Avrupa basketbolunun önemli simgelerinden biri haline gelen temsilcilerimizden Fenerbahçe Beko’nun bu sezon gösterdiği istikrarsız performans, 7 yıl süren bir geleneğin sonunu da getirmiş oldu. Obradovic’in, Euroleague’in zirvesine taşıdığı sarı lacivertli takım geçen sezon duraklama dönemine girmiş ve playoff maçlarında elenmişti. Bu yıl ise koç Djordjevic ile birlikte gerileme dönemine giren Fenerbahçe, daha normal sezonun bitimine 4 hafta kala Avrupa’da havlu attı.
Fenerbahçe Beko iddialı bir kadro ve şampiyonluk parolasıyla yola çıktığı sezonda Igor Kokoskov’un ayrılık kararıyla ilk darbeyi yazın yemişti. Tüm transferleri eski baş antrenörünün isteği doğrultusunda gerçekleştiren menajer Gherardini, apar topar B planını devreye sokarak çok kısa sürede bir başka sırp koç Aleksandar Djordjevic ile anlaşmıştı.
Fenerbahçe bu süreçte Türkiye ligine iyi bir başlangıç yapmasına rağmen yıldızlarla dolu kadrosunu Euroleague’de iyi değerlendiremeyip kalitesini sahaya yansıtamadı. Sezon ortasında bir çok yıldız oyuncusunu da sakatlığa kurban eden sarı lacivertliler için bu yıla da kayıp gözüyle bakılıyordu. Bu noktada dar rotasyonla harikalar yaratmaya başlayan Sırp çalıştırıcı, başta Pierria Henry ve Marko Guduric gibi lider oyuncularla sahaya inanılmaz bir karakter koyup takımı üst sıralara taşıdı.
Sakatlıklarını atlatan süper starlar Vesely ve De Colo da takıma katılınca şampiyonluğun en büyük adayı tekrardan Fenerbahçe Beko olacaktı. Fakat Putin’in silahı tüm dünyada olduğu gibi Euroleague’i de vurdu. Oy birliği ile birlikte Rus takımlarıyla oynanan maçlar geçersiz sayıldı ve FB Beko’nun 3 galibiyeti silindi. Her şeye rağmen playoff umudu olan takımın, tam kadro şampiyonluk savaşı vermesi bekleniyordu. Buna rağmen Djordjevic iyi bir taktik plan benimseyemedi ve son 5 maçta 5 mağlubiyet alarak Fenerbahçe’yi ilk 8’den uzaklaştırdı. Ayrıca Türkiye kupasında finalde Anadolu Efes’e yenilip, Türkiye liginde de kayıplar vermeye başlayan takımda moraller alt üst oldu.
Şimdi tek hedefi ligde şampiyonluk olan Fenerbahçe Beko’da koçun ve bazı oyuncuların geleceği çokça tartışılıyor. Sezona kendi kadrosuyla başlayamayan ve bu süreçte bir çok olumsuzlukla karşılaşan Djordjevic’e kredi tanınması gerektiğini düşünüyorum. Yıl içinde 3 farklı oyun sistemi oluşturmak zorunda kaldığını göz önünde bulundurursak (1-başkasının kadrosunu tanımaya çalışması, 2-sakatlıklardan dar rotasyonu yönetmesi, 3-yıldızların dönüşüyle geniş kadroyu yönlendirmeye çalışması) bu başarısızlığı sadece koça yüklemenin anlamsız olacağı kanaatindeyim. Aksine, medyada yeni antrenör adaylarının isimleri çıkmaya başladı bile ve bunların içinden en yakın olanı Xavier Pascual.
Koçtan bağımsız olarak ta Fenerbahçe Beko’nun mottosu olan “Sarı Miras”a sahip çıkabilecek oyuncularla devam edilmesi gerekiyor. Kalitesinin yanında hırsıyla sahada bulunacak basketbolcuların, seneye Fenerbahçe Beko’yu tekrardan Avrupa’nın tepesine taşıyabilmesi dileğiyle.