Avrupa’nın Miladı: Coğrafi Keşifler

Günümüzde etkisi kırılmaya başlasa da Avrupa yüzyıllar boyunca dünyanın merkezi ve önde gelen bölgesi olarak var olmuştur. Peki bunun arkasında yatan en önemli sebep nedir? Bu sorunun cevabı, Avrupa’nın dünyayı coğrafi keşifler ile bir bütün haline getirmiş olması ve dünyayı dünyaya tanıtmasıdır.

Coğrafi keşifler o güne dek geri kalmış ve dört bir yandan sıkışmış Avrupa’yı dünyanın efendisi yapan ve dünyamızı bir bütün hale getirip adeta dönemin globalizasyonu diyebileceğimiz dünya tarihinin en önemli olaylarından birisidir.  

Abraham Ortelius - Dünya atlası 1570 http://www.britishempire.co.uk/images4/ortelius1570maplarge.jpg, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=185688
Ortelius’un Dünya atlası

MS 13. yüzyıla kadar bildiğimiz dünya farklı parçalar halindeydi ve bu parçalar arasındaki iletişim son derece kısıtlıydı. Uzak Doğu kendi tarihini yaşarken Avrupa ve Mezopotamya bambaşka bir tarih yaşamaktaydı. Amerika kıtaları ise tamamen izole olmuştu. Bu durum, coğrafi keşifler ile tamamen değişecekti.

https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=178382
1300’lerde Avrupa

14. yüzyıl ile birlikte Avrupa yaşadığı fakirlikten bıkmış ve doğunun zenginliklerine ulaşmanın yollarını aramaya başlamıştı. Avrupa, güneyinde ve doğusunda İslam devletleri ile sürekli bir çatışma halinde ve köşeye sıkışmış konumdaydı. Çin ve Hindistan ticaret yolları, İslam devletlerinin kontrolündeydi. Marco Polo’nun 13. asrın sonralarına doğru Çin’e yaptığı geziyle beraber Avrupalılar Doğu’nun zenginliklerine daha çok iştahlanmaya başlamıştı. Böylece pek çok Avrupalı denizci doğuya ulaşmanın farklı yollarını aramaya koyuldu. Kıtanın en uç bölgesinde bulunan Portekiz ve Kastilya Krallıkları bu keşif yolculuklarının öncüsü olmuştu. Kaşif ve denizciler, Batı Afrika kıyıları boyunca sürekli keşif yolculukları yaptılar. Özellikle dönemin Portekiz prensi olan gemici Henrique pek çok keşif yolculuğuna destek vermiş ve yeni yerlerin bulunması için çabalamıştır.

Nuno Gonçalves - From the Polytriptych of St. Vincent in the National Museum of Ancient Art, Lisbon., https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=3426090
Portekiz Prensi Gemici Henrique

Prens desteklediği keşiflerle birlikte ülkesini genişletmek ve denizcilikte daha güçlü hale getirmeyi amaçlamıştır. Bu yolculukların sonunda o güne dek Avrupalıların varlığından haberi dahi olmadıkları Kanarya Adaları, Azor Adaları, Madeira Adası, Yeşil Burun Adaları ve Batı Afrika Sahilleri gibi pek çok yer keşfedildi. Portekiz ve Kastilya Krallıkları bilinmeye yelken açmışlardı. Artık hiçbir haritada var olmayan yerlere doğru keşifler düzenlenmeye başlanmıştı. 1488’de Bartolomeu Dias, Ümit Burnu’na gelerek Afrika’nın en güneyini keşfetmiştir ve o toprakların Portekize ait olduğunu belirtmek için Padrao Heykeli’ni dikmiştir. Bugün bile Güney Afrika’da bu heykeli görebiliriz. Bu, Avrupalıların o güne tek yaptıkları en büyük keşif olmuştur.

