Travis Scott – Astroworld
Travis scott’ın üçüncü albümü kesinlikle şimdiye kadarki en iyisi. Büyük, ihtişamlı ve kalabalık bir albümle uzun zamandır bekleneni veriyor. Albümde aslında Travis Scott’ın kendini bir nevi kürator gibi konumlandırdığını görüyoruz. Çok kalabalık herkesin içinde olduğu bir proje bu Drake’ten Migos’a James Blake’ten Steve Wonder’a. Prodüksiyon olarak Travis Scott’ın bir üst kademeye geçtiğini görmekle beraber daha önceki işlerinden öyle çok da uzaklaşmadığı görülüyor. Yapım oldukça üst düzey, renkli ve genel anlamda eğlenceli. Fakat yer yer temposu düşmüyor da değil. Kaliteli ve vizyoner bir albüm ama dinlemesi kolay değil. Öte yandan zaman verip dinlenmesi gerektiğini en azından bu ay içinde dinlenmesi gereken birincil albüm olduğunu düşünüyorum.
Trippie Redd – LIFE’S A TRIP
Trippie Redd’in ilk albümü açıkcası dinlenmeyi hak etmiyor değil. Evet, her şarkı iyi olmayabilir fakat yakın zamanda çıkan işler arasından en azından daha “yeni” bir şey olarak kesinlikle ön plana çıkıyor. Daha yeni bir sanatçı olmasına rağmen müzikal anlamda gayet doyurucu şarkılar yapıyor. Vokal kullanımı tuhaf gelebilir bazı dinleyiciye fakat sıkıcı olmaktan kurtaran asıl şey de Trippie’nin yer yer anlaşılması güç vokalleri. Tamamen sorunsuz bir albüm değil fakat çok da uzun olmayan bu ilk iş “Dark Night Dummo” ve “Wish” gibi şarkılar uğruna bir göz atmaya değer haline geliyor.
6LACK- East Atlanta Love Letter
Güzel vokaller, minimalist prodüksiyon ve insan ilişkilerine dair söyleyecekleriyle birlikte oldukça sakin ve dolu bir albümle dinleyicileri hayal kırıklığına uğratmıyor. Mükemmel bir albüm değil, fakat the Weeknd’in ilk işlerini hatırlatan karanlık ve bir yandan da melodik bir havası var. “Switch” gibi ağza takılan ve pop’a kayan şarkıların yanında pek çok noktada “karanlık” RnB sınırları içerisinde geziyor. Eylül ayına yakışan bu işin yoğun bir atmosferi olmasa da insana yer yer bir şeyler hissettirebilir. Bu sebeple de RnB müzikte kendine has bir kulvara sahip denebilir 6LACK için.
Eminem- Kamikaze
Sürpriz bir albüm olan Kamikaze Eminem’in piyasa da ve müziğin içinde hala ilgili ve önemli olduğunu kanıtlama çabası olarak görülebilir. Son birkaç albümündeki düşüşünden sonra efsane isim, bana kalırsa böyle ara bir albüm ile kendini toparladığını gösterebilmiş. Belli bir kalitenin üstünde, güzel kelime oyunları ve “flow”lara sahip. Eminem’in teknik tarafı elbet ki tartışılmaz ama bu albümde önceki işine kıyasla daha kolay dinlenir ve daha güncel konuları ele alabilmiş. Genç rapçilere bulaşmasıyla ve müziğin yöneldiği durumdan şikayetçi olmasıyla aslında bu albümle beraber Eminem artık biraz da olsa yaşlandığını gösteriyor bizlere. Gaza getiren, yüksek tempolu ve iyi prodüksiyonlu pek çok şarkıya sahip bu albümün gözden kaçması imkansız ama son birkaç işiyle Eminem’e küsenler içinde iyi bir geri dönüş olabilir.