Bazı şarkılar vardır ki yalnızca bir melodi ya da söz dizisinden ibaret değildir; içinde barındırdığı duygular, yaşanmışlıklar ve hikâyelerle efsaneleşir. Benim nezdimde Eric Clapton’ın “Layla” adlı eseri de bunlardan biridir. Peki, bu efsanevi şarkının ardındaki aşk hikâyesine uzanan yolda bana eşlik etmek ister misiniz ?
Başlamadan önce, yazıyı okurken sizlere eşlik etmesi adına şarkıyı buraya eklemek istedim. Sonrasında izlemek için de zaman ayırırsanız dinlemesi çok daha keyifli bir hâl alabilir.
Eric Clapton, 1960’lı yıllarda en yakın dostlarından biri olan George Harrison ile güçlü ve derin bir bağa sahipti. The Beatles’ın efsanevi gitaristi olan Harrison, o dönemin en gözde modellerinden biri olan Pattie Boyd ile evliydi. Ancak Clapton, arkadaşı Harrison’ın eşi Pattie Boyd’a aşık olmuştu ve gün geçtikçe büyüyen hisleri karşısında oldukça çaresiz hissetmekteydi. Bir yanda hayatında büyük bir öneme sahip olan dostu, öte yanda ise kalbinin derinliklerine işleyen yasak bir aşkın sancıları…

Clapton, içindeki bu yasak aşkı açıklayamayınca, duygularını müziğe dökmeye karar verdi. İlhamını, 12. yüzyılda yazılmış İranlı şair Nizami Gencevi’nin “Leyla ve Kays” (Mecnun) eserinden aldı. Hikâyede, Mecnun’un Layla’ya olan aşkı yüzünden delirmesi anlatılır. Clapton da kendi aşk acısını bu efsanevi aşk hikâyesiyle özdeşleştirir ve sonuç olarak dillere pelesenk olan Layla ortaya çıkar.
Clapton, Layla’yı yazarken yalnız değildir. Derek and the Dominos adlı grubuyla birlikte bu şarkıyı kaydetti ve müziğin güçlü altyapısında ünlü gitarist Duane Allman’ın da büyük katkısı oldu. Allman, 2003 yılında Rolling Stone dergisinin tüm zamanların en iyi 100 gitaristi listesinde Jimi Hendrix’ten sonra ikinci sırada yer aldı. Şarkının ikonik açılış riff’i, Allman’ın gitarıyla verdiği doğaçlama ruhu taşımaktadır. Etkileyici slide gitar çalması ve yaratıcı doğaçlama becerileriyle anılan Allman, 29 Ekim 1971’de 24 yaşında trajik bir motosiklet kazası sonucu hayata veda etti.

Ancak Layla’yı eşsiz kılan sadece başlangıçtaki o sert riffler değildi. Şarkının ikinci bölümü, yani yavaş ve hüzünlü piyano bölümü, aslında bir başka trajik hikâyeye dayanıyordu. Piyano melodisi, Derek and the Dominos’un piyanisti Jim Gordon tarafından bestelenmişti ve onun sevgilisi Rita Coolidge için yazılmıştı. Yıllar sonra Gordon’un akıl hastalığı nedeniyle hayatının trajediyle sonuçlandığı biliniyor, bu da Layla’nın hüzünlü ruhuna ayrı bir boyut katıyor. Gordon, ayrıca The Beach Boys, Joe Cocker, George Harrison, Steely Dan, John Lennon, Alice Cooper gibi birçok ünlü sanatçı ve grupla çalıştı. Ancak kariyeri, şizofreni teşhisiyle gölgelendi ve 1983 yılında annesini öldürdüğü için hapis cezasına çarptırıldı. Ömrünün büyük bir kısmını hapiste ve akıl sağlığı merkezlerinde geçiren Gordon, 2023 yılında hayatını kaybetti.

Aşkın Mutlu Sonu mu?

