiye’nin yine ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya olduğunu ve insanların yoksulluk içerisinde olduğunu kabullenmeniz gerekiyor. Et alamayan vatandaşa inek alıp keserlerse daha ekonomik olduğunu söyleyen bakanlar iktidarda olduğu sürece, daha çok kurumun rezil hallerine şahit olacağız. Bu zihniyetle mücadele etmedikçe ve karşı çıkmadıkça, sorumluyuz.