MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ: SÜMEROLOG, BİLİM İNSANI, TARİHÇİ, YAZAR

Benim gözümle Atatürk: Tarih boyunca bir eşi bulunmayan bir kumandan, bir siyasetçi, devrimci, sevgi dolu bir baba, bir kardeş, bir arkadaş, bir önder. Bize öyle bir devrim yaptırdı ki, Avrupa’nın 400 yılda yaptığı yenileşmeyi 80 yılda başardık. Aslında Atatürk’ü kelimelerle anlatmak olanaksız bence.’

– Muazzez İlmiye Çığ

Cumhuriyetle büyüyen, modern Türk kadınına güzel ve kıymetli bir örnek oluşturan bilim insanı ve yazarımız, 109 yıllık bir Cumhuriyet çınarı: Muazzez İlmiye Çığ. Bilgisi ve donanımı ile dünyaya ün salmış tarihçimiz, 20 Haziran 1914 yılında Bursa’da dünyaya gelmiştir. 

Özel bir okulda Fransızca ve keman dersleri almıştır. 1926 yılında Kız Muallim Mektebi’ne girip 1931 yılında mezun olan Çığ, babası gibi öğretmenlik yapmaya başlamış ve Eskişehir’e tayin olmuştur. 1940 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nden Sümeroloji, Hititoloji, Akad Dili ve Mezopotamya Kültürü üzerine dersler alarak mezun olmuştur. Aynı yıl İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne tayin olan Muazzez İlmiye, müzede birlikte çalıştığı Hatice Kızılay ve Dr. Kraus ile birlikte müzenin deposunda bulunan Sümer, Akad ve Hitit dillerinde yazılmış on binlerce tableti temizleyip, sınıflandırarak numaralandırmıştır. 74 bin tabletten oluşan çivi yazılı belgeler arşivini oluşturmuş, üç bin tabletin kopyasını yapıp katalog halinde yayımlayarak dünya bilim adamlarına eşsiz bir kaynak hazırlamıştır. 

Muazzez İlmiye Çığ, kariyer tercihini akademisyenlik yerine müzede çalışmak olarak yapmasının hayatında dönüm noktası olduğunu “O nokta ile bugüne geldim. Orada yaptığım çalışmalar beni bugüne getirdi.” sözleriyle belirtmiştir.

Muazzez İlmiye Çığ (D&R)

İstanbul Arkeoloji Müzesi’ni; Paris Louvre Museum, Londra British Museum, Berlin-Vorderasiatisches Museum gibi bir Eski-Önasya Dilleri Araştırma Merkezi durumuna getirmiştir. 1957’de Münih’teki Oryantalistler Kongresi’ne katılmış, 1960 yılında Heidelberg Üniversitesi‘nden aldığı davet üzerine 6 ay burada araştırma yapmıştır. 1965 yılında Roma‘da sergilenen Hitit sergisine başkanlık ederek sergiyi Londra’ya götürmüş, kısa bir süre kaldığı Londra’da da çalışmalarını sürdürmüştür. 1972 yılında Arkeoloji bölümünden emekliye ayrılmış ama çalışmalarına ve araştırmalarına devam etmiştir. 1988’de Philadelphia’daki Asuroloji kongresine katılmıştır. Prof. Kramer’in ‘History Begins at Sumer’ adlı kitabını Türkçeye çevirerek 1990’da ‘Tarih Sümerle Başlar’ adıyla Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlamıştır. Kitabın gördüğü ilgi üzerine 1993’te çocuklara yönelik ‘Zaman Tüneliyle Sümerlere Yolculuk’ kitabını yazmış; ilerlemiş yaşına rağmen ardı ardına eser vermeyi sürdürerek Sümer ve Hitit kültürlerini tanıtan pek çok kitap yazmıştır. 

Bu eserlerden bazıları: Kur’an İncil ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni (1995), Sümerli Ludingirra- Zaman Tüneliyle Yolculuk (1996), İbrahim Peygamber – Sümer Yazılarına ve Arkeolojik Buluntulara Göre (1997), İnanna’nın Aşkı / Sümer’de İnanç ve Kutsal Evlenme (1998), Zaman Tüneliyle Sümer’e Yolculuk (1998), Hititler ve Hattuşa / İştar’ın Kaleminden(2000), Gılgameş / Tarihte İlk Kral Kahraman (2000), Ortadoğu Uygarlık Mirası (2002), Ortadoğu Uygarlık Mirası 2 (2003), Sümer Hayvan Masalları (2003), Vatandaşlık Tepkilerim (2004), Atatürk Düşünüyor (2005), Sümerlilerde Tufan / Tufan’da Türkler (2008).

