Lush Markası Türkiye için yeni bir marka değil. 2007 yılında Türkiye pazarına giren bu kozmetik markası, el yapımı ve organik ürünleri ile kozmetik sektöründe büyük bir sayfa açmıştı. Bu yazımda bu markayı incelememin sebebi ise, Lush markasının hak ettiği ilgiyi görmediğini düşünmem. Özellikle bizim yaşlarımızdaki genç kızlar için makyaj vazgeçilmez bir günlük rutin. Ancak şimdiden başladığımız bu makyaj alışkanlıkları gelecekte cildimiz için çeşitli sorunlar oluşturabilir. Cildimiz için böyle tehlikeli bir zemin hazırlamak yerine, bitkisel içerikli ürünlere yönelmek doğru bir tercih olacaktır. Çok fazla tercihin bulunmadığı organik kozmetik sektöründe Lush ürünleri; içerikleri, güzel kokuları ve sempatik ambalajları ile tüketici için nokta atış olabilir.
Mağaza çalışanlarından aldığım bilgilere göre, ürünlerin içeriklerinde çok az miktarlarda katkı maddesi bulunuyor. Katı olan ürünlerin de ise katkı maddesi kullanılmamakta. Dolayısıyla ürünlerin içeriklerine baktığımızda yabancı maddelerle karşılaşma olasılığınız çok düşük. Her ambalajın üzerinde bulunan son kullanma tarihi de markanın tazelik ve doğallık konusunda ne kadar şeffaf olduğunu kanıtlıyor.Markanın ürün yelpazesi de oldukça geniş. Sabunlar, kremler,şampuanlar, masaj ürünleri , çeşitli makyaj malzemeleri ve yüz bakımı ürünleri bunlardan sadece bir kısmını oluşturmakta. Bu markanın o kadar çok beğenilen ve başarılı ürünü var ki burada tanıtmak yetersiz kalacaktır. Özellikle güzel kokuları ile ün yapan ürünleri gidip mağazalarında görmeniz en doğrusu olacaktır. Şu sıralar herhangi bir kozmetik ihtiyacınız var ise, Lush markasına uğramayı unutmamanızı tavsiye ederim. Açıkca,kendinizi hem bakımlı, hem de sağlıklı hissetmenin yolu bu kozmetik markasından geçiyor.