Bazı insanların şöyle bir özelliği var, sen onlara iyi davrandın diye onlar da sana iyi davranmaya çalışıyor. Sen onlara nasılsan, onlar da aynı şekilde karşılık vermeye çalışıyor. Örneğin, benim çok sevdiğim insanların, beni çok sevmek için çabaladığını görüyorum. Bu benim isteyeceğim türden bir şey mi emin değilim. Çünkü şöyle bir durum var, ben onları çok sevmek için kendimi zorlamadım. Sevgi benim içimden, ta kalbimin en derin köşesinden geldi. Hiçbir şekilde onları sevmek için bir sebep aramadım sadece sebepsizce sevdim. Karşımdakinden de bunu bekliyorum haliyle.
Birini sevmek için kendini zorlayabilirsin ama bunu nereye kadar yapabilirsin ki? Nereye kadar ‘seviyormuş’ gibi yapabilirsin? Tabii, bu sürecin sonunda gerçekten karşısındakini seven de olabiliyor. Ama, ben bunu istiyor muyum emin değilim. Bunu herhangi biri isteyebilir mi? Benim deliler gibi sevdiğim insanın beni sevmek için kendisini zorlamasını ister miydim? Açıkçası bu cevaba kesin bir yanıt veremiyorum. Bir yanım, onun beni sevme ihtimalini seviyor, o ihtimalle yaşıyor. Belki bu süreç sonunda bana bağlanır, beni sever, beni kucaklar diyorum. Ama bir yanım bunu istemiyor. Ben buna mı layığım? Neden beni sevmek için bir sebep arasın ki? Ya bunun sonunda beni sevemezse? Bu süreç boyunca bana söylediği sahte ‘seni seviyorum’ cümleleri bir gün anlamını yitirirse? O zaman ne durumda olurum?
Ben hiç birini sevmek için kendimi zorladım mı bilmiyorum. Bir de çok sevsem bile bir gün vazgeçtiğim insanlar da oldu. Bunun yanında, birini sırf beni sevmek için kendisini zorladığından dolayı suçlamak, küsmek, kırılmak ne kadar doğru onu da bilemiyorum. Sadece istediğim şeyi söylüyorum bak; saf sevgi. Birinin beni sevmesindeki en önemli etken ben olayım istiyorum. Ben. Beni, onu çok sevdiğim için ya da bu dönemde rastlayabildiği en iyi insan olduğum için, en kolay faydalanacağı kişi olduğum için sevmesin. Beni, Dilara olarak, tüm özelliklerimle, tüm kusurlarımla, saçmalıklarımla sevsin istiyorum. Bazı yakın arkadaşlarım var, ne kadar yanlış davranışlarım, özelliklerim, hatalarım ve üzüntülerim de olsa daima yanımdalar. ‘Seni seviyorum’ demelerine gerek kalmıyor çünkü ben ağlarken onların da gözlerinin dolduğunu görüyorum. Söyledikleri saçma sapan kelimelerden, kimsenin aklına gelmeyecek detaylara dikkat etmelerinden anlayabiliyorum beni sevdiklerini. Bunu istiyorum işte. Hayatımın her alanında, karşılaştığım her kişide bu sevgiyi arıyorum. Karşımdakinin beni önemsediğini, merak ettiğini, benimle zaman geçirmek istediğini görmek istiyorum.
Dilediğim sevgiyi görmediğim zamanlarda kalbim kırılıyor. Oturup kendimi sorguluyorum. Ben çok fazla şey mi bekliyorum karşımdakinden? Kendi hayatıma dönüp bakınca, birini seviyorsam her şeyi ona göre düzenlediğimi farkediyorum. Onunla azıcık konuşmak için nelerden vazgeçtiğimi, onu mutlu etmek için kendi rahatımı nasıl bozduğumu görüyorum. Bunlar, o ana kadar aklıma dahi gelmemişti çünkü bunları yaparken seviyor olmanın verdiği heyecan ve sevinç vardı içimde. O heyecan ve sevinç, karşılığını alamadığımı düşündüğüm her gün yavaş yavaş soluyordu içimde. Git gide büyük bir öfke kaplıyordu içimi. Yanlış yapan hangimiz? Doğrusu ne olmalı? Bu sorular kemiriyor beynimi. Bu şekilde karşımdakinden sevgi beklediğim yok, ama bazı cümleler, bazı hareketler bana kendimi değersiz hissettirmeye başladı bu dönem. Sanki karşımdaki beni sevmek için çabalıyor gibi hissettim. Bazen veda etmek zor olabiliyor ve onun bu zorluğu ertelemek adına son kez tüm gücüyle beni sevmeyi denediğini hissettim.
Böyle durumlarda ne yapmalı insan? Şimdi, onun beni sevmesini mi beklemeliyim yoksa aradığım sevgi bu değil mi demeliyim? Kaçmak istemiyorum, içimde büyük bir sevgi var, yara alacağımı biliyorum. Hatta belki de kaçamayacağımı biliyorum. Bir yandan da kaçmak istiyor gibiyim ama ağlayarak. Gözyaşlarımla, küfür ede ede koşmak istiyorum. Koşarken ona son kez bakıp, “BEN BUNU HAKETMEDİM” demek istiyorum avazım çıktığı kadar. Ben bunu beklemedim, ben bunu istemedim. Hayatıma aldığım her insana bunu diyorum, yol yakınken beni bırak çünkü aradığım sahte bir şey değil. Sevginin en gerçek halini bekliyorum herkesten. Bence hepimiz bunun peşinde koşmalıyız. Sahte sevgiler bir gün bittiğinde çok daha yıkıcı oluyor çünkü. O sahte sevgiyle kendimizi inandırmaya çalışıyoruz büyük güçlükle. Haliyle, bunun yıkımında çok daha fazla canımız acıyor. Fakat, saf sevgiye inanmak için çabalamamıza gerek yok çünkü orada olduğunu görüyoruz zaten. Süslü cümleler duyamasak bile, karşımızdakinin bize zaman ayırışından, önemseyişinden, hakkımızdaki küçük detayları bile hatırlıyor oluşundan mutlu olabilir, sevildiğimizi hissedebiliriz.
Ben bu ‘zorla birisini sevmeye çalışmak’ sürecinde zorla sevilmeye çalışılan kişi olduğumu biliyorum. Hissediyorum. Bazen boşa kürek çektiğimi bile düşünüyorum, her gece bunun ağırlığı ile gözlerimi kapatıyorum. Ama inancım da büyük bir yandan. Bir gün bütün bunlara değeceğini hayal ediyorum. Bir gün gözlerimi kapatırken iyi ki pes etmemişim diyeceğim. Şimdi canım çok acıyor ama bak ben gülümsemeye devam edeceğim. Sen yaralarımı sarıp, gözyaşlarımı silene kadar ben burada oturuyor olacağım bak sonra seninle uzun bir yürüyüşe çıkacağız.