Muazzez İlmiye Çığ hayatı boyunca ulaştığı başarıları ile pek çok ödüle layık görülmüştür. 2000 yılında Fahri Doktor ünvanına sahip olmuştur. 2005 yılında Osmaniye’nin Çardakköyü’ndeki Anadolu Kültür Araştırmaları Derneği tarafından “Özgür İnsan Ödülü” ile ödüllendirilmiştir. Uluslararası Lions Kulüpleri Derneği’nin en prestijli ödülleri arasında gösterilen, insanlığın ve toplumun kalkınmasına katkıda bulunan kişilere armağan edilen Melvin Jones Dostluk Ödülü verilmiştir. Bursa Yıldırım Bayezid Rotary Kulübü de; bilim ve bilgi ışığında yarattığı eserlerini insanlığa kazandırması ve ülkemize değer katması sebebiyle Çığ’a ‘Rotary Kültür Ödülü’nü takdim etmiştir.

Çığ’a UNESCO’nun Uluslararası Anadil Günü için düzenlediği “Sınırların Ötesinde Anadil: Türkçe” seminerine ve NY Atatürk Okulu’nun 50. Yılı’nı kutlama programına verdiği katkılardan dolayı verilen teşekkür plaketi. (Anka Haber Ajansı)

‘Yaşama Dünya Savaşı ile gözümü açtım. Arkadan yokluklar, acılar, göçmenlikler, savaşın bitmesi ve Cumhuriyetin başlaması sevinci…’ – Muazzez İlmiye Çığ

Sözcü gazetesine verdiği bir röportajda yaşadığı bir yüzyıla sığdırdıklarından ve düşüncelerinden bahseden Çığ, yoğun geçen yaşantısını ‘Atatürk’ün istediği doğrultuda Sümerliler hakkında öğrendiklerimi halka dönük kitaplar halinde yazdım. Çağrılan her yerde konuşmalar yaptım ve yapıyorum. Dış ülkelere pek çok gezi yaptım. İş gezilerim oldu. Bu arada çocuklarımın ve kendi giyeceklerimi, diktim, örgüler yaptım. Yüzyıl dopdolu geçti. Sıkılmaya bile vaktim olmadı…’ sözleriyle anlatmıştır. Sümeroloji bilgisiyle anılan Çığ, bu alana nasıl girdiğini ve Sümer kültürünün bizim kültürümüzle olan bağını da aktarmıştır.

‘Çünkü Dil ve Tarih-Coğrafya fakültesine ilk başvurumda bu bölüm önerildi, ne olduğunu bilmeden kabul ettim ve Alman öğretmenlerin önderliğinde yaptığım çalışmalar bana bugünleri kazandırdı. Ben daha çok Sümer kültürü üzerinde çalıştım. Beni en çok etkileyen Sümer kültürü ile Türk kültürü arasında yazılı belge bakımından büyük bir zaman aralığı ve yer bakımından aralarında uzun bir açıklık olmasına karşılık yer adları, efsaneler ve geleneklerdeki büyük benzerlikler yanında birçok kelimelerin anlam ve ses bakımından Türkçeye uyması.’

Öğretmen bir babanın kızı ve Öğretmen Okulu mezunu olarak günümüz eğitimini de değerlendiren Çığ, öğretmenleri birer insan mühendisi olarak tanımlamıştır.

‘Bizim zamanımızda öğretmen okulları vardı. Orada çocuk psikolojisi okutulurdu, Son sınıfta civar okullara gider, oralarda çocuklara ders verir, ders alırdık. Kanımca öğretmenlik mesleği çok zor. Öğretmen, çocukları sevmeli, öğretmeyi bilmeli. Bu ikisine sahip olmayan öğretmen iyi bir öğretmen değildir. Bir çocuğun başarılı ve başarısız olması genellikle öğretmenin elindedir. O bir insan mühendisidir.’

Son olarak, yazımı Muazzez İlmiye Çığ’ın bir tavsiyesi ile bitirmek istiyorum:

‘Öğretmenler, çocukları sevsinler, onlara saygı göstersinler, sabırlı olsunlar, Gençlerimiz de öğretmenlerine saygı göstersinler, onlardan gerekli bilgileri alabilmek için çok çalışsın ve çok okusunlar…’

KAYNAKÇA

https://web.archive.org/web/20200623214653/https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/sumerolog-muazzez-ilmiye-ciga-107-yas-kutlamasi-1746336

https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/ilmiye-cig-a-100uncu-yasinda-anlamli-odul-25668576

https://www.gazetevatan.com/gundem/ilmiye-cig-isik-universitesinde-287918

https://www.aa.com.tr/tr/roportaj/108-yasindaki-sumerolog-muazzez-ilmiye-cig-hayatinin-donum-noktasini-anlatti/2456439

https://www.biyografya.com/biyografi/9984

https://web.archive.org/web/20160208081459/https://www.sozcu.com.tr/2016/egitim/muazzez-ilmiye-cig-imam-hatipler-aydinlanmaya-karsi-ama-onun-nimetleriyle-yasiyor-1079123/

Leave a Reply