Geçtiğimiz günlerde kampüste açılan Orta Doğu halklarıyla dayanışma standına bir grup öğrenci tarafından saldırı gerçekleştirilmiş ve stanttaki afişler yırtılıp “PKK’lıları barındırmayacağız!” şeklinde sloganlar atılmıştı. Kısacası, daha önce, İstanbul Üniversitesi, İTÜ ve DTCF kampüslerinde devrimci ve demokrat gençlere karşı gerçekleşen saldırıların bir benzeri Bilkent Üniversitesi’nde de gerçekleştirilmek istenmişti. 31 Ekim Cuma günü gerçekleşen bu saldırıyı kınamak için devrimci Bilkent öğrencileri 3 Kasım Pazartesi günü SA binası önündeki havuzda toplanarak, özel güvenliğin müdahalelerine ve karşıt grubun provokasyon girişimlerine rağmen Orta Doğu halklarının mücadelesini yükseltmek ve yapılan saldırılara sessiz kalmamak amacıyla bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklaması şöyle:
“Bilkent öğrencilerine, akademisyenlerine, emekçilerine ve tüm kamuoyuna;
Cuma günü A binası önünde Ortadoğu’ da süren emperyalist savaşa dikkat çekmek için açtığımız standa saat 15.30 sıralarında gerici faşist bir güruh tarafından bir saldırı ve linç girişimi gerçekleştirilmiştir. Sözlü sataşmalarla başlayan bu müdahale, afişlerimizin yırtılmasıyla üniversitelerdeki fikir özgürlüğüne doğrudan bir saldırı boyutuna evrilmiştir. Bir anda sayılarının artmasından ve hazırlıklı gelmelerinden dolayı planlı olduğunu düşündüğümüz bu saldırının amacı devrimcileri okuldaki öğrencilere düşmanmış gibi göstermek ve bizi hedef haline getirip öğrencilere linç ettirmektir. Bu saldırının hedefi açıktır. Okul yönetiminin sözde sağladığı fikir özgürlüğü kapsamında açtığımız standa dahi tahammül edemeyen bu zihniyetin Ortadoğu’ da Türkmenleri, Ezidileri, Kürtleri, Arapları katleden, kadınları satan IŞİD zihniyetinden bir farkı yoktur. Ortadoğu’ da, Filistin’de, Kobanê’ de büyüyen bu direniş umuttan bir güneş misali bütün dünyanın üzerine doğmaktadır. Kafa kesme görüntüleriyle korku salmaya çalışan IŞİD çetelerine karşı korkusuzca savaşan Ortadoğu halkları insanlığı hep bir ağızdan özgürlük türküsünü söylemeye çağırmaktadır.Bu sese kulak vermek ve emperyalist saldırıların karşısında durmak insan olmanın gereğidir. Bugün komşuda bir yangın var, bu yangını söndürmezsek yarın bizim evimiz de yanacak. Gezi barikatlarında kurduğumuz kardeşlik ruhunu ısrarla sürdürmeliyiz. Her ne kadar bu kardeşlik ruhu provokasyonlarla yok edilmeye çalışılsa da biz bir kere Gezi’yi yaşadık, o barikatlarda omuz omuza direndik. Faşist saldırılar ne kardeşlik ruhunu öldürebilecek ne de biz devrimcileri yolumuzdan alıkoyabilecektir. Tüm bu baskılara rağmen biz Anadolu’da, Ortadoğu’da, Filistin’de, Kobanê’de direnen halkların yanında olmaya devam edeceğiz.”
Basın açıklaması; “Faşizme Karşı Omuz Omuza”, “Üniversiteler Bizimdir, Bizimle Özgürleşecek” ve “Yaşasın Devrimci Dayanışma” sloganları ile son buldu.
Biz de GazeteBilkent Ailesi olarak; öğrencilerin fikirlerini özgürce ve hiçbir saldırıya uğramadan dile getirebildikleri daha barışçıl bir Bilkent kampüsünde yaşayabilmelerini içtenlikle ümit ediyoruz.
Tuğrul Er
Yaptığınız bölücü terör örgütü yandaşlığıdır, her hangi bir halkın savunması değil. Sizin için kahraman askerin şehid olmasında mahsur yokken, bir bebek katilinin ölümü için mağduriyet yaratıyorsunuz. Hep mağdursunuz çünkü özünüze güvenmiyorsunuz.
Türk ırkının yüz karasısınız.
Vatan sizin gibi ciğersizleri barındırmayacaktır.
Faruk
Öncelikle haber yapılmadan önce yeterince araştırılmasını öneriyor ve haberin düzeltilmesini talep ediyorum ve böylece Bilkent’in adı da kirletilmemiş olur. Ayrıca stantta pkk sloganları atıp imzasız el afişleri dağıtmışlardır ve yaptıkları tamamen pkk sempatizanlığından başka bir şey değildir.
Can Ulusoy
Tugrul Er, kimseyi tehdit edemezsin. Bu tarz dışlayıcı ve tehditkar cümlelerden başka hiç bir şey üretemiyorsunuz maalasef