By F. Benda - Own work, Public Domain, 
https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=87267367
Bartelemeu Dias Ümit Burnu’nda

Pek çok keşif yapılmıştı fakat Avrupa hâlâ Çin ve Hindistan’a ulaşamamıştı. Keşif yolculukları bu şekilde sürerken Cenovalı bir denizci olan Christoph Kolomb’un aklında bambaşka bir fikir vardı. O, sürekli batıya giderek doğuda Çin’e ulaşmanın peşindeydi. Kendisinin bu amacı asla boş bir hayal veya şansa bağlı bir hamle değildi. Aksine elindeki bilgilere dayanarak böyle bir hedef koymuştu.

Dünyanın yuvarlak olduğu bilgisi Antik Yunan’dan beri bilinen Pisagor ve Eratosthenes gibi kişilerce öne sürülmüş hatta kanıtlanmış bir bilgiydi ve Kolomb da bunun farkındaydı. Elinde eksik olan şey bir haritaydı. Bunu da Bizans’ın düşmesiyle birlikte İstanbul’u terk eden Emanulel Chrysolaras’ın yanında getirdiği dünya atlası ile giderecekti. Ptolemaios tarafından Antik Çağlar’da yapılmış olan atlas tamamen doğru olmasa da dünyanın şeklini gösteriyordu. Ayrıca İtalyan haritacı Toscanelli’nin aslında  yanlış olan haritasına sahip olan Kolomb, elindeki bu bilgilere bakarak sürekli batıya giderse Çin’e ulaşacağını düşünmüştü.

Bartholomew, J. G. - A literary and historical atlas of America, by Bartholomew, J. G. [1] [2],
 Kamu Malı, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=8304706
Toscanelli’nin Hatalı Haritasının Günümüz Haritasıyla Karşılaştırılması

Portekizlilerin keşifleri karşısında geri kalan İspanyollar için Kolomb’un fikirleri ilginç gelmişti. İspanyollar, Kolomb’a üç gemi ve mürettebat verip batıya yelken açmasını sağladılar. Yolculuğu sırasında Müslümanlardan aldığı rubu tahtası ile yıldızlara bakarak yön bulmaya çalıştığı sırada pusulasındaki kuzey ile gerçekte yıldızlara bakarak bulduğu kuzeyin farklı olduğunu görüp dünyanın manyetik sapmasını da keşfetmişti. İnsanların düşündüğünün aksine Kolomb bütün bu yolculuğunu şansa değil tamamen kendi dönemindeki bilgileri toplayıp bir araya getirip mantığıyla kullanması sayesinde yaptı.

Aylar süren zorlu yolculuğunun ardından Kolomb sonunda karaya ulaşmıştı. Kendisi Hindistan’a gittiğini sanmış ama Karayiplerdeki Guanahani Adası’na ulaşmıştı. Bu adaya San Salvador ismini verdikten sonra Karayipler boyunca pek çok irili ufaklı ada keşfetmiş ve buraların haritasını yaptırmıştı. İspanyaya geri döndüğünde yeni keşfettiği yerleri kral ve kraliçeye anlatan Kolomb, daha sonrasında pek çok İspanyol kaşifin bu yeni dünyaya gelmesine sebep olmuştur ancak buranın yeni bir kıta olduğu ve Hindistan olmadığı ise Kolomb’dan sonra kıtanın farklı yerlerine keşifler düzenleyen Amerigo Vespucci tarafından anlaşılmıştır.

L. Prang & Co., Boston -  Amerika Birleşik Devletleri Kongre Kütüphanesi 
https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=174372
1492’de Guanahani’ye Ayak Basan Kolomb

Amerigo Vespucci; bu yeni keşfettikleri toprakların Hindistan ve Çin’e benzemediğini, dolayısıyla buranın Asya olamayacağını yeni bir kıta olduğunun farkına vardı. İspanyollar, bu yeni toprakların haritalarını diğer ülkelerle paylaşmak istemediklerinden Avrupa’nın geri kalanı ve Osmanlı olayları geriden takip etmek zorunda kaldı. Genelde pek çok insan tarafından bilinen Piri Reis’in 1513’te yaptığı Amerika haritası da bu yanlış bilgiler üzerine çizilmişti yani neredeyse Toscanelli’nin haritasıyla aynıydı. Ancak kendinden 13 yıl önce yapılmış olan Juan De La Cosa’nın haritası çok daha doğru ve gerçeğe yakındı çünkü bizzat Kolomb’la yeni dünyaya yolculuk etmişti.

