Kız erkek, oralı buralı, o bu demeden, yediden yetmişe herkesin yıldızlara karşı bir hayranlığı vardır. Gerek bir bilim insanı merakıyla gerek sanatkâr bir tutkuyla, hiç olmadı Yıldızların Altında şarkısıyla beslenmiş, her insan evladının yüreğinde barındırdığı bir hayranlıktır bu. Gökteki ışıklara karşı bu kadar doğal bir sevgimiz var. Hâl böyleyken arada bir bu sevgiye kendimizi kaptırmalıyız; o saf hayranlık duygusunu deneyimlemeliyiz. Bu nedenle ‘çok yaşamak’ için ilk önerim ömrünüzden bir geceyi yıldızları izlemeye adamak.

Ne yapmalı:

Yapabileceğiniz en sade şey bir gece oturup öylece yıldızlara bakmaktır. Neyin ne olduğunu bilmeseniz bile sevebileceğiniz, huzurlu bir aktivitedir bu. İşi bir üst kademeye taşımak isterseniz telefonunuza bir uygulama indirip baktığınız yıldızların adı, dünyanın öbür ucunda neler göründüğü gibi şeylere bakarak saatlerce oyalanabilirsiniz.

Uyku düzeninizi sarsmayacağından eminseniz belli başlı saatlerde olan biten olayları da takip edebilirsiniz.

Ay tutulması her yıl, yılda birkaç defa gerçekleşen bir olaydır. Herkesin izlemeyi seveceği bir olay değildir; nitekim her zaman tam tutulma gözlemlenmez, tahmin edilebilir bir şekilde ve farklı vakitlerde gerçekleşip bir saat kadar sürer. Görmeye değer mi? Elbette! Koca Ay’ın üzerine bizim bile görebileceğimiz kocaman bir gölge düşüyor. İnsanı küçük hissettiren, kendinden alan, ama yağmur gibi, rüzgâr gibi doğal bir olay. Hadi bu sizi heyecanlandırmasın, yine yıldızlara uygulamanızdan bakıp arada başınızı ‘Düştü mü gölge?’ diye kaldırabilirsiniz.

Kişisel favorim göktaşı yağmurunu izlemektir. İki yazdır bir gün sabahlıyorum bu olay için; hayatında biraz büyü isteyenlere de hiddetle öneriyorum. Yılda birkaç defa gerçekleşmekle beraber her mevsim görmesi mümkün değildir. Kışın mesela; hava açık değildir büyük ihtimalle, ama olsa bile o soğuğa çıkmak isteyen birisini tanımıyorum. İdeal mevsim yazdır. Bunun üzerine uyarmalıyım ki ay tutulmasından farklı olarak göktaşı yağmurunu, kayan yıldızları yani, çok belli başlı saatlerde göremezsiniz. Bir yıldızla diğeri arasında 10 dakika ya da bir saat olabilir. Kaç tane göreceğiniz de belli değildir. Gözlerinizi dört açmazsanız yıldızın kaydığı anı kaçırabilirsiniz de. (Neden sabahladım sanıyorsunuz?) Bunlar kimseyi caydırmamalı. Bir yılda gördüğüm belki on, belki daha az yıldızın her biri uzun bir geceye değer.

Artı olarak:

Uzun uzun dışarda kalmak gibi bir plan yaparsanız bu aynı zamanda arkadaşlarınızla buluşmak için mükemmel bir fırsattır. Özellikle tutulma ya da yağmuru bekleyecekseniz birkaç kişiyi de yanınıza alıp o uzun bekleme sürelerini muhabbetle doldurabilirsiniz mesela. Daha yapanını görmedim, ama hava tam kararmadan önce, gittiğiniz yerde izin varsa, mangal da yakabilirsiniz. Daha romantik bir fikir isteyen varsa yıldızların altında piknik yapmayı da önerebilirim.

Hazırlık:

Beş dakikalığına dışarı çıkıp gökyüzüne bakmak büyük bir operasyon gerektirmez. Daha uzun süre dışarıda kalmayı düşünenler biraz hazırlık yapmak isteyebilir ama.

Öncelikle yıldızları olabildiğince net görebileceğiniz bir yer bulmanız gerekir. Sokağa çıkıp da baktığınız şey neyse onu görebilirsiniz; ama karanlık, şehir ışıklarından uzak bir bölgede en verimli deneyimi alırsınız. Keşke ışıkların şöyle yarısı bir geceliğine kapansa, ama malum, gece hayatı devam ediyor.

Yanınıza almak isteyebileceğiniz şeylerin ufak da bir listesi var:
> Hırka (Geceleri hava daima beklediğinizden daha soğuktur.)
> Sandalye/Tabure vb. (Ne uzun süre ayakta durmak ne de yere yatmak isteyenler için.)
> Birkaç battaniye (Oturarak yıldızlara bakabilirsiniz, ama boynunuz ağrır. En iyisi yere uzanmaktır. Olmadı fazladan ısı için kullanırsınız.)
> Yiyecek içecekler (Gece geç saatlere kadar dışarıda durmanın bir kaçınılmaz sonucu açlık ve susuzluktur. Erzakınızı yanınızda bulundurun.)
> Ivır zıvırınız (Uzun bir süre dışarıda olacağınız zaman yanınıza ne alıyorsanız aynen onları yanınıza alın. Özellikle almanız gereken bir ilaç varsa onu sakın unutmayın.)

Bana ne kattı?

Bilmem. Bana bir şey katsın diye yaptığım bir şey değildi zaten.

Bu soruya genelde cevap olarak ‘Karakterim değişti.’, ‘Uzayı daha iyi anlıyorum.’, ‘Dünyaya yeni bir felsefeyle bakmaya başladım.’ Şeklinde bir cevap beklenilir. Ben böyle bir yanıt veremiyorum, böyle bir sonuç beklemeye de gerek yok.

Uzay hakkında bir şeyler öğrenmek için kitaplara da dalınabilir, hayat felsefesi de genelde bir gecede değişmez. Yıldızlarla sabahlamamın tek amacı büyülü bir gece geçirmekti. O büyü de zaten bunu önermemin nedeni. Hayatınız boyunca hatırlayabileceğiniz bir deneyimdir yıldızlara bakmak; bir defa yapsanız da sizi terk etmez, bin defa yapsanız da ilk defaymış gibi hissettirir.

Bir geceyi gökyüzüne bakarak geçirmek kâr için yapılacak bir şey değildir; sadece yaşama yaşam katmak için yapılabilir. Klişe bir katkısı olursa da hissettirmez, sadece olur.

Leave a Reply