Clapton’ın Pattie Boyd’a olan aşkı yıllarca sürdü. Nihayetinde Boyd ve Harrison 1977’de boşandı ve Clapton’ın aşkı karşılık buldu. 1979 yılında Pattie Boyd ve Eric Clapton evlendi. Ancak ne yazık ki bu aşkın büyüsü uzun sürmedi ve çift 1989’da yollarını ayırdı.
Layla, sadece bir şarkı değil; tutkunun, acının, umutsuz aşkın ve müziğin iç içe geçtiği bir başyapıt niteliğindedir. Bugün hâlâ rock tarihinin en etkileyici şarkılarından biri olarak hafızalarda yerini korumakta. Zira, gerçek duygularla yazılmış şarkılar, zamanın ötesinde bir güce sahip denebilir. Layla’nın bir İran hikayesinden esinlenerek yazıldığı söylemişken Leyla ile Mecnun’un hikayesine değinmemek olmaz.
Leyla ile Mecnun bir Arap efsanesine dayanan klasik bir aşk hikayesidir, Leyla ve Kays (Mecnun) medrese yıllarında birbirlerine aşık olmuşlardır. Kısa sürede yayılan bu ilişkiyi duyan annesi Leyla’yı okuldan alır ve Kays ile görüşmesini yasaklar.
Ayrılık acısıyla mahvolan Kays halk arasında arapça deli anlamına gelen “ Mecnun “ lakabıyla tanınmaya başlar. Leyla ile Mecnun kavuşamaz, Leyla mutsuz evliliği sürerken hayatını yitirir ve Mecnun da çölde bir taşın yanında ölü bulunur. Taşı kazıyarak Leyla için 3 tane şiir yazmıştır. Bu efsane iran kültürünün değişmez bir klasiğidir ve doğunun “ Romeo ve Juliet’i “ olarak bilinir. Olası gözükmese de bu hikaye gelmiş geçmiş en iyi rock şarkılarından birine de ilham kaynağı olmuştur.
1960’larda Eric Clapton Abdülkadir Es-Sufi isimli bir sufi düşünür ile arkadaşlık etmekteydi. Abdülkadir Es-Sufi İskoç Müslüman lider ve yazardı. Eğitim Şeyhi, Darqawi-Shadhili-Qadiri Tarikatı lideri, Murabitun Dünya Hareketi’nin kurucusu ve İslam, Tasavvuf ve siyaset teorisi üzerine çok sayıda eserin de mimarıydı. 1967’de Fas’ın Fez kentindeki Karaviyyin Camii’nin imamı ile İslam’a geçmeden önce oyun yazarı ve aktördü. Sufi, Leyla ile Mecnun hikayesini Clapton’a anlattı, Çünkü Clapton’ın yasak aşkı ona bu hikayeyi anımsatmıştı.
Clapton Layla’yı bestelediğinde slow bir parçaydı ama bu Clapton ve Duane Allman tanışınca değişti, O zamanlar Derek And The Dominos grubu ile çalışan Clapton The Allman Brothers’ın yaptığı müziği duyduğunda hayranlıkla seyretti, konserden sonra grubu stüdyoya davet etti ve Layla üzerinde çalışmaya başladılar. Duane gitarını aldı ve Albert King’in As The Years Go Passing By şarkısının vokal kısmını çaldı, Clapton tempoyu hızlandırdı ve ortaya bugün bildiğimiz haliyle Layla parçası çıkmış oldu.Derek And The Dominos çalışmaya başladı, Clapton ritim gitarını kaydetti ve Allman üstüne solo gitarı çaldı, Diğer üyeler şarkının tamamlandığını düşünse de Clapton şarkının sonuna farklı bir şey gerektiğini düşündü.
Grup Layla’nın da bulunacağı “ Layla And Other Assorted Love Songs “ albümü ile uğraşırken baterist Jim Gordon geç saatlerde stüdyoya giriyor ve kendi solo albümünü yapmaya çalışıyordu.Kaydettiği şarkılardan biri de Layla şarkısının sonunda duyduğumuz piyano bestesiydi, Clapton Jim’i bu besteyi kaydederken duydu ve bu şarkıyı ona hediye etmesini istedi, Layla’ya bir son olması için.
Parça tamamlandığında Clapton şarkıyı Pattie Boyd’a dinletir ve Boyd kendi biyografisinde şöyle anlatır:
“ He switched on the tape machine, turned up the volume and played me the most powerful, moving song I had ever heard…”
“ He played it to me two or three times, all the while watching my face intently for my reaction. My first thought was: Oh God, everyone’s going to know this is about me ”
“ Bana şarkıyı iki üç defa dinletti. Vereceğim tepki için yüzüme bakıyordu. Benim ilk tepkim ise “ Aman Tanrım herkese bunu benim için yazdığını anlayacak! ” oldu.
Pattie 1974’de Geroge’dan ayrılır, 1979’da da Clapton ile evlenir. Eric ve Pattie 1989’da boşanır. Yani günün sonunda insanlar belirsizdir ve en büyük aşklar bile bitebilir. Geriye kalan ise hikayelerdir, Romeo ve Juliet gibi Leyla ile Mecnun gibi…