By Juan de la Cosa - http://tonova.typepad.com/thesuddencurve/historical_blogs https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=18710119
Juan De La Cosa’nın Haritası

Kolomb’un bu keşfiyle birlikte Amerika Kıtaları’na İspanya’dan insanlar göç etmeye ve yerleşmeye başladılar ne yazık ki bu insanlar beraberinde yıkımı da getirecekti. Karayiplerdeki pek çok ada krallık, daha ilk yıllarda yok edilmişti. Kıtanın içlerine doğru keşif yapmak ve hakimiyeti sağlamak yavaş yavaş gerçekleşiyordu. Aztek Maya ve İnka Uygarlıkları, İspanyol orduları tarafından kolayca yok ediliyordu. Bu krallıklarda, İspanya’nın tam hakimiyeti sağlanmıştı. İspanyolların bunu başarmasındaki en önemli etken ise tüfek, çelik ve bilgiydi.

Daha gelişmiş silahlar ve taktiklerle saldıran İspanyollara karşı Amerikan yerlilerinin pek şansı yoktu. Sayıca üstün olmalarına rağmen Amerikan yerlileri ve uygarlıkları kısa zaman içinde İspanyol ve Portekizlilere yenildi. Francisco Pizarro, 200 askeri ile bütün İnka İmparatorluğunu fethetmişti. Aztek İmparatorluğu da kısa sürede İspanyollar tarafından yıkıldı. Bu fetihler sonrası yerlilere yapılanlar ise korkunçtu. Son İnka İmparatoru Atahualpa, Hristiyan olmadığı gerekçesiyle İspanyollar tarafından yakılarak öldürülmüştü.

https://s.libertaddigital.com/2021/08/09/conquista-de-mexico.jpg, 
https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=110660051
Azteklerin Başkenti Tenoktitlan’ın İspanyollar Tarafından Fethedilmesi

1600’lü yıllara gelindiğinde ise Hollanda, Fransa ve İngiltere gibi diğer Avrupa devletleri de bu yeni dünyadan kendi paylarına düşeni almaya başladılar ve Amerika Kıtaları tamamen Avrupa devletlerinin kolonisi haline dönüştü. Burada yaşayan yerliler ya yok oldu ya da asimile edildi. Bu büyük yeni topraklar sayesinde Avrupalılar ihtiyaçları olan maden ve diğer hammaddeleri elde etmeye ve Avrupa pazarına sokmaya başladılar. Böylece başta Osmanlı olmak üzere Doğulu ülkelere ticarette üstünlük sağlayıp onlardan mal almaktan kurtulup zamanla dünyanın en güçlü ekonomileri haline geldiler.

Polona Digital Library and is available under the URL: https://polona.pl/item/the-harmsworth-atlas-and-gazetter-500-maps-and-diagrams-in-colour-with-commercial,MTM1NTAyNjIx/368
 https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=138073884
1908 tarihli Avrupa’nın Kolonizasyonunu Gösteren Harita

Kaynakça:

Teke Tek Özel “Coğrafi Keşifler”, Habertürk TV, 3 Aralık 2017

Bartolomeo De Las Casas, Kızılderililer Nasıl Yok Edildi?

Keşifler Atlası, Boyut Yayınları, 2012

Hakkı Devrim, Nezihe Araz, Meydan Larousse, Meydan Gazetecilik, 1969

Leave a Reply