Birleşmiş Milletler Taraflar Konferansı’nın 27.’si bu yıl Mısır’ın Şarm El-Şeyh bölgesinde düzenlendi. Kasım ayının 6’sından itibaren süregelen konuşmalar, ayın 18’inde bitmesi gerekirken ortak bir uzlaşıya varmak ve ortak bir eylem planı oluşturmak amacıyla haftasonu da süreceği açıklandı. Ne var ki şu anlık geçen sene Glasgow’da düzenlenen COP26’dan çok farklı kararlar ortaya konulamadı. Konferans boyunca, en büyük anlaşmazlık noktası, zengin ülkelerin iklim krizinden kötü biçimde etkilenen fakir ülkelere karşı, 2009’da Copenhagen’da verdikleri 100 milyar amerikan doları finasman sözü doğrultusunda sorumluluk almaktaki isteksizlikleri oldu. Özellikle sera gazlarının emisyonunda büyük etkisi olan Çin ve Amerika Birleşik Devletlerinin kayıp ve zarar fonu konusunda fakir ülkelerin taleplerine kendilerini adamamaları, büyük bir açmaz yarattı.
1750’den itibaren izlenen ülkelerin kümülatif CO2 emisyonları
Kayıp ve Zarar , iklim değişikliğinin fakir ülkelerin sosyal ve fiziksel altyapısına olan olumsuz etkilerini kapsıyor. Bunun dışında, deniz seviyelerinin artması, sıcaklıkların artması, okyanusların asitlenmesi, buzların hızla erimesinden kaynaklanan buzul geril çekilmesi, topraktaki tuz seviyesinin artması, orman ya da toprak kaybı, biyoçeşitliliğin azalması ve çölleşme gibi durumlar popülasyonların yer değiştirmesine ve iç çatışmaların artmasına sebep oluyor.
COP27 ‘de ele alınan konu, yine zengin ülkelerin G77’nin( gelişmekte olan ülkeleri kapsayan grup) bu zararları telafi edebilmelerine yönelik sorumlulukları oldu. BM genel-sekreteri Antonio Guterres, “kayıp ve zararı” konuşmasında bir kez daha vurguluyor ve zengin ülkelerin daha fazla, iklim krizinden en kötü biçimde etkilenen ülkelerin iklim krizine en az katkıları olduğu gerçeğini yadsıyamayacaklarını söylüyor.
Cuma günü, Avrupa Birliği Komisyonu başkan yardımcısı Hollandalı Frans Timmermans , AB’nin G77 kayıp ve zarar fonuna dair taleplerine karşı bazı koşullar altında bir teklif önerdiğini söylüyor. Şartlar arasında, finansal yardımın, 1992 UNFCC yerine 2015 Paris Sözleşmesi kapsamında ülkelerinin ekonomik durumuna bakılarak yapılacağını vurguluyor. Bu da Çin, Suudi Arabistan, Brezilya, Rusya, Hindistan gibi zengin ülkelerin, fakir ülkelere karşı bir yardım sorumluluğu olduğunu işaret ediyor.
Kaynakça:
https://www.reuters.com/world/denmark-becomes-first-offer-loss-damage-climate-funding-2022-09-20/
https://www.washingtonpost.com/climate-environment/2022/11/18/cop27-climate-pledges-conference/
https://www.theguardian.com/environment/2022/nov/18/eu-reversal-stance-loss-damage-china-cop27